Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/370 E. 2022/1311 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/370
KARAR NO : 2022/1311

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1234
KARAR NO : 2019/623
KARAR TARİHİ : 21/05/2019
İSTİNAFAv. … – UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında Bursa, İnegöl, Mobilya Kent Toplu İşyeri Kompleksinde yapılacak 4 yıldızlı otel projesi ile ilgili olarak 04.02.2014 tarihli Proje Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, projenin davalıya teslim edildiğini, muhtelif tarihlerde kontrolörlük hizmeti verildiğini, sözleşme bedelinden 50.000,00.-TL eksik ödendiğini, 28/03/2016 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, ödeme yapılmayınca takip başlattıklarını, davalının borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla itirazın iptaline, icra takibinin devamına, asıl alacağın %20’si oranından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, İnegöl mahkemelerinin görevli olduğunu, sözleşmenin işin süresi başlıklı 4. maddesine göre tüm projelerin en geç Haziran 2014 tarihine kadar tamamlanması gerektiğini, zamanında teslim yapılmadığını, uygulama projeleri ilk olarak Ekim 2014 tarihinde alçıpan projeleri Eylül 2014, mekanik projelerinin Eylül 2014, duvar projelerinin Ekim 2014 de gönderildiğini, zamanında tamamlanmadığını, davalının zarara uğradığını, ayda iki kez verilmesi gereken kontrolörlük hizmetinin de verilmediğini, toplantılara katılmadığını, SPA projesini 1,5 yıl gecikmeyle teslim ettiğini, davalı şirket çalışanı mimar ile SPA bölümünün tamamlandığını, takip konusu alacakla ilgili fatura tanzim edilip gönderilmediğini belirterek davanın reddini, kötü niyetli davacı aleyhine %20 oranından az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu projelerin davalı tarafa teslim edildiğine dair tutanak bulunmadığı, ancak uygulamaya ilişkin deliller bulunduğu, sözleşme ilişkisinin davalı tarafından kabul edildiği, davacının şantiye toplantılarına %40 oranında katılım sağladığı, sözleşmenin 3.maddesinde 100.000,00.-TL tutar belirlenmiş olmakla; bu tutar üzerinden %60’a varan oranda kesinti yapılabileceği, 175.000,00.-TL iş bedelinin tam olarak ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, işin teslim edildiğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu, iç mimarı projelerin uygulandığını, davalıya ait internet sayfasında bu projelerin görsellerine yer verildiğini, sözleşme hükümlerinden sözleşme bedelinin proje bedeli ve kontrolörlük bedeli olarak ayrıldığı sonucunun çıkartılamayacağını, sözleşme bedelinin bir bütün olup, sadece ödemeler için vadeler konulduğunu ve 100.000,00.-TL’lik ödemenin kontrolörlük hizmetinin verileceği 5 aylık süre zarfında ödeneceğinin belirtildiğini, kontrolörlük hizmetinin bu bedele dahil olduğunun açıkça yazıldığını, dava konusu sözleşme gibi büyük bir iç mimari projede, proje bedelinin sadece 125.000,00.-TL olduğu ve kontrollük hizmet bedelinin ise 100.000,00.-TL olduğu yönündeki iddianın ticari hayatın mantığına, piyasa şartlarına ve işin doğasına da aykırı olduğunu, bilirkişi bu tespiti yaparken hiçbir bilimsel gerekçe kullanmadığı gibi piyasa araştırması da yapmadığını, dosya kapsamında sabit olduğu üzere sözleşme gereği verilecek kontrollük hizmeti genel bir kontrol olup, inşaatta çalışan taşeron firmaların yaptığı imalatların kontrol edilmesini ya da yapılacak işlerin tarif edilmesini kapsamadığını, otel inşaatında çalışan tüm taşeron firmalarla ilgili gerekli ilgi ve alakanın gösterilmesi, taşeron firmaların denetlenmesi, yapılan işlerin takip ve kontrol edilmesinin inşaat şantiye şefinin ya da proje müdürünün görevi olduğunu, davacı şirketin böyle bir yükümlülüğünün bulunmadığını, ayrıca kontrolörlük hizmetinin tespitinde sadece toplantı tutanaklarının dikkate alınmasının da doğru olmadığını, zira bireysel olarak verildiğini, şantiye toplantıları haricinde sayısız kez otel inşaatının ziyaret edildiğini, sözleşmenin devamı süresince ve sonrasında kontrolörlük hizmetinin yerine getirilmediğinin hiçbir şekilde ileri sürülmediğini, davacı firmanın üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafın projeleri zamanında ulaştırmadığını, toplantılara katılmadığını, sözleşmede belirtilen iş bitim tarihine de riayet etmediğini, tüm bunların bilincinde olan davacı şirketin (sözlü olarak ve mail yazışmaları ile bu durumlar kendilerine defalarca söylenmiştir) haksız ve kötü niyetli olarak, alacağının olmadığı bile bile, icra takibi başlattığını, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, proje hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemidir.
Somut olayda, taraflar arasında Bursa, İnegöl, Mobilya Kent Toplu İşyeri Kompleksinde yapılacak 4 yıldızlı otel projesi ile ilgili olarak 04.02.2014 tarihli Proje Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bakiye iş bedeli nedeniyle takip başlattığını, itiraz edildiğini, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı ise sözleşme gereğince ayda en az iki kez verilmesi gereken kontrollük hizmetinin gereği gibi yerine getirilmediğini, işin tamamlanmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. Taraflar arasında düzenlenen proje hizmetleri sözleşmesinin ikinci maddesinde sözleşmenin konusunun ” Bursa İli, İnegöl İlçesi, Mobilyakent Toplu İş yeri Kompleksinde yapılacak olan 4 yıldızlı otel olarak planlanan mevcut otel bloğunun genel mekan (lobi, resepsiyon,mutfak, yemek salonları vs) ve odaların mobilya, aksesuar, grafik ve süsleme sanat yapıları ve özel bitirme elemanlarının tasarımı da dahil iç mimarlık ve dekorasyon projeleri, uygulaması, kontrollük hizmeti, raporlama hizmeti ve nihayetinde kesin projelere uygun kullanımı, müşteri kabulü hazır şekilde otelin teslimi, tüm işlerin tayin ve tespit maksadıyla tanzimi ” olarak kararlaştırıldığı,
İşin bedeli ve ödemeler başlıklı üçüncü maddesinde ise,” bu sözleşmeye göre yapılacak iç mimarı ve dekorasyon projeleri, raporlama ve diğer hizmetlerin bedeli 225.000,00.-TLdir. Fiyata KDV dahil değildir… 25.000,00.-TL sözleşme imzalanmasıyla birlikte nakit, 25.000,00.-TL 28/02/2014 tarihinde nakit, 25.000,00.-TL 30/03/2014 tarihinde nakit, 25.000,00.-TL 30/04/2014 tarihinde nakit, 25.000,00.-TL 30/05/2014 tarihinde nakit, 100.000,00.-TL kontrollük hizmeti verilecek olan beş aylık süre zarfına eşit bölünüp, aylık nakit ödenecektir. İşveren bu işle ilgili ödemelerini, projecinin banka hesabına yatıracaktır. Projeci firma ise bu ödemelere karşılık faturalarını kesecektir. Faturaların KDV si takip eden ayın 25 inde ödenecektir. ” şeklinde kararlaştırıldığı, davacı firmanın beş aylık süre zarfında ayda en az iki kere vermesi gereken kontrollük hizmetinin 100.000,00.-TL ye tekabül ettiği, Aralık ve Ocak ayı toplantılarına katıldığı bilirkişi raporu ile tespit edildiği dikkate alındığında, hizmet bedelinin 40.000,00.-TL olacağı, 125.000,00.-TL proje bedeli ile 40.000,00.-TL kontrollük bedelinin davalı tarafından ödendiğinin davacı tarafından kabul edildiği hususu dikkate alındığında mahkemenin bilirkişi raporuna uygun olarak verdiği karar usul ve yasaya uygun olup, davacının istinaf nedenleri yerinde değildir.
Davalı kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini istinafa getirmiş ise de, davacının kötü niyetli olarak takip başlattığı hususunda delil bulunmadığından istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle tarafların istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarih ve 2016/1234 – 2019/623 sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılması gerekli istinaf karar harcının peşin alınmış olması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye

(Muhalif)

Katip

Muhalefet Şerhi

Muhalefet şerhi: Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri dikkate alındığında, sözleşme konusu proje bedellerinin 125.000,00 TL, kontrollük hizmeti karşılığının 100.000,00 TL olarak belirlendiği sonucunun çıkarılamayacağı, davacının on toplantıdan altısına katılmadığı tespit edilmiş ise de, dosyanın bilirkişiye verilerek yerine getirilmeyen hizmetin sözleşme bedeli karşısındaki oranının tespiti için kararın kaldırılması gerektiği düşüncesinde olduğundan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.


Üye