Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/2018 E. 2021/1683 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2019/2018
KARAR NO : 2021/1683

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/875
KARAR NO : 2018/1177
KARAR TARİHİ : 25/09/2018
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 26/03/2019 – 08/03/2019
DAVACI : … – A
DAVANIN KONUSU : Tazminat
B.A.M. KARAR TARİHİ : 09/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların yağmur suyu drenaj işlerinin yapılması için anlaştığını, davacının yağmur suyu drenaj sistemi ile malzemelerin tedariki ve montaj işini üstlenen davacının dava dışı firmanın yaptığı prefabrik yapının katlarının yer döşemesi tamamlandıktan sonra davalının talebi üzerine davacının çalışmaya devam ettiği sırada davalının 8 ton ağırlığı taşıyacağını söylediği zeminde çalışan 2.960 kg ağırlığındaki lift makinesinin çalıştığı sırada betonun kırılması nedeniyle davacının işçisi ile birlikte makinenin iki kat aşağı düştüğünü, makinenin kırılması nedeniyle makine sahibi şirkete 48.000,00.-TL tazminat ödenmesi için dava dışı firma ile anlaşma yapıldığını, davacının kusuru olmadığı halde zararın tamamını ödediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00.-TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 9/7/2018 tarihinde UYAP sistemine kaydedilen tarihsiz dilekçesi ile davayı 23.989,00.-TL olarak ıslah ederek bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının inşaatın güvenilir bir şekilde yapılması için mevzuatta ve uygulamada alınması gerekli tüm güvenlik önlemlerini aldığını, sözleşmenin 8.maddesi gereğince meydana gelen kazadan davacının sorumlu olduğunu, sözleşmenin anahtar teslimi istisna sözleşmesi olduğunu, kazanın beton panelin kırılması nedeniyle meydana geldiğinden beton paneli yapan şirkete davanın ihbarını istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan şirket vekili beyan dilekçesinde, kazanın topping betonu öncesinde tonajlı aracın davalı tarafça inşaata sokulmasından ve bu tonajlı aracın neden olduğu vibrasyondan kaynaklandığının davacının beyanıyla da sabit olduğunu, ihbar olunan şirket tarafından yapılan beton panellerin mukavemetinin inşaat kriterleri ile sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında yağmur suyu drenaj işlerinin yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi kurulduğu, davalı iş sahibinin zeminin taşıyacağı yük miktarı ile zemin üzerinde hareket edecek iş makinesinin darbe ve titreşimlerini göz önüne almadan çalışma alanını yükleniciye teslim ettiği, zeminin taşıyabileceği yük miktarının teknik hesaplamaları yapılmadan yüklenicinin çalışmasına izin verilmesi sebebiyle davalının %55 oranında kusurlu olduğu, olay tarihi itibariyle iş makinesinde 45.027,00.-TL zarar olup davalının kusuru oranında sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 23.989,35.- TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak davacıya yüksek oranda kusur verildiğini, prefabrik yapılar hakkında herhangi bir tecrübesi olmayan davacının uzmanlık alanının yağmur suyu drenaj sistemleri olduğunu, davalı işverenin ve vekilinin zeminin sağlam olduğunu belirtmesi üzerine işe başlandığını, davaya konu yapıyı yapan firmaya bir kusur atfedilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu, davalının istinaf sebeplerini kabul etmediklerini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, tüm kusurun davalı ve ihbar olunan şirkette olduğunun tespiti ile davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, önceki savunmalarını tekrarlayarak bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, davalı için belirlenen kusur oranını fahiş olduğunu, iş mahkemesi dosyası kapsamında belirlenen kusur oranlarına göre kusur tespiti yapılmasını kabul etmediklerini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle kusurun buna göre belirlenmesi gerektiğini, iş mahkemesi dosyasının derdest olması nedeniyle kesinleşmiş bir kusur oranı da bulunmadığını, manliftin ağırlığını beton panellerin rahatça taşıyabileceğinin Bursa 10. İş Mahkemesi’nin 2014/9 D. İş dosyasında yaptırdıkları tespit raporu ile sabit olduğunu, ihbar olunan yönünden bir kusur değerlendirmesi yapılmadığını, gerekçeli kararda yargılama giderleri ile vekalet ücretinin hatalı, yüksek ve ilgili kanun hükümlerine aykırı olarak hesaplandığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davacının istinaf başvurusuna karşı verdiği cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşme gereğince emir-talimat ilişkisi bulunmadığını, işin yapımı sırasındaki sorumluluğun tamamen davacıya ait olduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında oluşan zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında çatı yağmur suyu drenaj sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme gereğince davacı yüklenicinin davalı iş sahibine ait inşa halindeki fabrika binasının çatı yağmur suyu drenaj işlemlerine başladığı, işin devamı sırasında davacının işçisinin manlift üzerinde çalıştığı sırada zemin betonunun kırılması nedeniyle işçinin manlift ile birlikte düştüğü, işçinin yaralandığı, davacının dava dışı şirketten kiraladığı manliftin ise zarar gördüğü hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmenin ifası sırasında kullanılan manliftin zarar görmesine neden olan olayda kimin kusurlu olduğu, manliftte oluşan zararın ne kadar olduğu, bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı hususundadır.
Davacı, dava dışı ihbar olunan şirket tarafından yapılmakta olan prefabrik fabrikada davalıyla yaptığı sözleşmesi gereğince çalıştığı sırada kaza meydana gelmiştir. Zararının tahsili istenilen manliftin maliki olan dava dışı şirketin yaptırdığı tespit işlemine ilişkin Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1494 d.iş sayılı dosyası, davalı şirketin yaptırdığı tespit işlemine ilişkin Bursa 10. İş Mahkemesi’nin 2014/9 D.İş sayılı dosyası, kaza sırasında yaralanan işçinin davacı ile davalı şirkete karşı açtığı ve istinaf incelemesi sırasında verilen kararın kesinleştiği belirlenen Bursa 5. İş Mahkemesi’nin 2015/488 esas sayılı dosyası kapsamı ile dosya içinde bulunan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde topping( kaplama betonu) atılmadan kazalı lift makinesini paneller üzerinde çalıştıran davacının % 40, sağlam olmayan zeminde davacının manlift kullanmasına izin veren davalının % 55 oranında kusurlu olduğu sabittir.
Davacı vekili davalı işverenin ve vekilinin zeminin sağlam olduğunu belirtmesi üzerine işe başlandığını, davaya konu yapıyı yapan firmaya bir kusur atfedilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, davacının işin ifası sırasında kullanacağı platformun bulunduğu zeminin sağlam olup olmadığını denetlemekle yükümlü olması, kırılan zeminin henüz topping işlemi yapılmayan zemin olması, zeminin kusurlu inşa edildiğine ilişkin delil olmaması nedeniyle davacının bu itirazları yerinde değildir.
Davacı ile davalı şirket aleyhine iş mahkemesinde kazada yaralanan işçi tarafından açılan davada yapılan kusur değerlendirmesi ile mahkemece hükme dayanak yapılan raporu düzenleyen bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirmeler benzer olup raporlar arasında çelişki bulunmamaktadır. İstinaf incelemesi sırasında iş mahkemesi kararının kesinleştiğinin belirlenmesi, manliftin ağırlığını beton panellerin rahatça taşıyabildiği ileri sürülmesine rağmen davalının yaptırdığı tespit dosyasında lift makinesinin herhangi bir panel üzerine çıktığında tek bir panelin taşıma kapasitesini aştığına ilişkin bilirkişi görüşü de gözetildiğinde taraflara verilen kusur oranları dosya kapsamına uygun olduğundan davalının istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekalet ücreti ile yargılama giderlerine de itiraz etmiştir. Hükümde belirlenen yargılama giderlerinin dosya kapsamına uygun olması, davacının genel ifadelerle itirazda bulunup hangi kalem alacağın ne yönden fazla olduğuna ilişkin açık bir talebi olmamasına ve mahkemece davacının gider avansından yapılan posta masrafı 201,00.-TL ile bilirkişi ücreti 1.300,00.-TL olmak üzere toplam 1.501,00.-TL yargılama giderinden daha azının hüküm altına alınmasına göre davalının istinafı yerinde değildir. Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre tarafların istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle tarafların istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2018 tarih ve 2015/875 – 2018/1177 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gerekli istinaf harcının peşin alınmış olması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gerekli 1.638,71.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 409,68.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.229,03.-TL harcın ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 09/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip