Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/945 E. 2022/1333 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/945 – 2022/1333
T.C.
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/945
KARAR NO : 2022/1333

B.A.M. KARAR TARİHİ : 24/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/672 esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının sözleşmeye dayalı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacının edimlerini yerine getirdiği, takibe konu miktar yönünden davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine, müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olmayan 5.833,97.-TL kısım için sözleşme içeriğinin ifa edildiğine dair delil sunulmadığını, davacı tarafça arıza bildirimlerine gelindiği ancak sözleşmeye göre arızaya müdahil olması gereken Tuba Çelik’in müdahil olmayıp yetkisiz kişilerce müdahalelerde bulunulduğunu, sözleşme gereği taahhütlerin yerine getirildiğine ilişkin belge sunulmadığını, hizmet yapılmadığı halde düzenlenen faturaların iade edildiğini, davacı taraf kusurunu bildiğinden bu faturaları kabul ettiği, periyodik kontrollerin yapıldığına dair formlar sunulmuş ise de, yapılan yanlış değerlendirmeler sonucu fabrikadaki elektrik kablosunun yandığını, müvekkilinin dava dışı firmaya 18.231,00.-TL ödemek zorundu kaldığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun 03/06/2017 tarihinde raporunda işyerinde tespit edilen eksikliklerin arasında, iş yeri elektrik tesisatının periyodik kontrollerinde yapılmadığı, iş yeri elektrik panolarında seçicilik ilkesine uygun olarak kaçak akım rolesi tesis edilmediğinin belirtildiğini, ortada resmi bir belge varken davacının taahhüdünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davalının fabrika binasının 2016-2017 yılları arasında yüksek gerilim tesisleri işletme sorumluluğuna yönelik hizmet sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, hizmet bedelinin ödenip ödenmediği hususundadır.
Taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu faturaların davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin usulüne uygun olarak tutulmuş ve lehe delil niteliği bulunan ticari defter kayıtlarına göre, davalıdan takip tutarı olan 16.757,00.-TL alacaklı göründüğü, hizmet sözleşmesi kapsamında davacı tarafından düzenlenen bu faturalardan 10.923,76.-TL kısmının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından bu faturalara yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden faturaların içeriği kesinleşmiştir. Fatura içeriğini teşkil eden hizmetin verildiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda davacının, davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 5.833,97.-TL bedelli 4 adet faturaya yönelik hizmetin verildiğini ispat etmesi gerekir.
Taraflarca dosyaya ibraz edilen delil ve belgeler ile, SGK teftiş raporu, davacının arızanın giderilmesine yönelik istek çalışmalarına ait kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ek bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından düzenlenen 4 faturaya ilişkin edimlerin sözleşme kapsamında ifa edildiği, davalının trafo arızası nedeniyle dava dışı üçüncü kişiye yaptığı ödemede taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının sorumluluğunun trafonun panosuna kadar pano bağlantılarını dahi kapsadığı işletmeye bağlı elektrik iç tesisatın ve donanımın sözleşme kapsamında sayılamayacağı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca tanzim edilen rapor kapsamında tespit olunan eksikliklerin sözleşme dışında kalan üretim tesislerine ait elektrik tesisatları ile bağlantılı olduğu, trafo arızasının işletme içi nedene bağlı olarak anlık meydana gelebileceğinden davacının kusurunun ispat edilemediği tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime açık, kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye yeterlidir.
Dosya kapsamına göre, davacının takip konusu 16.757,00.-TL alacak yönünden edimini yerine getirdiği anlaşılmakta olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden başvurunun esastan reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih 2018/965-2020/64 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru aşamasında davalı tarafından yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 858,51.-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.