Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R
DOSYA NO : 2021/1415
KARAR NO : 2022/552
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/563
KARAR NO : 2020/618
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 12/04/2021
DAVACI : …
VEKİLİ :. … – Bursa Su Ve Kanalizasyon İdaresi 1. Hukuk Müşavirliği Acemler 16190 Osmangazi/ BURSA
DAVANIN KONUSU : Borçlu Olmadığının Tespiti
B.A.M. KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı kurum tarafından davacı şirkete ait olmayan 430970 nolu abone üzerinden tahakkuk ettirilen 10134 nolu sayaçta 67.657 m3 su kullanıldığının tespit edildiği iddiası ile 10/03/2016 tarih ve 1183790 numaralı 526.651,50.-TL bedelli faturanın kesildiğini, müvekkilinin 10134 nolu sayacı yeni adresine taşınması nedeniyle hiçbir şekilde kullanmadığını, depo olarak kullanılan taşınmazın 2004 yılı içerisinde Cemre Halıcılık A.Ş tarafından kiralandığını, 10134 nolu sayacın bağlı olduğu 430970 nolu abonelik üzerinden su aboneliğinin başlatıldığını, 2008 yılı başında kiralananın tahliyesi üzerine su aboneliğinin kapatıldığını, bu tarihten sonra davacı şirketin yeni abonelik almadığını, abonelik olmadığı için su tüketimi olmayacağından Cemre Halıcılık A.Ş’ne ait 430970 nolu abonelik üzerinden müvekkili şirkete sicilsiz su kullanımı gerekçesiyle kesilen faturanın hukuka aykırı olduğunu belirterek 10134 nolu sayacın bozuk olduğunun tespitine, müvekkiline ait olmayan 430970 nolu abonelik üzerinden kesilen 1183790 nolu 526.651,50.-TL faturanın işlemiş faiz ile birlikte iptaline karar verilmesini talep etmiş, 04/06/2017 tarihli dilekçe ile dava tarihinden sonra 24/03/2017 tarihinde ihtirazi kayıtlı 606.661,50.-TL ödeme yaptıklarını belirterek bu miktarın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının iddialarının yerinde olmadığını, 10/03/2016 tarihinde Osmangazi ilçesi, Soğanlı Mah. İstanbul Yolu Cd No:347 adresindeki davacı şirkette, davalı idarenin atık su kontrol ekibi tarafından kontrol yapıldığını, 430970 nolu şebeke suyu aboneliğinin sicilsiz olarak kullanıldığının tespit edildiğinden hakkında isim değişikliği yapılması hususunda tutanak düzenlendiğini, tutanağın firmaya 430970 nolu şebeke suyu aboneliğini üzerine alması için 7 günlük süre verilmiş olmasına rağmen davacı tarafından isim değişikliği yapılmadığını, bunun üzerine kullanmakta olduğu 430970 nolu şebeke suyu aboneliğine resen isim değişikliği yapılması için Kaçak Su Şube Müdürlüğü tarafından Abone İşleri Şube Müdürlüğüne yazı yazıldığını, 10/03/2016 tarihli tespit tutanağı gereğince davacıya ait işletmenin 4 kısımdan oluştuğu, 3. kısmının depo, 4. kısmının metal işletmesinin kiracısı olduğunu, kiracının suyu kullandığını, 430970 nolu sicilsiz abonelik sayacının 67.657 m3 olarak tespit edildiğini, Hilton Otelinin ise şebeke harici su kullanımına rastlanılmadığını, 10134 nolu sayacın sökülerek tutanak altına alındığını, davacının itiraz ettiği sayaç hakkında İzmir Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünce muayene yapıldığını, yapılan teknik analiz sonucunda sayacın doğru çalıştığının tespit edildiğini, yapılan hizmetin kamu hizmeti olup, alınması öngörülen bedellerin hizmet karşılığı olarak alınacağından, abone olsun veya olmasın, hizmetten yararlanan herkesin belirlenecek bedeli ödemesi gerektiğinden, su satışından oluşan bedelin davacı tarafından ödenmesine karar verildiğini, davacının davasının dayanağı bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine, Dairemizin 08/05/2019 tarih 2018/1731 Esas 2019/488 nolu kararı ile ” Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından sayacın bulunduğu işletmede, 2008 yılı ve öncesini kapsayan aylık su tüketim miktarları belirlenerek işletmede fiziki olarak su kullanılabilen çeşme, vana gibi tesislerin miktar ve adeti belirlenmeli, sayaç mührünün kırılması nedeniyle adli işlem yapılıp yapılmadığı, 2008 yılı ve sonrasına