Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/275 E. 2022/72 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/275
KARAR NO : 2022/72

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/335
KARAR NO : 2018/1089
KARAR TARİHİ : 11/09/2018
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 10/01/2019 (Davacı)- 28/12/2018 (Davalı)
DAVACI
SU : Alacak
B.A.M. KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı UEDAŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin ilk olarak davalı UEDAŞ ile sözleşme yaptığını ve bu şirketten elektrik aldığını, kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketlerin elektrik enerjisinde meydana gelen kayıp ve kaçaklardan kendisinin sorumlu olduğunu, kayıp kaçak bedeli adı altında bir ücretin müvekkilinden tahsil edilemeyeceğine dair sözleşme hükümleri TBK md 20 vd. anlamında genel işlem koşulu olduğunu ve müvekkili açısından geçersiz olduğunu, % 2 oranında TRT payının hesaplanmasında kayıp kaçak ve diğer bedellerin de yer aldığı fatura miktarı üzerinden işlem yapıldığını, halbuki TRT payı hesap edilirken kayıp kaçak ve diğer bedellerin yer almadığı fatura miktarı üzerinden % 2 TRT payı hesaplanması gerektiğinden bahisle kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli ile bu bedeller toplamı üzerinden hesaplanan KDV’nin HMK.nun 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak her bir davalı için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik asgari 3.500-TL nin (toplam 7.000-TL) fatura ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, dava konusu talepler davacı bakımından belirlenebilir olduğundan, belirsiz ve/veya kısmi dava açılamayacağından bu şekilde açılmış olan davanın reddi gerektiğini, keza yasal olarak kayıp kaçak bedelleri, bölge dağıtım firmalarınca tahsil edildiğinden, davanın yalnızca diğer davalı UEDAŞ hasım gösterilerek açılması gerektiğini, davacı tacir olduğundan bu nevide bir dava açmasında hukuki yararı bulunmadığını, bu sebeple davacı yan nihai tüketici olmadığından ticari hayatı ile alakalı olarak kullanmakta olduğu elektrik tüketiminden haksız olarak alındığı iddia olunan bedellerin iadesinin mümkün olmayacağını, dava konusu bedeller yasal mevzuata uygun ve zorunlu şekilde tahsil edildiğini, ihtarname gönderilmediğini, davanın istenilen faiz yönünden de reddi gerektiğini, davacının HMK 329 gereğince lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi talebinin dava konusu olayda uygulanabilirliği bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı UEDAŞ vekili cevap dilekçesinde, geçmiş dönemlerde dahil olmak üzere abone sözleşmesi ile ilgili tüm taleplerin muhatabının münhasıran CLK UPESAŞ olduğunu, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacının tahakkuk eden faturalara 8 gün içinde itiraz etmeyip içeriğini kabul ederek ihtirazı kayıt bildirmeden ödeme yaptığından bu bedellerin istirdatının talep edilmesinin mümkün olmadığını, talep edilen faizi de kabul etmediklerini beyanla davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece, davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelleri ile diğer kalemlere ilişkin tutarların 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Yönetmelik Hükümleri ve EPDK’nın bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygun olarak tahsil edildiği anlaşıldığından bu bedellerin meri mevzuat hükümleri uyarınca iadesinin talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yapılan bu açıklamalar uyarınca kanun düzenlemesinde önce açılan ve devam etmekte olan bir davaya daha sonra çıkarılan bir yasanın uygulanması hukukun genel ilkeleri ile bağdaşmamakta olup, yerel mahkemenin vermiş olduğu red kararının hukuka aykırı olduğunu, karar ile telafisi imkansız zararların doğduğunu, yerel mahkeme tarafından verilmiş kararın gerekçeli olmadığından bahisle istinaf taleplerinin kabulü ile tahkikat sonucunda yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı UEDAŞ vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu ilam Bursa 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/146- 2016/353sayılı dosyasının görevsizlik kararı gereği yargılaması yapılmış olmasına ve bahse konu kararda yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına şekline karar verilmiş olmasına rağmen yerel mahkemece bu kısmın gözden kaçırıldığını, görevsizlik nedeni ile ayrıca vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu beyanla yeniden esas hakkında karar verilerek taraflarına vekalet ücreti takdir edilmesini talep etmiştir.
Dava, davacıdan haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak ,perakendende satış, PSH sayaç okuma,iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri ile bu bedeller toplamı üzerinden fazladan ödenen TRT paylarının hesaplanarak tahsili istemidir.
Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir (HMK 31). Davacının iddiasının mahkemece anlaşılabilir olması gerekmektedir. Bu husus aynı zamanda taleple bağlılık ilkesinin gereğidir. Tarafların iddia ve savunmalarının yeterince açık olmaması, belirsiz veya çelişkili olması durumunda hakim bu konuda açıklama yapmalarını istemelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf elektrik hizmeti satın aldığını, faturaların her ay düzenli olarak ödediğini, faturalarda tüketim bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak, perakendende satış, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri ile bu bedeller toplamı üzerinden fazladan ödenen TRT paylarının hesaplanarak tahsilini talep etmiş, her bir davalı için dava değeri 3.500,00.-TL olarak gösterilmiştir. Ancak, haksız alındığı ileri sürülen alacak kalemlerinin herbiri için ne kadar talep ettiği hakkında ayrıntılı bir açıklama yapmamıştır. Bu durumda dava dilekçesindeki talebin açık ve belirli olduğu söylenemez . Mahkemece, HMK 31 madde gereğince davacıya her bir alacak kalemi için istediği miktarı açıklayan dilekçe ibraz etmek üzere süre verilmesi, talebin açıklanmasından sonra dosyanın bilirkişiye tevdi ile açıklamalı rapor alınması, her bir kalem yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak tarafların hak ve yükümlülüklerinin buna göre belirlenmesi gerekirken bu eksiklik giderilmeden verilen karar doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf nedeni yerindedir.
Davalı vekili, Bursa 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/146-2016/353 sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiğini, görevsizlik kararında yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına şekline karar verilmiş olmasına rağmen yerel mahkemece bu konuda karar verilmediğini istinafa getirmiştir. Görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder (HMK 331/2). Davaya görevli mahkemede devam edilmesi nedeniyle görevli mahkemece yargılama giderlerine karar verilmiştir. Davanın esası hakkında haklılık durumuna göre yargılama giderlerine karar verildikten sonra görevsizlik kararı nedeniyle yargılama giderine ayrıca karar verilemeyecek olup davalının istinaf nedeni yerinde değildir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kaldırma sebebine göre esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 hükmü gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/09/2018 tarih ve 2018/335 – 2018/1089 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı ve davalı UEDAŞ vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip