Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2020/1477 E. 2022/1804 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2020/1477
KARAR NO : 2022/1804

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1487
KARAR NO : 2019/1686
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 27/01/2020 (Davacı ) 22/01/2020 (Davalı Sanko
DAVACI SU : Alacak
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2022
Mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin İnegöl Organize Sanayi Bölgesi içinde bulunan deplase işini davalı şirketle imzalanan protokol gereğince yaptırdığını, davalı şirketin ise bu işi Aytes şirketine taşeron olarak verdiğini, taşeron şirket işçisi Cemal Yanık’ın 2005 yılında geçirmiş olduğu iş kazasında yakınları tarafından İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/1380 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, en son aynı mahkemenin 2015/370 -2016/270 sayılı ilamı ile kararın kesinleştiğini, kesinleşen karar nedeniyle Ankara 33. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15584 ve 2018/9272 esas sayılı dosyaları ile toplam 567. 668,75.-TL ödeme yapıldığını belirterek bu miktarın ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, meydana gelen kazada Aytes ve Teiaş’un %70 oranında kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 567.688,75.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. .
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, gerekçeli kararda İSKO Dokuma İşletmeleri Sanayi Tic. A.Ş. gösterildiğini, cevap dilekçesinde açıklandığı üzere dava tarihinde bu isimli bir ticari şirket bulunmadığını, bu şirketin hükmi şahsiyetini kaybetmiş olup, Sanko Tekstil İşletmeleri San. Tic. A.Ş. içine alınarak bir şubesi olarak faaliyetine devam ettiğini, cevap dilekçesinde iyi niyetle husumet itirazında bulunulmadığını, davanın müvekkili Sanko aleyhine açıldığını kabul ederek davaya cevap vermiş olduklarını, bu hukuki gerçek karşısında mahkemece hükmi şahsiyeti olmayan bir şirket aleyhine hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olup, bu kabul gereği davanın reddi gerektiğini, cevap dilekçesinde açıklandığı üzere, davacının dayandığı 30/03/2013 tarihli protokolün şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığını, protokoldeki İSKO A.Ş. adına yazısının altındaki imzanın şirketi temsile yetkili imza olmadığından şirketi bağlamayacağını, protokolü imzalayan Dursun Ay isimli şahsın bahsi geçen vekaletname ile müvekkil şirket adına protokol imzalamaya şirketi borç altına sokmaya yetkisi bulunmadığını, vekaletnamenin sınırlı işler için verildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere aksi düşünce ile protokolün 9/2 maddesinin bağlayıcı hüküm taşımayacağını, zira protokolün 9/2. maddesinin üçüncü şahıslara verilen zararlar için düzenlendiğini, dava konusu iş kazasından kazaya uğrayan işçinin yüklenici Ay-Tes Ltd. Şti’nin elemanı olup, şirketin üzerine aldığı işi yaparken kaza geçirerek hayatını kaybettiğini, bu şahsın iş kazasında üçüncü şahıs sayılamayacağını, İnegöl İş Mahkemesinde görülen 2015/370 esas sayılı dosyasında müvekkil şirketin tazminat ile sorumlu tutulamayacağının kesin hükme bağlandığını, davacının ödediği tazminatı müvekkilden talep edemeyeceğini, davacının Ay-Tes Ltd.Şti’nin toplam kusuru üzerinden ödediği tazminatın rücuen istediğini, her iki şirketin kusur oranının kesinleşen iş mahkemesi dosyasında %70 olarak hesaplandığını, bu miktarın ağır kusur kabul edilmesi gerektiğinden şirketin ödediği tazminatı müvekkilden talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacı şirketin iş mahkemesinde %35 kusuru bulunduğu müteselsil sorumluluk hükümlerine göre Ay-Tes Ltd.Şti’ne yüklenen kusuru da ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle müvekkiline rücu edebileceği kabul edilse bile kendisine düşen %35 oranında talep edilebileceğini, diğer ödediği miktarı Ay-Tes Ltd. Şti adına ödediği için o şirketten talep etmesi gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemek üzere dava açmadan önce müvekkili temerrüde düşürülmediğinden dava şartının gerçekleşmediğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme kararının faiz başlangıç yönünden hatalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihleri esas alınarak hüküm kurulması gerektiğini belirterek belirtildiği şekilde düzeltilerek hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında Orhaneli-İnegöl Elektrik İletim Hattının Deplase işinin yapılması için protokol imzalandığı, bu protokol gereği davalı şirketin işin bir kısmını dava dışı taşeron Ay-Tes Ltd.Şti’ne yaptırdığı, işin yapımı sırasında Ay-Tes Ltd. Şti çalışanının iş kazası sonucu vefat ettiği hususları tartışmasız olup, davalı vekili 25/09/2019 günlü duruşmada ödenen tazminat miktarına itirazı olmadığını beyan etmiştir.
Davalının itirazı, taraflar arasındaki protokolün davacının rücu ettiği tazminatı kapsayıp kapsamadığı yönündedir.
Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin düzenlemenin protokolün 9/2 maddesine göre işin yapımı sırasında meydana gelebilecek kaza ile 3. şahıslara verilecek hasar, zarar ve ziyan gibi hususlardan İsko Dokuma İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Anonim şirketi sorumlu olacağı, bu gibi durumlardan dolayı TEİAŞ’e gelecek tazminat ve ödemelerin İsko Dokuma İşletmeleri Sanayi ve Ticaret Anonim şirketi tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır.
Davalı, taşeron çalışanının protokolde bahsedilen 3. kişi olmadığını iddia etmekte ise de, sözleşmenin tamamı bir bütün olarak değerlendirildiğinden, protokolün bu maddesinin işin yapımı sırasında meydana gelebilecek tehlike/rizikonun davalıya ait olacağını düzenlendiği, maddedeki 3. kişi ibaresinin davalının kendi işçilerine karşı sorumlu olacağının tartışmasız olduğu için tarafların haricindeki 3. kişileri yani taşeron ve işçileri ile işin yapımıyla alakası olmayan kişileri de kapsayacağı şüphesizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki protokolün 9/2 maddesi uyarınca davacı, davalının taşeron çalışanına ödediği tazminatı davalıya rücu edebilecektir.
Davacının Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2014/15984 esas sayılı dosyasına yaptığı ödeme, İnegöl 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/370-2016/270 sayılı ilamı ile davacı ve davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilen alacak miktarına ilişkindir. Her iki şirketin iş mahkemesi kararı ile kesinleşen %70 kusur oranına göre hesaplanan miktar olup, yukarıda açıklandığı üzere protokolün 9/2. maddesi uyarınca davalıya rücu edebileceği miktardır.
Dava açılmadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden mahkemece faize dava tarihinden itibaren hükmolunmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddi gerekir.
Mahkemece, karar başlığında davalı şirket İsko Dokuma Şirketleri San. Tic. A.Ş. olarak gösterilmiş ise de, davalı vekili cevap dilekçesinde İsko A.Ş’nin hükmi şahsiyetini kaybettiği ve Sanko Tekstil İşletmeleri San. A.Ş. içine alınarak şirketin bir şubesi olarak faaliyetine devam ettiğini, bu nedenle husumet itirazında bulunmadıklarını davanın Sanko Tekstil İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş. aleyhine açılmış kabul edilerek davaya cevap verdiklerini belirttiği ve yargılamanın devamı aşamasında davaya Sanko Tekstil İşletmeleri San. Tic. A.Ş. olarak devam edildiği belirtildiğinden karar başlığında davalı olarak İsko Dokuma İşletmeleri San. Tic. A.Ş’nin gösterilmesi maddi hata olarak görülmüş olup bu husus kararın kaldırılmasını gerektirmediğinden karar başlığında düzeltilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 tarih 2018/1487-2019/1686 sayılı kararı usul esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE,

2-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gerekli harçlar peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gerekli 38.778,82.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 9.694,70.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 29.084,12.-TL harcın ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
5-Harç ve masrafın ilk derece mahkemesince tahsiline,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan


Üye


Üye


Katip