ilişkin söz konusu işletmede elektrik aboneliği bulunup bulunmadığı, varsa elektrik tüketim miktarlarının ilgili kurumdan celbedildikten sonra, su tüketim ve faturalandırma konusunda uzman makine mühendisi ile mahallinde keşif yapılarak dosyaya alınan belgelerin irdelenmesi, davacının su sayacının bulunduğu işyerinde ortalama aylık tüketim miktarı belirlenerek tesiste kaçak olup olmadığı, sayaç sonrası başka iş yerlerine bağlantı bulunup bulunmadığı mahallinde tutanak tanıkları huzurunda belirlenerek alınacak rapor sonucuna göre alacak ve faiz hususu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmediğinden davacının istinaf nedenleri yerinde görülmüştür. ” gerekçesi ile kaldırılarak mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
Dosyanın iade edilmesinden sonra mahkemece, istinaf kararı doğrultusunda alınan asıl ve ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait işyerinde bulunan 10134 nolu sayaçtan kullanılan suya ilişkin BUSKİ’nin fatura tahakkuk ettirdiği, bilirkişi incelemesiyle sayaçta arıza olmadığı ve doğru ölçtüğü, sayacın bulunduğu yerin büyüklüğü, kullanım amacı, su harcanan musluk sayısının fazlalığı, aynı sayacın dört ayrı işyerine su verdiği, sayacın bulunduğu yerin su tüketiminin fazla olması beklenen Cemre Halıcılık isimli işyeri tarafından bir müddet kullanıldığı, en son fatura tahakkukunun 2008 yılında yapılmış olması, fatura düzenlenmeyen dönemde davacı şirkete ait olan Hilton Otelinin inşaatının yapılması nedeniyle suyun burada kullanılmış olabileceğine dair bilirkişi tesbiti birlikte değerlendirildiğinde, kullanılan suyun miktar olarak doğru olup, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 118379 nolu 526.651,50- TL tutarlı faturanın usulüne uygun olarak tahakkuk ettirildiğinden kesilen faturadan davacının sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkili şirkete ait aboneliğin 2001 yılında kapatılmasından sonra da 10134 numaralı ölçümü yapılan sayacın müvekkil şirket tarafından kullanılmadığını, sayacın en son Cemre Halıcılık tarafından kullanıldığını, 10/03/2019 tarihli tutanakta mührün kırılarak kullanıldığına ilişkin bir tespit yapılmadığını, herhangi bir adli işlem bulunmadığının tespit edildiğini, mührün kırılmadığı ve kaçak su kullanımı olmadığı tespiti, davaya konu 1997 yapımı ve on yılı aşkın süredir bakımı yapılmayan, kullanılmayan depo alanında bulunan ve iklimsel faktörlere maruz kalmış olan 10134 sayaç numaralı sayacın doğru ölçüm yapmadığının başlı başına göstergesi olduğunu, Ölçü ve Ölçü Aletleri Muayene Yönetmeliği’ nin 9. maddesinin b bendi gereği; elektrik, su ve gaz sayaçlarının periyodik muayenelerinin on yılda bir yaptırılması zorunlu olduğu, bu sorumluluğun davalıya ait bulunduğu, iki rapor arasında çelişki bulunduğu, Hilton Otelinin inşaatı sırasında fabrika binası tesisatından su kullanıldığının ispatlanamadığını, bilirkişi raporundaki tespitlerin somut olaya uygun olmadığını, bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağını, fatura bedeline yürütülen faizin fahiş olduğunu, gecikme zammı tahsilinin hukuka aykırı olduğunu, faiz ile birlikte toplam 606.661,50.-TL (526.651,50 TL fatura bedeli + 80.010,00 TL işleyen faiz) ödeme yapmak zorunda kalındığını, bu ödeme ihtirazi kayıtla yapıldığını ve faiz konusundaki itirazlarının dosyasına sunulduğunu, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2018/1731 dosya, 2019/488 karar no.lu kararında “…faiz hususu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken” şeklindeki bozma kararına rağmen yerel mahkeme tarafından faiz bedeli konusunda hüküm kurulmamasının hatalı olup bu yönden de istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının mülkiyetinde bulunan Soğanlı Mah. İstanbul yolu Cad. No:347 adresindeki kurulu 10134 nolu sayaçtan 10/03/2016 tarihinde yansıyan su tüketim bedelinden davacının borçlu olmadığının tespiti istemidir.
Somut olayda, mülkiyeti davacı şirkete ait Soğanlı Mah. İstanbul Yolu Caddesi No:347 Osmangazi adresinde bulunan iş yerinde yapılan tespitte işletmenin dört kısımdan oluştuğu, üç kısmı depo, dördüncü kısımda metal işletmesi mevcut kiracı bulunduğu, kiracının kuyu suyu kullandığı, 430970 nolu sicilsiz abonelik sayacının 67657 metreküp olarak su kullandığının tespit edildiği, Hilton Otel İşletmesinde şebeke harici su kullanımına rastlanmadığına dair 10/03/2016 tarihli tutanak düzenlenmiştir. Bunun üzerine davacı şirkete 2016 Nisan dönemine ait 531.808,08.-TL bedelli fatura tahakkuk ettirilerek tebliğ edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesinden sonra davacının istinaf istemi üzerine, adreste aylık su tüketim miktarının belirlenmesi sayaç mührünün kırılması nedeniyle adli işlem yapılıp yapılmadığı, belgelerin celbinden sonra mahallinde keşif yapılarak iş yerinde ortalama aylık tüketim miktarının belirlenmesi kaçak olup olmadığı, başka iş yeri ile bağlantı bulunup bulunmadığının, tutanak tanıklarının da dinlenerek belirlenmesi ve faiz hususunun değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesi ile kaldırılarak iadesine karar verilmiştir.
Dosya içinde bulunan İzmir Valiliği Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünün 03/05/2016 tarihli yazısının ekinde davacı adına kayıtlı sayacın doğru çalıştığı tespit edilmiştir. İtiraz üzerine gönderildiği TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitü Müdürlüğünün 14/03/2018 tarihli yazısında “Teksan Marka 10134 seri nolu debimetrenin 07/03/2018 tarihinde ulaştığı, debi ölçüm sistemine bağlanmak suretiyle gerekli çalışmalar yapıldığı, bağlandığı, ölçüm hattına su verildiğinde sayacın kadranına su dolduğu ve kadranın alt tarafından her iki yönde de su aktığının görüldüğü, bu hali ile doğru ölçüm yapmasının mümkün bulunmadığı, muhtemelen önceki rapor düzenlenirken sayaca müdahale edilmesinden kaynaklandığı, test edilemeyecek duruma gelmesine neden olduğu tespitine yer verilmiştir. Bu yazıda ilk muayene nedeniyle sayaca müdahale edilmesinden kaynaklanan durum nedeniyle sayacın test edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığından ikinci rapor ile çelişki meydana geldiğine dair istinaf nedeni yerinde değildir.
Mahkemece, mahallinde keşif yapılmış, tutanak tanıkları dinlenmiştir. Bilirkişi raporunda, su tesisatının dört kısımdan oluştuğu, iş yeri, depo olarak kullanılan kısma giden su tesisatlarının birbirine bağlı olduğu, bu tesisatların girişte depo olarak kullanılan ilk mekanda iş yerindeki su sayacına bağlandığı, birinci bölümün boş, ikinci bölümün depo olarak, üçüncü bölümün iş yeri Özdilek deposu olarak, dördüncü bölüm iş yeri ise demir işleme-imalat bölümü olarak kullanıldığı, çeşme wc, lavabo, duş banyo mekanları bulunduğu, büyük çoğunluğunun uzun yıllardır kullanılmamış kırık dökük veya kapatılmış durumda olduğu, iş yeri binalarında sayaçtan beslenen yangın tesisatları ve yangın sistemi bulunduğu, sayaçtan yangın dolaplarına su alma imkanının olduğu, yangın tesisatlarına boru bağlanıp söküldüğünün görüldüğü, Hilton Otel İnşaatına buradan su alındığının beyan edildiği, tesisattan Hilton Oteli inşaat şantiyesine giden sökülmüş boruları tespit ettiği, 27/11/2007 tarihinde sayaç yazarı 23529 iken sayaç yeri kapalı olduğu için 8-9 sene okunmadığı, 22/04/2016 tarihinde sayaç yazarının 44129 olarak tespit edildiği, dosyadaki yazıya göre sayacın arızalı olmadığı, iş yerindeki mevcut durumda 67657 metreküp suyun tüketilmesi olağan değilse de, bu tesisattan alınan başka yerlerde kullanılan su tüketim miktarı olduğu tespit etmiştir. Sayacın doğru ölçüm yapıldığına dair tespit ve dava konusu sayaca bağlanan tesisata eklenen boruların varlığı nedeniyle 67657 metreküp su kullanılmadığına ve faturadan sorumlu olunmadığına dair iddianın dosya kapsamında bulunan delillerle ispatlanamadığından taşınmaz maliki ve aboneliğe sahip davacının sorumlu olduğu, ayrıca dava değeri dikkate alınarak ve fatura içeriğinde faiz alacağı bulunmadığı dikkate alındığında mahkemenin ulaştığı sonucun usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinafı yerinde değildir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2020 tarih ve 2019/563 – 2020/618 sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gerekli istinaf karar harcının peşin alınmış olması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…
Başkan
…
…
Üye
…
…
Üye
…
…
Katip
…