Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/493 E. 2022/831 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/493
KARAR NO : 2022/831

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1495
KARAR NO : 2019/1525
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 08/01/2020
DAVACI : …
T.C. Kimlik No:…- …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
B.A.M. KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili firmanın mülkiyetinde olan 16 YZ 009 plakalı aracın arızalanması üzerine 19/03/2018 günü davalı tarafça bahsedilen araca motor revizyonu tamiri yapıldığını, bu iş için işçilik dahil davalıya 13.570,00.-TL ödeme yapıldığını, bahsedilen onarımdan kısa sayılabilecek bir süre olan 7 ay kadar geçtikten sonra aracın aynı arızayı yeniden yapması üzerine bu kez aracı dava dışı Arslanlar Otomotiv firmasına götürülerek yeniden tamir ettirilerek 22.508,30.-TL ödeme yapıldığını, tamirat esnasında aracın dökümü yapılan parçalarının neredeyse tamamının yeniden değiştirildiğini, ayrıca birçok parçasının da onarımının hatalı olması, kalitesiz malzeme kullanılması, ayıplı işçilik v.b. nedenlerle aracın ikinci kez arızalandığının tespit edildiğini, zarardan davalının sorumlu olduğunu belirterek 22.508,30 .-TL’nin 16/10/2018 ödeme gününden itibaren başlayacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, davacının araçlarının bakımlarının taraflarınca yapıldığını, davacı tarafın sadece arızalı olan yerleri yaptırdığını ve fazla masraf çıkmasını istemediğini, firma revizyon ve yedek parça değişikliği yaparken 22.508,03.- TL çıktığını ve kesilen faturanın 13.570,00.-TL olduğunu, faturalardan anlaşıldığı gibi sadece firmanın işçilik yaptığını, işçilikten kaynaklı bir durum olsa idi kısa bir süre denilen 7 ay da çalışmayacağını ve daha önce arıza yapacağını, iddia edilen arızanın kendilerine bildirilmediğini, kendilerinden kaynaklanmayan arızanın bedelinin kendisinden alınmaya çalıştığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından yapılan motor revizyon hizmetinin eksik ve ayıplı olduğu, davalının sadece işçilik hizmeti verdiği, ayıp sebebiyle eser sözleşmesini fesih ederek ödenen bedeli isteyebileceğinden davalıya ödediği 13.570,00.-TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının arabasının motorunu tamir ettiğini, sağlam teslim ettiğini, garantisi bulunmadığını, 7 ay sonra aracın tekrar bozulması üzerine kendisinin bilgisi dışında başka servise tamir ettirerek 22.508,00.-TL masraf çıkardığı, ikinci arızanın kendisinden kaynaklanmadığını, raporu kabul etmediğini, kendisinin malzeme değiştirmediğini, sadece işçilik yaptığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ayıp sebebiyle davacıya ait aracın arızalanması üzerine davalı tarafından yapılan tamir işleminin ayıplı olduğu iddiasıyla davacının 3. kişiye ödenen tamir bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda, dava Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek karara bağlanmış ise de, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olup mutlak ticari dava değil nispi ticari davalardandır.
Dosya kapsamından davalının tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece öncelikle davalının tacir olup olmadığı araştırılarak mahkemenin görevinin saptanması gerekir.
Mahkemenin görevli olmadığı saptandığında işin esasına girilmeden görevsizlik kararı verilmesi, aksi takdirde yani mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi halinde ise, davalı tarafından hangi işlerin yapıldığı, değiştirilen hangi parçaların ikinci hasara ne şekilde sebebiyet verdiği, motor revizyon hizmetinin ne şekilde ayıplı olduğu, ne yapılması gerekirken yapılmadığının ve dava dışı firma tarafından 16/10/2018 tarihli proforma faturada belirtilen işlerin yapılıp yapılmadığının ve yapılan işlerin bedelinin ne kadar olduğunun belirlenerek ikinci arızanın davalının yaptığı işlemlerden kaynaklanıp kaynaklanmayacağı tam olarak saptandıktan sonra oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece uyuşmazlığın niteliği ve mahkemenin görevi belirlenmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2019 2018/1495-2019/1525 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip