Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/21 E. 2022/47 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/21
KARAR NO : 2022/47

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1079
KARAR NO : 2019/461
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 18/11/2019
DAVACI
ONUSU : Menfi Tespit
B.A.M. KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 09/03/2017 tarihli Termal (Yalova) İçme Suyu ve İçme Suyu Paket Arıtma Tesisleri İnşaatı, Elektrik ve Mekanik İşlerinin Yapımı hususunda sözleşme düzenlenerek sözleşme bedeli olarak 1.050.000,00.-TL+KDV miktar kadar çekin ön ödeme olarak davalıya verildiğini, 30/06/2018 tarihinde çek dışındaki tüm çek bedellerinin ödendiğini, davalının sözleşmeye göre işi verilen sürede tamamlayamadığını, eksik bıraktığını, bazı işlerde de sorunlar geldiğini, ihtara rağmen eksik işlerin tamamlanmaması üzerine müvekkilince tamamlattırılarak ödenen 243.331,00.-TL’nin tahsili için Bursa 2. ATM 2018/758 sayılı dosya ile dava açıldığını, iş eksik bırakıldığından dava konusu çekin bedelsiz kaldığını, buna rağmen davalı tarafça icra takibine konulduğunu belirterek Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8313 esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu bulunmadığından takibin iptaline, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, işin geç tesliminde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, çeklerin ileri tarihli verildiğini ve bu durumun ön ödemenin hukuki niteliği ile bağdaşmadığını, davacı iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının verilen çeklerin tarafların arasındaki sözleşmenin bir parçası olduğu, sözleşmenin ifası için karşı tarafa verildiği, ödemelerin çeklerin avans mahiyetinde olduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiği, çek ödeme aracı olup kural olarak mevcut borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, ayrıca sözleşmenin 8.1. maddesinde yapılan ödemeye karşılık teminat olarak senet alınacağının ifade edildiği, somut olayda verilen bir teminat senedi olmadığına göre, iddia edildiği gibi ön ödemenin de gerçekleşmemiş olduğu, davacı tarafça ispata yarar yazılı delil sunulmadığı ve yemin deliline de dayanılmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, sözleşmenin 7.1.1 maddesinde “sözleşmenin imzalanması ve ödeme taşerona gönderildikten sonra 1 gün içinde işe başlanır” hükmünün yer aldığını, davalının ön ödemeyi aldığı için işe başladığını, teminat senedi alınmasının davacının değil davalının sözleşmeye aykırı davranmasından dolayı olduğunu, davalının cevap dilekçesinde çeki önceden aldığını ikrar ettiğini, ikrarın varlığı halinde bu durumun ayrıca ispatının gerekmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı istinafa karşı cevap dilekçesinde, müvekkilinin yükümlülüğü yerine getirebilmesi için öncelikle inşaatın tamamlanması gerektiğini, davacı tarafça ön ödeme mahiyetinde çekler verildiği belirtilmiş ise de, çeklerin ödeme tarihinin çok ileri tarihler olduğunu, ön ödemenin hukuki niteliği ile de bağdaşmayacağını, sözleşmede davacıya yüklenen edimleri yerine getirmediğini belirterek davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi nedeniyle avans verildiği ve eksik ifa nedeniyle bedelsiz kaldığı iddia olunan dava konusu Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8313 esas sayılı dosyasında takibe konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit istemidir.
Taraflar arasında Termal (Yalova) İçme Suyu ve İçme Suyu Paket Arıtma Tesisleri İnşaatı Elektrik ve Mekanik İşleri Yapımı için sözleşme yapıldığı, dava konusu çekin sözleşme bedeli olarak ödenen çeklerle birlikte davalıya verildiği hususunda çekişme yoktur.
Davacı geç teslim ve eksik ifa nedeniyle çekin bedelsiz kaldığını, davalı ise işin gecikmesinde sorumluluğunun bulunmadığını, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını ve iddialarının gerçek dışı olduğunu savunmaktadır.
Uyuşmazlık, davalının sözleşme gereği edimini yerine getirip getirmediği, dolayısıyla dava konusu çekin bedelsiz kalıp kalmadığı hususuna yöneliktir.
Davacı, dava dilekçesinde, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/758 esas sayılı dosyası ile eksik işlerin tespiti, eksik ve hiç yapılmayan işler için ödenen bedellerin tahsili cezai şartın tespiti talepli dava açtığını ve davanın derdest olduğunu belirtmiş, yargılama sırasında bu beyanı tekrarlamıştır.
Belirtilen dosyada verilecek karar eldeki dava sonucunu etkileyeceğinden mahkemece, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/758 esas sayılı dosyası ile işbu dosyanın birleştirilerek delillerin toplanmak suretiyle karar verilmesi veya Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/758 esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece hükme etkili olabilecek deliller tümüyle toplanmadan eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1.a-6 hükmü uyarınca kaldırılmasına, Dairemiz kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2019 tarih 2018/1079 – 2019/461 sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatıranlara iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 27/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip