Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1954 E. 2021/268 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/1954
KARAR NO : 2021/268

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …
KARAR NO :…
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 14/07/2020
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – -… …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 16/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın usulden reddine dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile imzalanan yapı denetim hizmeti sözleşmesi uyarınca davacının edimlerini kısmen yerine getirdiğini, davalı tarafın hizmet bedellerini ödemediğini, bunun üzerine sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini belirterek hizmet bedellerinin tespit edilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 70.000,00.-TL yapı denetim hizmet bedelinin hak ediş tarihlerinden işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalıya ait arsa üzerinde dava dışı yüklenici…ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin de geçmişe yönelik feshi ve yükleniciye düşen tapu kayıtlarını iptali bakımından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında derdest dava bulunduğunu, bekletici mesele yapılmasını, aynı sözleşmede yapı denetim alacaklarından sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun kararlaştırıldığı, yüklenici müteahhit firmanın da davaya dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ticaret mahkemelerinin TTK.nun 4. ve 5.maddelerinde belirtilen dava ve işlere bakmaya görevli olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin, hizmet sözleşmesi niteliğinde olup Borçlar Kanunu’nda düzenlendiği, mutlak ticari dava olmadığı, davacı tacir ise de, davalının arsa sahibi olup arsası üzerine yapılan inşaat için yapı denetim hizmet sözleşmesi akdettiğinden tacir sıfatının bulunmadığı, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda, davanın esasına girilmeden, deliller toplanmadan, inceleme yapılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, yapı denetim sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı taraf şirket ise de, dava mutlak ticari davalardan değildir. Davalı arsa sahibi ise 6502 sayılı Kanun’un 3/k maddesinde tanımlanan biçimde tüketici sayılmaz. Zira birden fazla bağımsız bölüm içerir şekilde inşaat yaptırmak istemekte olup yaptığı sözleşmede aynı Kanun 3/l maddesinde sayılan eser sözleşmesine bağlı tüketici işlemi olarak da kabul edilemez. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca yapı sahibi sayılan arsa sahibinin anılan Yasa’nın 2 ve 5. maddesine göre yapı denetim hizmet sözleşmesi yapmadıkça imar nizamına uygun inşaat yapamayacağı, inşaat izni almak ve yapı denetim hizmet sözleşmesi yapmak zorunda olduğundan, dava yönünden görevli mahkeme genel mahkemeler olduğundan davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarih ve 2019/493 – 2020/189 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken istinaf karar harcı peşin alınmış olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 16/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip