Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1723 E. 2021/233 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/1723
KARAR NO : 2021/233

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ..
KARAR NO : ..
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 06/08/2020
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1 -… –

VEKİLİ : Av. … -…
2 -… -…

DAVANIN KONUSU : Alacak
B.A.M. KARAR TARİHİ : 11/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2021
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen yetkisizlik kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalı ….. –…… adi ortaklığının alt taşeronu olan … arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, davacının taşeron sözleşmesi ile yüklendiği edimini yerine getirerek işi teslim ettiğini, davacının yaptığı işlerin adi ortaklık tarafından denetlendiğini, davacının yaptığı işin bakiye bedelinin ödenmediğini, arabuluculuk bürosuna başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını belirterek ödenmeyen 358.684,50.-TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde, taleplerin zamanaşımına uğradığını, adi ortaklığını taraf ehliyeti bulunmadığından ortaklığa karşı husumet yöneltilemeyeceğini, adi ortaklığı oluşturan şirketlerin davacı şirket ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, adi ortaklığın ve ortaklığı oluşturan şirketlerin taşeron sözleşmesine taraf olmadığını, davacının bu sözleşmeye dayalı alacak taleplerini yalnızca diğer davalı ve sözleşmenin tarafı olan ….’ne yöneltmesi gerekirken, hangi hukuki gerekçeyle davalı şirketin davaya muhatap tutulduğunun anlaşılamadığını, yetkili mahkemenin davalı şirketin yerleşim yeri olan Ankara Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davalının da içinde olduğu adi ortaklık ile diğer davalı şirket ile taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye davacının taraf olmadığını, davalı şirketin dava konusu taleplerle bağlı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı …. hakkındaki davanın tefrikine karar verilerek yeni bir esasa kaydedildiği, davacı ile davalı adi ortaklık arasında herhangi bir sözleşme olmadığı, davacı ile davalı … arasındaki yetki sözleşmesinin davalı adi ortaklığı bağlamayacağı, davanın konusunun eser sözleşmesinden kaynaklandığı için davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, bu nedenle herbir davalının ayrı ayrı yetki itirazında bulunabileceği, yetki itirazında bulunan davalı ile davacı arasında sözleşme olmadığından yetkili mahkemenin HMK 6.maddesindeki genel yetki kuralı uyarınca davalının ikametgahı mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalılar arasında alt/üst taşeronluk ilişkisi bulunduğunu, sorumluluklarının birlikte olduğunu, davacı tarafından yapılan işin adi ortakları oluşturan şirketlerin denetiminde ve kontrolündü yapıldığını, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığının bulunduğundan davaların ayrılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gibi usul ekonomisine de aykırı olduğunu, davalı adi ortaklığın …’da iş yeri kaydı bulunduğunun SGK kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tefrik edilmeden …. Ticaret Mahkemesinde karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, alt yüklenici …. ile yaptığı eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağının söz konusu şirketin sözleşme yaptığı asıl yüklenici ….. adi ortaklığına da husumet yönelterek tahsilini istemiş, mahkemece ara karar ile …. şirketi hakkındaki davanın tefrikine karar verildikten sonra aynı duruşmada adi ortaklık yönünden yetki itirazı kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde davalı olarak …. şirketi ile adi ortaklık davalı olarak gösterilmiş, dava dilekçesi, adi ortaklığı oluşturan her bir şirkete ayrı ayrı tebliği yerine adi ortaklığın … şirketi ile yaptığı sözleşmedeki adresine tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Adi ortaklığın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında yer alan ortaklıklardan farklı olarak tüzel kişiliği bulunmadığı için fiil ehliyeti ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, adi ortaklığın taraf olduğu davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Para borçlarında, adi ortaklardan her biri borcun tamamından sorumlu tutulabileceğinden ortaklardan birine karşı adi ortaklığın borcundan dolayı takip yapılabilir, dava açılabilir ise de, dava adi ortaklığa karşı yöneltilmiş olup bu durumda adi ortaklığı oluşturan her iki şirkete ayrı ayrı dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Dava dilekçesi adi ortaklık için belirlenen adrese tebliğ edildikten sonra davalı …. vekili olarak cevap dilekçesi sunan vekil, cevap dilekçesi ekinde adi ortaklık ile davalı … şirketi adına düzenlenmiş vekaletnamelerini de sunmuş, ikinci cevap dilekçesini ise adi ortaklık adına hazırlayarak mahkemeye vermiştir. Davayı takip eden vekil, adi ortaklığı oluşturan şirketlerden sadece … şirketi ile adi ortaklık adına düzenlenen vekaletnameyi dosyaya sunmuş ancak diğer şirket adına vekalet vermemiştir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından mahkemece adi ortaklığı oluşturan her bir şirkete dava dilekçesinin tebliği yapılıp taraf teşkili tamamlanmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. ( Yargıtay 9.HD’nin 03.03.2014 tarih ve 2012/2304 -2014/6752 s.k.)
Hüküm verilen oturumda dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen …. hakkında tefrik kararı verilmesine rağmen aynı şirketin yetkisizlik kararına ilişkin gerekçeli karar başlığında gösterilmesi de yerinde değildir.
6100 sayılı HMK’nun 127.maddesine göre cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olup aynı Kanun’un 19.maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davalı olarak gösterilen adi ortaklık adresine davetiye 5/7/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, adi ortaklık adına düzenlenmiş vekaletname de ekli olarak sunulan cevap dilekçesi ise, kanunda gösterilen iki haftalık cevap süresi 19/7/2019 tarihinde sona erdikten sonra verilen 6/9/2019 tarihli cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulmuştur. Yasal süreden sonra yapılan yetki itirazının reddi gerekirken itirazın kabul edilerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece adi ortaklığı oluşturan şirketlerin adresleri belirlenerek şirketlere ayrı ayrı dava dilekçesi tebliğ edilip ortaklık vekiline … adına düzenlenmiş vekaletnameyi ibraz için uygun süre verilip bu şekilde taraf teşkili tamamlanarak davalı şirketlerin savunma haklarının ihlali önlendikten sonra tarafların gösterecekleri deliller ve taraflar arasındaki ilişki birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerindedir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece usulünce taraf teşkili sağlanmadan, süresinden sonra yapılan yetki itirazının kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … – … sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip