Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/489 E. 2022/1477 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/489
KARAR NO : 2022/1477

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/819
KARAR NO : 2019/1329
KARAR TARİHİ : 30/09/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 28/01/2020
DAVACI : … –
VEKİLİ … –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde, davalıların müvekkili şirketten 04/10/2016 tarih ve 10688 nolu fatura ile 349.280,00.-TL bedelli ürün teslim almasına rağmen faturaya konu bakiye 54.280,00.-TL borcu ödemediğini, davalılar hakkında Bursa 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5097 esas numaralı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 54.280,00.-TL bakiye borcun tahsili için icra takibi başlatıldığını, takibe davalılar tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek borçlu davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, itirazında haksız olan borçlu davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının servis hizmeti sağlamayıp, ayıp ve eksikleri gidermediğinin sabit olduğunu, müvekkilleri ile davacının 4 adet soğuk hava odası yapımı için anlaştıklarını ve söz konusu işin davacı tarafça bitirildiği beyan edilerek müvekkillerine teslim edildiğini, ancak teslim sonrası işin istenildiği gibi yapılmadığını, birden çok eksik ve ayıplı imalat olduğunun görüldüğünden davacı tarafa ayıp ihbarında bulunulduğunu, ayıpların giderilmesinin talep edildiğini, ancak davacı firmanın servis hizmeti vermediğini, eksiklikleri gidermediğini, müvekkillerin yapılmayan eksik imalatlar ve ayıplar nedeni ile mağdur olduğunu, söz konusu ayıplar ve eksikler nedeni ile müvekkilinin fatura bedelini ödemesinin söz konusu olamayacağını belyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 4 adet soğuk hava deposu yapım işi konusunda ticari ilişki mevcut olduğu, hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda bina yükseklik farkının gizli ayıp niteliğinde olmadığı, konu ile ilgili olarak bir şartname ve proje bulunmadığı için ayıp olup olmadığına karar verilemediği, kapı altı raylarının yerinden çıkmasının ise gizli ayıp olduğu bu durumun giderilmesi için 8.000,00.-TL işçilik ve malzeme tutarının gerekli olduğunun bildirildiği, dosya içinde bulunan 25.07.2016 tarihli teslim tutanağına göre işin eksiksiz çalışır durumda teslim edildiğinin belirtildiği, imza itirazının dikkate alınmadığı, açık ayıp niteliğindeki hataların teslim tutanağı ile kabul edildiğinin sayıldığı, gizli ayıp niteliğindeki hatalar yönünden ise iş sahibinin ihbar külfetinin gizli ayıplar için de geçerli olduğu, somut olayda gizli ayıp için yükleniciye ayıp ihbarı yapıldığı davalı tarafından ispat edilemediğini davalının ayıp iddialarının bu nedenle değerlendirmeye alınmadığı, davalının kendi defterlerine göre davacıya 40.280,00-TL miktarında borçlu olduğu gerekçesiyle bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında 4 adet soğuk hava odası imalatı için anlaştığını, davacı tarafından söz konusu imalatın ayıplı olarak teslim edildiğini, davacı tarafın servis hizmeti sağlamayıp eksiklikleri gidermediğinin sabit olduğunu, ayıp ve eksiklerin tespiti için Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/80 D.İş dosyası ile tespit yaptırdıklarını, tespite ilişkin raporda eksiklerin sabit olduğuna ilişkin raporu dosyaya sunduklarını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, dosyaya ibraz edilen şartnamenin mahkemece incelenmediğini, teslim tutanağının müvekkilince imzalanmadığına dair mahkemeye itirazda bulunduklarını ancak bunun mahkemece değerlendirilmediğini, ayıp ihbarının yapıldığını, tespit dosyasının başlı başına bir ayıp ihbarı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili davalıların istinaf dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde, icra takibinin 10/05/2017 tarihinde yapıldığını, takibe itirazın ise 20/06/2017 tarihinde gerçekleştiğini, tespit talebinin ise 24/07/2017 tarihinde olduğunu, işin eksiksiz çalışır durumda teslim edildiğini, ürün bir yıl kullanıldıktan sonra icra takibine binaen ürünle ilgili eksik ve ayıplı iddialarına dayanarak alacağın sürüncemede kalması için alacak takibine itirazda bulunup tespit davası açıldığını, eğer eksik ve ayıp söz konusu olması durumunda ayıp ihbarının süresinde yapılması gerektiğini, tüm iddiaların mahkemece ayrıntılı olarak değerlendirildiğini belirterek davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalılar arasında, davalılara ait soğuk hava deposunda dört adet soğuk hava odası kurulumu hususunda eser sözleşmesi düzenlendiği davacının yüklenici, davalıların ise iş sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf eser sözleşmesi uyarınca 54.280,00.-TL bakiye iş bedelinin ödenmediğini iddia etmiş davalı taraf ise bakiye iş bedelinin 40.280,00.-TL olduğunu eksik ve ayıplı iş nedeniyle bakiye bedelin ödenmediğini savunmuştur.
6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi nedeniyle iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1.). Kural olarak, yüklenicinin basiretli bir tacir gibi eseri fen ve sanat kurallarına uygun meydana getirmeyi üstlendiği kabul edilir. Çünkü yüklenici işinin ehli, iş sahibine göre konusunda uzmandır. Özen borcu, sözleşmenin her safhasında olan ve teslime kadar devam eden bir borçtur (Y.15.HD. 2.7.2013 T, 2012/6860 – 2013/4281 sy.k). Kuşkusuz iş sahibi ısmarladığı eserde belli niteliklerin bulunmasını arzu eder. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bundan dolayı, teslim edilen eserin fen ve sanat kurallarına uygun iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması gerekir. Aksi halde, eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ortaya çıkar. Eserdeki ayıp, yüklenicinin eserde gerçekleştireceğini vadettiği niteliklerin bulunmaması, kararlaştırılan vasıfların eksik olması veya eserin vasıflarının önceden kararlaştırılmamış olmasına rağmen dürüstlük kuralı gereği eserin kendisinden beklenen yararı gerçekleştirmeye elverişsiz olması yani sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla, fiilen mevcut olan arasındaki fark demektir. Yüklenici sözleşmeye göre kullanılmaya elverişli imalatı yapıp teslim etmekle yükümlüdür. Yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu ise, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 474. maddesine göre, açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, 6098 sayılı TBK’nun 477/son maddesi uyarınca da gizli ayıplar ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılacaktır. İş sahibi ancak, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunması koşuluyla TBK’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklardan birisini kullanabilir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalılarca ayıplı olduğu iddia edilen işlerden; mevcut bina ile yeni odaların yüksekliğinin birbirini tutmadığı, oda yükseklik farkının imalat başladığı andan itibaren imalat süresince ve teslim alındığı anda ve sonrasında görülür şekilde olduğu, gizli ayıp sayılamayacağı tavan kısımlarında parçalı panel kullanıldığı, bu hususunda imalat başladığı andan itibaren teslim anına kadar görünür şekilde bir durum olduğu, gizli ayıp olmadığı, kapı alt raylarının sabitlendiği yerden çıktığını, bu hususun gizli ayıp olduğu belirlenmiştir.
Dosya içerisinde mevcut taraflarca imzalanan 25/07/2016 tarihli teslim tutanağı ile işin eksiksiz çalışır vaziyette teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekili teslim tutanağındaki imzaların davalılara ait olmadığını, imza karşılığı iş teslimi gerçekleşmediğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, cevap dilekçesinde imza itirazında bulunulmadığından teslim tutanağı altındaki imzanın davalılara ait olmadığı yönündeki beyanı, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olması nedeniyle mahkemece bu hususa ilişkin verilen kabulde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı tarafça teslim tarihi olan 26/07/2016 tarihinden 5 gün sonra 01/08/2016 tarihinde davacı tarafça servis hizmeti verildiğini, ayıp ihbarının bu servis hizmeti verilmiş olması ile dahi yapılmış olduğunu, Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/80 D. İş sayılı dosyasındaki tespit raporunun başlı başına ayıp ihbarı olduğu ileri sürülmüş ise de, 01/08/2016 tarihinde verilen servis hizmeti dava konusu ayıplara ilişkin olmadığı gibi somut dava açıldıktan sonra davalı tarafça tespit talebinde bulunulduğu, davalı tarafın teslim tarihinden dava tarihine kadar süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispatlayamadığından mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2019 tarih 2017/819-2019/1329 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru aşamasında davalılar tarafından yatırılması gereken 2.751,53.-TL harçtan ayrı ayrı yatırılan toplam 1.376,00.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.375,53.-TL istinaf karar harcının davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip