Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/2116 E. 2022/2 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2019/2116
KARAR NO : 2022/2

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1454
KARAR NO : 2019/11
KARAR TARİHİ : 09/01/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 11/02/2019 (davacı) – 11/03/2019 (Davalı …)
DAVACI : …
VEKİLLERİ : A
zın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 25/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı Baumaks Ltd., Şti arasında 28/12/2015 tarihli Enervis Münferid Bağlantı Hattı Yapım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme 951.213,00.-TL+KDV karşılığında doğalgaz hattının deplase edilmesi işini yükümlendiğini, sözleşmeyi imzalayan davalı …’ın diğer davalı şirket tarafından sözleşme yapılması hususunda yetkili kılındığını, sözleşme uyarınca sorumluluklarını yerine getiren müvekkiline toplam 750.000,00.-TL ödendiğini, bakiye 372.431,34.-TL’nin ödenmediğini, bu miktarın tahsili için Bursa 20.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11206 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediğini, TMK’nun 2.3. ve TBK’nun 2., TBK.28., 36.maddeleri uyarınca davacının sözleşmeden aşırı yararlandığını, kendisinin bu konuda yanıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı Baumax vekili cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu işin müvekkili tarafından … isimli taşerona verildiğini, bu nedenle müvekkilinin davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili tarafından diğer davalı …’a müvekkili şirketi borç altına sokacak işlem yapabilmesine ilişkin herhangi bir vekalet verilmediğini, verilen vekaletin Orhangazi Belediyesi’ndeki muamelelere ilişkin olarak verildiğini belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu işin yapılması işini davalı şirketin diğer davalı …’a ihale ettiği, …’ın da alt taşeron olarak davacı şirketle anlaştığı gerekçesiyle tasfiye halinde Baumax…Ltd. Şti hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalı … yönünden ise dava konusu iş için gabin iddiasını ispatlayamadığı, serbest iradesiyle imzalamış olduğu sözleşme bedelini davacıya tam olarak ödemekle yükümlü olup, bedeli eksik ödediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının, Bursa 20.İcra Müdürlüğü’nün 2017/11206 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden aynen devamına, alacak likit olduğundan alacağın %20’si olan 74.486,26.-TL.icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davalı Baumax Ltd. Şti açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kendi içinde çeliştiğini, yerel mahkeme kararının bilirkişi raporunda yapılan tespitlerden neden ayrıldığına ilişkin açıklama içermediğini, davalı Baumax Ltd. Şti’nin 23/03/2016 tarihli sözleşmeyi damga vergisinden kaynaklanan faturayı ödemesi ile doğruladığını, geçerli vekaletnameye göre vekil olarak tayin ettiği kişi ile imzalanan sözleşme ile bağlı olduğunu ve bu sözleşmeyi kabul ettiğini ortaya koyduğunu, müvekkilinin muhatabının Baumax Ltd. Şti olduğunu gözeterek sözleşme şartlarını belirlediğini, yerel mahkemenin dava konusu işin yapılması işini davalı şirketin diğer davalı …’a ihale ettiğini kabul ettiğini, ancak müvekkiline Baumax Ltd. Şti ile … arasındaki sözleşmenin ibraz edilmediğini, bu yönde bir sözleşmeye müvekkili ile imzalanan sözleşmede atıfta yapılmadığını beyanla davalı Baumax Ltd. Şti bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi kararının kaldırılarak davanın Baumax Ltd. Şti açısından kabulü ile takibin devamına, alacak likit olduğundan davalı …’ın yanında davalı Baumax Ltd. Şti’ninde müşterek ve müteselsil olarak %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinafa başvuru dilekçesinde, dava esnasında alınmış olan bilirkişi raporunun lehine olduğunu, son değerlendirmenin mahkemeye bırakıldığını işin maliyetinin söylenenden çok daha az rakamla imal edildiğinin tespit edildiğini, bu durumunda gabine delil olduğunu, yerel mahkemenin kararında aynı işi diğer davalıya satış fiyatları esas alınarak gabin iddiasını reddettiğini, bu iki sözleşmenin birbirinden bağımsız ve farklı edimleri de içerisinde barındıran sözleşme ve edimler olduğunu, müvekkilinin diğer davalı şirketle başka alacakları olduğundan ve başka hukuki ilişkileri sebebiyle ödeme aldığını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Baumax Yapı Marketleri Tic. Ltd. Şti vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacı ile diğer davalı … arasında yapılan sözleşmeyi müvekkilinin bilmediğini ve hiç görmediğini, her iki sözleşme arasındaki 3 kat fiyat farkına onay vermesinin mümkün olmayacağını, müvekkilinin diğer davalıya 2.262.200,00.-TL ödemesine rağmen diğer davalının davacı ile 951.213,00.-TL’sine anlaştığını öğrenip, yüksek miktarda ödeme yapmayacağını, müvekkilinin BK 163 uyarınca sorumlu olabilmesi için, öncelikle 162.maddede belirtildiği üzere “Bu borçtan sorumlu olduğu yönünde açık irade beyanının bulunması şarttır” hükmünün bulunduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde davacı ile pratik elektrik dekorasyon … arasındaki sözleşmeden bilgisinin bulunmadığını, bilgisi olmayan bir sözleşmeye ve borca onay vermesinin mümkün olamayacağını beyanla davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … 11/03/2019 tarihli dilekçesinde, istinaf talep ettiğini fakat harcı ödeyemediğini, ödemesinin mümkün olmadığından adli yardım talebinde bulunduğunu, hukuktan mahrum olmak istemediğini, bu davadan dolayı durumunun bozulduğunu, herhangi bir gelirinin olmadığından adli yardım istediğini ve mağduriyetinin giderilmesini talep etmiştir.
Davalı Baumax Yapı Marketleri Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin diğer davalı …’a iş için 2.262.200,00.-TL ödemiş olmasına rağmen …’ın davacıya bu işi 951.213,00.-TL’ye verdiğini ve yaklaşık 1.200.000,00.-TL müvekkilinden fazla para tahsil ettiğinin ortada olduğunu, böyle olmasına rağmen adli yardım talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu beyanla adli yardım talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dairemizin 24/12/2019 tarihli ara kararı ile istinaf başvurusu ile birlikte adli yardım talebinde bulunan davalı …’ın bu istemini haklı gösterecek belge ibraz etmediğinden dosya mahalline gönderilerek davalıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek belgeleri sormaları istendiği, davalı …’a iade kararı tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir belge sunmadığı, adli yardım talebinde bulunan tarafından meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen isteminin haklılığını kanıtlayacak hiçbir belge sunmaması nedeniyle istinaf kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından davalı …’ın adli yardım talebinin reddine dair verilen karar sonrası davalı tarafından istinaf harcı yatırılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin ödenmesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’nun 67.maddesine göre iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı …’la davacı arasında düzenlenen davalı şirkete ait taşınmazın sınırları içerisindeki doğal gaz hattının imar yolu sınırına deplase edilmesi için eser sözleşmesi bulunup bulunmadığı yönündedir.
Davacı tarafından sunulan sözleşmenin incelenmesinde davacının yüklenici davalı Baumax Yapı Marketleri Tic. Ltd. Şti’nin iş sahibi olarak gösterildiği, sözleşme tarihinin 28/12/2015, sözleşme bedelinin 951.213,00TL+KDV olduğu, sözleşmede davalı şirkete ait şirket kaşesinin bulunmadığı, müşteri adına diğer davalı …’ın imzaladığı, sözleşmenin davalı Baumax Ltd. Şti tarafından davalı …’a verilen vekaletname uyarınca vekil sıfatıyla imzalandığına dair sözleşmede hiçbir ibarenin bulunmadığı, sözleşmenin damga vergisi davalı şirkete fatura edilmiş ise de, bu bedeli diğer davalı …’ın ödediği, faturaların davalı … adına düzenlendiği, ödemelerin davalı … tarafından davacıya yapıldığı, davalı Baumax Ltd. Şti ile diğer davalı arasında 12/06/2015 tarihinde aynı hususa ilişkin 800.000 USD bedelli boru hattı deplase protokolü başlıklı sözleşmenin düzenlendiği, bu sözleşme uyarınca faturanın … adına kesilip bütün ödemelerin de …’a yapılması nedeniyle davalı Baumax Ltd. Şti’nin davacı ile yapılan sözleşmenin tarafı olmadığına ilişkin mahkemece davalı şirket hakkında husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nun 28.maddesinde aşırı yararlanma (gabin hali) düzenlenmiş olup, sözleşmenin illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki orantısızlığın taraflardan birinin diğerinin şahsında mevcut özel durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekmektedir. Davalı …’ın dava konusu iş için diğer davalı şirketten aldığı bedel göz önüne alındığında davalının müzayaka halinde olamayacağı gibi bu hususta da herhangi bir delil bildirmediğinden gabin iddiasının ispatlanamadığına ilişkin mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı …’ın istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin ve davalı …’ın istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/01/2019 tarih ve 2017/1454-2019/11 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekili ve davalı …’ın istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılması gereken 25.440,78.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 6.360,20-.TL harcın mahsubu ile eksik kalan 19.080,58.-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile 25/01/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip