Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/2066 E. 2021/249 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2019/2066
KARAR NO : 2021/249

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 03/07/2018
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 03/05/2019
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
BORÇLU : … –

İFLAS İDARE MEMURU : … –

VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 11/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/02/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, dilekçede adı yazılı davalı şirketlerin ….. yaptığı yemek ihalesini kazandığını ve taraflar arasında hizmet alımları tip sözleşmesinin imzalandığını, davalıların çalışanlarından ….’un çalıştığı dönemde iş sözleşmesinin bildirimsiz olarak feshedildiğinden hak ettiği tazminat ve alacaklarının ödenmemesi sebebi ile alt işveren-üst işveren ilişkisine dayanarak….İş Mahkemesi’nde …. sayılı dosyada açtığı dava sonunda hüküm altına alınan toplam 11.911,38.-TL alacağın davacı idarece ödendiğini, sözleşme gereği tüm sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 11.911,38.-TL idare alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ile adları dilekçede yazılı diğer davalılardan sorumlulukları oranında rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, İ.İ.K.’da masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığından, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerektiği, somut olayda müflis şirketlerden …. 27/11/2008 tarihinde iflasına karar verildiği, dava dışı işçi tarafından davacı aleyhine iş mahkemesinde açılan dava sonucu hüküm altına alınan alacağın yine iflas tarihinden sonra ödeme yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nın 167. maddesine dayalı rücu hakkı (iflastan sonra) doğduğu, bu durumda alacağın, genel nitelikli bir alacak olduğu, davacı tarafça da, alacak bu şekilde nitelendirilerek alacağın kayıt kabulü değil, tahsilinin istendiği, bu durumda, dava konusu alacağın iflas alacağı ve masa borcu değil, iflas tarihinden sonra doğan genel nitelikli alacak olduğu, davacının tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın …. Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Yargıtay 23. HD’nin 14/02/2016 tarih ve 2015/5279-2016/1581 karar sayılı ilamında İİK’nin 235. maddesine göre davanın iflasa karar veren mahkemenin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyayı yetkili …. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yerine asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine dair verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve iş mahkemesi ilamı gereğince, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davalı …… hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. günlü kararı ile 11.50 itibariyle iflasına karar verilmiştir.
Davalı şirkete ilişkin dava …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından tefrik edilerek …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı esasına kaydedilmiştir. Mahkemece, 14/12/2016 tarih ve …. karar sayılı ilamı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın gönderildiği …. Asliye Ticaret Mahkemesi, uyuşmazlığa konu olan borcun İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul davasına konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan borç olduğu ve …. Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, bu karar istinaf incelemesine getirilmiştir.
Alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. (Y.20. HD 30.4.2018 T, 2018/1568-3242 ve aynı dairenin 5.4.2016 T, 2016/2556-2121 sy. k.) Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
Somut olayda, davalı şirketin 27/11/2008 tarihinde iflasına karar verildiği, davacı idarenin …. İş Mahkemesinin kesinleşen kararına dayalı olarak 15/02/2016 tarihinde, yani iflastan sonra icra dosyasına ödeme yapıldığı anlaşılmış olup, TBK’nın167. maddesine dayalı olarak kullanılan rücu hakkına dayalı alacak, iflastan sonra ödenerek doğmuştur. Bu durumda, dava konusu alacağın iflas alacağı ve masa borcu değil, iflas tarihinden sonra doğan genel nitelikli alacak olduğu, davanın 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığı, buna göre Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında görev ilişkisinin bulunduğu, davacının tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, asliye hukuk mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK 355. maddesi uyarınca istinafa başvuranın sıfatı, istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonunda, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2018 tarih ve 2018/858-2018/948 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı idare harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip