Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/881 E. 2022/1383 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/851
KARAR NO : 2022/1247

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/481
KARAR NO : 2020/136
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 02/04/2020
DAVACI : … -…

VEKİLİ :
Av. … – [16371-73842] UETS
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
B.A.M. KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın görev nedeniyle reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafından davacı aleyhine Bursa 6. İcra Dairesi’nin 2007/7880 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra da davacının maaşlarında bir kısım ödemeler ve tahsilatlar da gerçekleştiğini, kredi sözleşmesi sebebine dayanarak takip başlatıldığını, bu kredi sözleşmesinin bir örneğinin müvekkiline taleplerine rağmen verilmediğini, ödeme toplamının 23.229,00.-TL ye ulaştığını, tüm kredi miktarının davacının bilgisi ve rızası dışında dava dışı Metin Çavuşlar isimli kişiye banka yoluyla gönderildiğini, davacının davalıdan bu yönde yazılı veya sözlü bir talimatı olmadığını, bankanın yaptığı transfer ödemesinin tamamen usulsüz olduğunu, hesapların güvenliğinden bankanın sorumlu olduğunu, kredi borcu olmayan davacıya takip başlatan davalının kötü niyetli olduğunu beyanla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, yapılan tüm ödemelerin işleyen % 24,96 faizleri ile birlikte müvekkiline iadesine, davalı bankanın haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı tüm alacağın % 40 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu kredinin tüketici kredisi olduğunu, yetkili mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacının davaya konuyu krediyi Gemlik şubesinden kullandığını, yetkili yerin Gemlik Tüketici Mahkemesi olduğunu, davanın usulen reddine, mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu kredinin bireysel kredi olduğundan davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Bursa Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının kredi sözleşmesini dosyaya sunamadığını ancak takip başlattığını, takibin kesinleşmesinden sonra davacıdan tahsilatlar gerçekleştiğini, menfi tespit davasına konu olan belgeler davalı tarafça dosyaya sunulamadan görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davalı bankanın yaptığı bu usulsüz işlemlerden özen borcu gereğince kusursuz sorumluluğu olduğunu, davalı bankanın talimatsız bir işlem gerçekleştirdiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bireysel kredi nedeniyle menfi tespit istemidir.
Somut olayda, davacı, aleyhine Bursa 6. İcra Dairesi’nin 2007/7880 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra maaşında bir kısım tahsilatlar yapıldığı, takibe dayanak kredi sözleşmesinin sunulamaması nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti talep etmiş, davalı ise kredinin tüketici kredisi olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini savunmuştur.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar..” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3.maddesinde; “Mal; Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar. Tüketici ise, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan Kanun’un 3/d maddesinde; “Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda, Garanti Bankası Genel Müdürlüğü’nün yazı cevabında, takibe konu edilen kredinin bireysel kredi olduğunun bildirilmiş olması nedeniyle, davacının davaya konu ettiği kredi ticari amaçla, kar elde etmek için kullanılan bir kredi olmayıp tüketici kredisi kapsamında bulunduğundan mahkemenin aynı gerekçe ile ulaştığı sonuç usul ve yasaya uygun olup davacının istinafı yerinde değildir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarih ve 2019/481 – 2020/136 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı harçtan muaf olduğundan yatırılan istinaf harçlarının iadesine,
3-Karar tebliğ, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip