Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/568 E. 2022/545 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/568
KARAR NO : 2022/545

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/418
KARAR NO : 2019/970
KARAR TARİHİ : 27/09/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 26/12/2019
DAVACI : … -…-…
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI
v. …- UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile sözleşme imzalandığı dönemdeki unvanı Şefkat Elektronik İnş. Gıda Paz.San.Tic.A.Ş arasında 07/12/2010 tarihinde alacağın temliki sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile davalı borçlu şirket 20.143,00 USD ‘yi davacıya 30/06/2011 tarihinden başlamak üzere 57 ay 350 USD, 58.ay 193 USD olmak üzere 58 ayda ödemeyi taahhüt ettiklerini, davalı borçlu şirket ilk altı ay 350 USD yedinci ay ise sadece 100 USD olmak üzere davacıya 2.200 USD ödeme yaptığını, bu tarihden sonra davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı borçlu şirketin 13/01/2015 tarihinde ticaret unvanını Bursa Aura Su Arıtma Sistemleri A.Ş olarak değiştirdiğini, sözleşme konusu borcun davalı şirket tarafından davacıya ödenmemesi üzerine Bursa 13.İcra Müdürlüğü’nün 2018/3904 sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının borca, takibe ve yetkiye itiraz ettiği, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, görev itirazında bulunduklarını, düzenlenen sözleşme ile alacağın temliki değil, borcun naklinin söz konusu olduğunu, borcun naklinde borcun nakli sözleşmesinin yapılması ile bu sözleşmenin konusunu teşkil eden borcun borcu devralana geçeceği, borcu devreden Tasfiye Haline İhlas Finans Kurumu AŞ.nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, davanın zamanaşımına uğradığı, borcun nakli sözleşmesinin yapıldığı sırada borcun muaccel olmadığını, tasfiyeye tabi olduğunu, tasfiye sonuçlanmadığından ve dava tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelmediğinden dava tarihi itibariyle talep edilebilir bir alacak bulunmadığını, beyanla açılan davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir..
Mahkemece, asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, istinaf edilmeden kesinleşmiştir. Dosya kendisine gönderilen mahkeme, sözleşme hükümleri dikkate alınarak isteme konu taksitlerin ödendiği ispatlanmadığından itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, benzer davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verdiğini, görevsizlik kararı verilmesini, İhlas Finans Kurumunun tasfiye halinde olması nedeniyle takip yapılamayacağını, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının borcun tamamını ödemesi gerektiğini, bu yükümlülüğe uymadığını, tahsili geciktirmek için itiraz edildiğini icra takibi yapılmasının haklı ve yerinde olduğunu beyanla istinafın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, alacağın temliki sözleşmesi gereğince alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemidir.
Somut olay incelendiğinde, davacı ile davalı şirket arasında 07.12.2010 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı şirketin davacılara her ay 350 USD olmak üzere toplam 20.143,00 USD ödeme yapmayı taahhüt ettiği, davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacılar anılan sözleşmeye dayanarak sözleşmenin karşı tarafı olan davalı aleyhine icra takibinde bulunmuş ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmıştır. Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki İhlas Finans Kurumu A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir (YHGK’nun 21.03.2019 gün 2017/11-2630-2019/328 sy. k.). Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa girilerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmayıp davalının istinafı yerindedir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmediğinden HMK ‘nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca, esasa ilişkin hususları incelenmeksizin davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/09/2019 tarih ve 2019/418 – 2019/970 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip