Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1904 E. 2023/215 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/1904
KARAR NO : 2023/215

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1738
KARAR NO : 2020/62
KARAR TARİHİ : 03/02/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 10/09/2020 (Davacı)
DAVACI : … -T.C. Kimlik No:…
: Av. … – [16118-11468-77607] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 28/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1152 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında DSI Güngören Sulaması ve Rögar Kapakları İmalatı işleri kapsamında sözleşme imzalandığını, davacının hizmet karşılığı 18/12/2015 tarihli 12.980,00.-TL bedelli fatura düzenlendiğini, fatura bedelinin ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından düzenlenen 12.980,00.-TL fatura bedelinin 5.000,00.-TL’sinin banka havalesi, 7.080,00.-TL’sinin ise tahsilat makbuzu ile ödendiği, davacının tahsilat makbuzunun başka bir alacağa ait olduğu iddiasını ispata yarar delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, eksik hususlar giderilmeksizin karar verildiğini, HMK’nın 94/2 maddesi gereği hakimin verdiği sürenin kesin olduğuna karar verebileceği, aksi halde belirlenen süreyi geçiren tarafın yeniden süre isteyebileceğini, müvekkilin envanter ve kebir defterlerinin incelenmesi için süre verilmesi bakımından hukuki engel yokken ilk inceleme sonucunda karar verilmesinin yerinde olmadığını, kaldı ki 2015 yılına ait yevmiye defterinin alacağını ispatlayacağını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, eksik ticari defterlerinde tamamının dosya içinde bulunduğunu, mahkemece tediye makbuzu ile ilgili bir inceleme yapılmadığını, müvekkilin tediye makbuzu altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak yazıların kendisine ait olmadığını belirttiğini, 03/02/2020 günlü duruşma tutanağının usulüne uygun düzenlenmediğini, taraflarınca yemin deliline dayanıldığı halde mahkemece bu husus gözetilmeden yanılgılı karar verildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında ticari ilişkinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında DSİ Göngören Sulaması Rögar Kapakları İmalatı hususunda ticari ilişki bulunduğu ve yapılan iş karşılığında 12.890,00.-TL bedelli fatura düzenlendiği hususunda ihtilaf yoktur.İhtilaf, fatura bedelinin ödenip ödenmediğine yöneliktir.
Bilirkişi raporu ve dosyadaki delil ve belgelere göre, takip ve dava konusu fatura davacı ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacı ticari defterlerine göre fatura bedeli kadar davalıdan alacaklı görünmektedir. Davalı ticari defterlerinde ise, 5.000,00.-TL banka havalesi, 7.980,00.-TL tahsilat makbuzu ödeme ile borç kapatılmıştır.
Davalı ticari defterlerinde kayıtlı ödemelere ilişkin banka dekontu ile tahsilat makbuzunun ibraz etmiştir. Tahsilat makbuzundaki imza davacı tarafından kabul edilmiş ve tahsilatın başka alacağa ait olduğu iddia ve ispat edilmemiştir.
Bu durumda ödemenin dava konusu faturaya istinaden yapıldığının kabulü gerekir. Davacı istinaf dilekçesinde envanter ve kebir defterinin incelenmemesinin ve yemin teklif hakkının gözetilmemesinin eksiklik olduğunu iddia etmiş ise de, somut olayda, dava konusu fatura taraflar arasında ihtilaflı olmayıp, ihtilaf ödemeye ilişkin olduğundan ve ödeme davalı tarafça ispat edilmiş olduğundan davacıya ait envanter ve kebir defterlerinin incelenmesinin davanın esasına katkı sağlamayacağı, yemin deliline ise, iddia ve savunmanın başka delille kanıtlanamaması halinde başvurulabileceğinden mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf nedenleri yerinde değildir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2020 tarih 2018/1738-2020/62 sayılı kararı usul esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE,

2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından istinaf aşamasında harçlar peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 28/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip