Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/565 E. 2022/1865 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/565
KARAR NO : 2022/1865

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1461
KARAR NO : 2019/1704
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 07/02/2020
DAVACI : … –
VEKİLLERİ … – …
VEKİLİ : Av. … – [16339-33775-34408] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında Bursa İnegöl Oylat Tesisleri bünyesinde mutfak imalatlarının yapılması hususunda sözleşme yapıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiğini ve doğan alacaklarına binaen değişik tarihlerde faturalar düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalının fatura bedelleri toplamı olan 120.106,80.-TL’yi müvekkiline ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10607 esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için başlattıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile aralarında bir hukuki ilişki olduğunu ancak davacının talebinin belirsiz olduğunu, dava ile talep edilenlerin icra takibi yolu ile talep edilenlerden farklı olduğunu, davacı alacaklıya borçlarının olduğunu ancak talep edilen kadar borçlarının olmadığını, taşeron firmanın düzenlediği faturalar doğru kabul edilerek karşılıklı olarak deftere işlendiğini, bu faturalar ile ilgili ödemelerin yapıldığını, fakat montaj, deneme ve kontrol şartları yerine getirilmediğinden ödemelerin durdurulduğunu, şartları yerine getirilmeyen bir sözleşmeye istinaden kesilen faturalar ile ilgili ödeme yükümlülüğün sözleşme şartları yerine getirilinceye kadar ertelenmesini, yapılacak işin tamamlanmasından itibaren sözleşme şartlarına uygun olarak ödeme yapabileceklerini, yapılan hesaplamalardan sonra müvekkilinin davacıya borcunun 68.149,01.-TL olduğunu, haksız alacak talebi bulunulduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında mutfak imalatlarının yapılmasına dair eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, işin yapıldığ, faturaların düzenlendiği ancak bedelinin ödenmediğinin ileri sürüldüğü, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterine kaydedildiği, faturalara davalının yasal sürede itirazda bulunmadığı ve HMK’ nın 222. maddesi gereğince davacı tarafın ticari defterlerin kesin delil olduğu, bilirkişi raporlarına itibar edilerek davacının cari hesap ekstresinden kaynaklı 120.106,80.-TL alacağın olduğu ve davalı tarafından ödenmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, itirazlarında haklı olduklarını, montaj işleminin davacı tarafından taahhüt edilip yapılmadığını, mahkemenin davacının delil olarak sunduğu sözleşmede yazılı montaj ediminin yerine getirilip getirilmediği konusunun belirlenmesinden sonra alacak miktarına karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin sözleşme dışına çıkarak karar verdiğini, sundukları seviye tespit belgesinde mutfağın tamamlanmadığının belirlendiğini, malzemelerin raporda gösterildiğini ancak monte edilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemidir.
Taraflar arasında bila tarihli Bursa İnegöl İlçesi Oylat Sosyal Tesisleri bünyesinde mutfak ekipmanları imalatlarının yapımı konusunda eser sözleşmesi düzenlendiği, davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf eser sözleşmesi nedeniyle bakiye iş bedelinin ödenmediğini, davalı ile takibe konu cari hesaptan doğan alacak için hesap mutabakatının olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf ise davacıya takip ve dava konusu yapılan tutar oranında borçlu olunmadığını, davacı tarafın sözleşmeye aykırı olarak montaj deneme ve kontrol şartlarını yerine getirmediğini savunmuştur.
Mahkemece taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, takip ve dava konusu faturaların taraflara ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davacının ve davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya 120.106,80.-TL borçlu göründüğü, tarafların 31/07/2018 tarihli dava dilekçesine ekli mutabakat mektuplarına göre davacının davalıdan 120.106,80.-TL alacaklı olduğu konusunda mutabık oldukları tespit edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca işin bitim tarihinin 15/10/2017 olarak kararlaştırıldığı, 31/07/2018 tarihinde taraflar arasında 120.106,80.-TL alacak/borç mutabakatı sağlandığı anlaşılmıştır. Mutabakat işin bitim tarihinden itibaren yaklaşık bir yıl sonra yapılmış olup, davalı tarafından bu tarihe kadar eksik iş ya da sözleşmeye aykırılık iddiasına ilişkin olarak davacıya karşı ihtar gönderildiğine ilişkin dosya delil sunulmadığı gibi mutabakata da ihtirazi kayıt konulmadığından mahkeme kararının gerekçesinde delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yönü bulunmamasına göre davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih 2018/1461-2019/1704 sayılı kararı usul esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,

2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gerekli 8.204,50.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.052,00.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.152,05.-TL harcın ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 22/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip