Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/2052 E. 2021/285 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2019/2052
KARAR NO : 2021/285

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ….
ESAS NO :…
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 09/01/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 17/06/2019
DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 16/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2021
Mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilleri ile… arasında boy kesme hattı üretim işletme tesisi kurulması konusunda anlaşmaya varıldığını, makine imalatının 50 iş günü , montaj ve imalata alınma süresinin 4 gün olarak kararlaştırıldığını, makine maliyetinin 100.000,00.- TL olduğu, 50.000,00.-TL nakit verileceği, kalan için 7.000,00.-TL’sı olmak üzere 7 adet bono verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, davalının makinayı teslim etmediğini, bunun üzerine teslim süresini 30.09.2016 olarak güncellediklerini, teslim edilmemesi halinde günlük 1.000,00.-TL cezai şart belirlediklerini, bu geç teslim nedeniyle 7.000,00.-TL bedeli senedi iade ettiğini, süresinde teslim yapılmadığını, müvekkilinin tespit yaptırdığını, makinanın eksik aksamları ile ilgili alacağının tespit edildiğini, iade edilen senetlerden sonra eksik imalat nedeniyle şimdilik 10.000,00.-TL iş gücü kaybı ve cezai şart nedeniyle 1.000,00.-TL nin tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline ve 5 Mart 2017 , 5 Nisan 2017 ,5 Mayıs 2017 tarihli 7.000,00.-TL bedelli senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usule uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi verilmemiştir .
Mahkemece, 02/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre boy kesme üretim hattının ayıplı olduğu, ayıplı imalatların toplam bedelinin 37.650,00.-TL KDV dahil olduğu, ayıplı ve eksik ifa edilen makinenin kullanılıyor olması nazara alındığında ayıplı imalat bedelinin sözleşme gereği kararlaştırılan bedelden tenzilinin gerektiği, bu itibarla davacının davalıya 62.350,00.-TL ödeme yapması gerektiği, davacıya iade edilen miktarın 28.000,00.-TL olduğu ve bu miktarlar göz önüne alındığında davacının davalıya 72.000,00.-TL ödeme yaptığı, dolayısıyla 9.650,00.-TL davacının fazla ödeme yaptığı, talep edilen cezai şartın fahiş olduğu , TBK 182/3 maddesine göre takdiren % 50 indirim yapılmasına , 9.650,00.-TL ayıp ve eksik bedelinin ve 19.000,00.-TL cezai şart alacağının 22.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı işlerin 37.650,00.-TL olarak hesaplandığını, 9.650,00.-TL olarak hüküm altına alındığını, dört senedin geç teslim nedeniyle iade edildiğini, davalının ayıplı imalatı kabul etmediğini, ayıplı imalatı kabul etmeyen davalının senetleri ayıp ve eksik imalat nedeniyle iade ettiğini kabul etmenin hatalı olduğunu, cezai şart tutarının bilirkişi tarafından 38.000,00.-TL olarak hesaplandığını, yüzde 10-15 indirim yapılması gerekirken yüzde 50 indirim yapılmasının doğru olmadığını, tespit dosya masrafı ve tespit vekalet ücretinin hesaplanmamasının doğru olmadığını kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, ayıp ve eksik imalat hususunda tarafların davadan önce anlaştıklarını, makine bedelinin 71.000,00.-TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin 7 adet senetten 4 tanesini davacılara iade ettiğini, bakiye 1.000,00.-TL’yi de iyi niyet göstergesinin devamı olarak talep etmediğini, davacının 4 senedi aldığını kabul ettiğini, senetlerin, makinenin tesliminden sonra davacıya verildiğini, makinenin süresi içerisinde teslim edildiğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, cezai şart alacağının bulunmadığını, davacının davasını ispat edemediğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında boy kesme hattı üretim işletme tesisi kurulması hususunda sözleşme imzalanmıştır. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 1. bendinde aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir. Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir.
Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Davacı ile davalının tacir olduklarına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmamaktadır. … Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, …. Vergi Dairesi Başkanlığına ve …. Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, ticari sicil kaydının ya da esnaf kaydının bulunup bulunmadığı ve tarafların vergi mükellefi olup olmadıkları ile vergi mükellefi olmaları halinde hali hazırda tutulan ticari defterlerin tespit edilerek ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılır ise taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu dikkate alınarak sözleşme kapsamında yapılması gereken işlerden eksik ve ayıplı yapılan işlerin tespit edilmesi, eser sözleşmesinde işin teslim edildiği tarihin ispatı yükümlülüğünün yüklenicide olduğu hususu dikkate alınarak, gerekirse tarafların isticvabı ile duruşmada beyanlarının alınması, tereddüte yer bırakmayacak şekilde eserin teslim tarihinin tespiti, taraflardan senetlerin kaçının iade edildiği, iade nedenlerinin ne olduğu açıklattırılarak bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, cezai şart talebi yönünden Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlara uyulmadan verilen karar doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerindedir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemenin görevli olup olmadığı belirlenmeden ve hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … – … sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 16/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan


Üye


Üye


Katip