Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/2016 E. 2021/659 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ..
KARAR NO : ..

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ..
KARAR NO : ..
KARAR TARİHİ : 15/11/2018
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 11/02/2019
DAVACI : … – ..
VEKİLİ : Av. … -..
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 06/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı süresinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 4562 sayılı Yasa kapsamında imzalanan sözleşmeye göre davalının doğalgaz, elektrik enerjisi ve su temin etme taahhüdünün bulunduğunu, müvekkilinin 2015 yılı ikinci yarısında ekonomik daralma nedeniyle doğalgaz borcunu ödeyemediğinden Ağustos 2015 tarihinde doğalgaz akışının kesildiğini, EPİAŞ ve TEİAŞ ile olan bağlantısının da kesilmesi üzerine elektrik temini için davalı kurum ile yapılan görüşmede bedeli peşin ödenmek kaydıyla elektrik enerjisi tedarik edildiğini, müvekkilinin bedelini peşin olarak ödediği elektriğinin davalı şirket tarafından 16/02/2016 tarihinde kesildiğini, bu işlemin sözleşme ve ilgili yönetmeliklere aykırı olduğunu belirterek sözleşmeye aykırı olarak elektrik ve suyun kesildiğinin tespiti ile elektrik enerjisi ve su sağlama hizmetlerinin davalı kurum tarafından tedarik edilmesine karar verilmesi, müvekkili şirketin uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesi için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00.- TL maddi ve 10.000,00.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, 10/03/2016 tarihli duruşmada su tedarik edilmesi ile ilgili talebinden vazgeçmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının borçları nedeniyle 25/08/2015 tarihinde verilen hizmetlerin durdurulduğunu, borçlarını ödeyebilmesi bakımından 22/11/2015 tarihinde geçici elektrik enerjisi verdiklerini, ancak şirketin borç ödeyemez duruma geldiğini, kendilerinin davacı borçları nedeniyle hizmet ifasında sorun yaşayıp borçlarını ödemek için kredi kullanmak zorunda kaldıklarını, davacı şirketin iyi niyetini göstermediğinden 16/02/2016 tarihinde hizmetin kesildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 31/12/2014 tarihli hizmet sözleşmesinin imzalandığı, davacının davalıya olan borçları sebebiyle verdiği hizmetlerin durdurulduğu, davacının dava dışı TEİAŞ’ın müzekkere cevabına göre de davacının TEİAŞ’da 12.530.981,71.-TL, piyasaya yüklü miktarda, davalıya 44.981.533,61.-TL borcunun bulunduğu, 2015 yılı eksik doğalgaz çekişleri nedeniyle hesaplanan borç riskinin de 186.414.450,00.-TL olduğu, davacı tarafından ödenmeyen doğalgaz ve su bedellerinin davalı tarafından ilgili kurumlara ödenmek zorunda kalındığı, OSB Kanunun 2-4-5 ve 20.maddeleri uyarınca OSB’nin kendi sınırları içerisinde kalan firmalara karşı idare statüsünde olduğu, yine OSB Uygulama Yönetmeliğinin 112.maddesine göre Organize Sanayi Bölgesindeki katılımcının işletmesinde belirlenen prensip ve yüklenimlere aykırı davranması halinde OSB tarafından yapılan uyarılara rağmen hareketlerinde ısrar etmesi halinde OSB’nin bu durumları engellemek için her türlü tedbiri almak yetki ve yükümlülüğünde olduğu, OSB’de ki katılımcının alınan bu tedbir dolayısıyla zarara uğradığı iddiasıyla hak ve alacak talebinde bulunamayacağının kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 16.maddesine göre katılımcının sözleşmeye aykırı harekette bulunması, müşterinin iflas etmesi, tasfiyeye gitmesi veya acze düşmesi, yasal mevzuattan kaynaklanan sebeplerin ortaya çıkması veya hizmetlerin kesilmesinde kamu yararının bulunması kapsamında davalı tarafa verilen hizmetleri durdurabileceğinin kararlaştırıldığı, davacı şirketin manevi zararından söz etmenin mümkün olmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna göre davacının maddi zararının da bulunmadığı gerekçesiyle davacının elektrik enerjisi ve suyun sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak kesildiğinin tespiti ile elektrik enerjisi ve su sağlama hizmetlerinin tedarikine ilişkin talebinin ve maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, müvekkili şirketin 21/11/2015 tarihi itibariyle mevzuat gereği EPİAŞ ve TEİAŞ ile olan bağlantılarının da ilgili kurumlar tarafından kesildiğini bu nedenle ihtiyacı olan elektrik enerjisini davalı OSB den tedarik edilmek üzere müracaat edildiğini, taraflarca “bedeli peşin ödenmek kaydı ile” elektrik tedarik edilmesi yönünden anlaşma sağlandığını, ancak davalının bedeli ödenmiş olmasına rağmen 16/02/2016 tarihinde elektrik enerjisini kestiklerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 17/02/2016 tarihli cevabi yazısı hizmet sözleşmesinin 5. maddesi dikkate alındığında davalının keyfi olarak elektrik enerjisini kestiğini, dava dilekçesinde hukuka aykırı olarak elektrik enerjisi ve suyu kesildiğinin tespitinin talep edildiği ancak mahkemenin bu hususta bir karar vermediğini, yine su kesintisine ilişkin talepten vazgeçilmesi nedeniyle tüm tedbirlerden vazgeçildiği şeklinde bir taleplerinin bulunmadığını mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava, taraflar arasında 31/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında bedel ödenmediği için hizmetin durdurulmasından sonra, 22/11/2015 tarihinde bedeli peşin ödenmek kaydı ile davacıya elektrik hizmeti sunulması yönündeki yeni anlaşma sonrası davalının sunduğu elektrik hizmetini 16/02/2016 tarihinde kesmesi nedeniyle tedbiren ve tensiben elektriğin bağlanması, sözleşme ve mevzuata aykırı olarak elektrik enerjisinin ve suyun kesildiğinin tespiti ile elektrik enerjisi ve su sağlama hizmetlerinin davalı kurumdan tedarik edilmesine karar verilmesi, hukuka aykırı davranıştan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL manevi tazminat 10.000,00.-TL maddi tazminat talep edilmesi hususlarını kapsamaktadır.
İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, ihtiyacı olan elektrik enerjisini davalı OSB den tedarik edilmek üzere müracaat edildiği, taraflarca “bedeli peşin ödenmek kaydı ile” elektrik tedarik edilmesi yönünden anlaşma sağlandığı, ancak davalının bedeli ödenmiş olmasına rağmen 16/02/2016 tarihinde elektrik enerjisini kestiklerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 17/02/2016 tarihli cevabi yazısı hizmet sözleşmesinin 5. maddesi dikkate alındığında davalının keyfi olarak elektrik enerjisini kestiği, dava dilekçesinde hukuka aykırı olarak elektrik enerjisi ve suyu kesildiğinin tespitinin talep edildiği ancak mahkemenin bu hususta bir karar vermediği, yine su kesintisine ilişkin talepten vazgeçilmesi nedeniyle tüm tedbirlerden vazgeçildiği şeklinde bir taleplerinin bulunmadığını mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğu ileri sürülmüştür.
Organize Sanayi Bölgesi Elektrik Piyasası Yönetmeliğinin 11/G maddesinde bölgenin elektrik enerjisi ve kapasite temin etme sorumluluğu bulunmaktadır.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 15. maddesinde “Tüketici ödemeyi son güne kadar yapmaz ise yazılı olarak beş gün süre verilir ve elektriğin kesileceği ihtar edilir” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Yönetmeliğinin 27/E fıkrasında ödeme yükümlülüğünün ihlali halinde elektriğin kesileceği düzenlenmiştir.
Taraflar arasında imzalı 31/12/2014 tarihli sözleşmenin beşinci maddesinde, davalının hizmet alanları içerisinde müşteriye elektrik, su, doğalgaz vb’ni satmak ve atık su alt yapı hizmetleri vb’ni vermek, müşteri olan davacının ise, hizmetlerin bedellerini ödemek sorumluluğunun bulunduğunun belirlendiği, onikinci maddesinde, fatura ve faturaların son ödeme tarihlerinden itibaren toplam beş gün geçtiği takdirde ödeme yapılmadığında önce ödeme ihbarı yapılması, ihbar sonrası beş gün içerisinde ödenmediği takdirde müşteriye verilen hizmetlerin durdurulabileceği, müşterinin tekrar hizmet verilmesini isteyebilmesi için o zamana kadar taahhuk eden borçlarını gecikme zamları ile birlikte tamamını ve hizmetin durdurulması için yaptığı ve hizmetin tekrar verilebilmesi için yapacağı tüm masrafların ödenmesine bağlı kılındığı, onaltıncı maddesinde de, müşterinin iflas etmesi, tasfiyeye gitmesi veya acze düşmesi yasal mevzuattan kaynaklanan sebeplerin ortaya çıkması veya bölgenin bu hizmetleri kesmekte kamu yararı olduğuna inanması hallerinde müşteriye verilen hizmetlerin durdurulacağı, müşterinin bu hizmet sözleşmesinin genel veya özel şartlarına riayet etmemesi ve ihtarın bölge tarafından yapılan yazılı ihbara rağmen üç gün içerisinde sona erdirilmemesi durumunda bölgeye verilen hizmetlerin bir kısmının veya tamamının durdurulabileceğinin hüküm altına alındığı, OSB Uygulama Yönetmeliğinin 112. maddesi, “katılımcının OSB’deki işletmesinde belirlenmiş prensip ve yüklenimlere aykırı düşen hareketlerde bulunması ve OSB tarafından süre tayini suretiyle yapılacak yazılı bildirimlere rağmen bu hareketlerinde ısrar etmesi halinde OSB bu durumları engellemek için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Katılımcı OSB’nin almış olduğu engelleyici tedbirlerden dolayı her ne sebeple olursa olsun zarara uğradığı iddiası ile OSB’den hak ve alacak talebinde bulunamaz.” şeklinde olup yönetmelik hükümleri ile aynı doğrultudadır.
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde belirttiği üzere esasen elektrik teminini davalı bölgeden yapmayıp davalı bölgenin doğalgaz temin ederek elektrik enerjisi ürettiği doğalgaz borcunun ödenmemesi nedeniyle 26/08/2015 tarihinde doğalgaz hizmetinin sonlandırıldığı, 21/11/2015 tarihinde EPİAŞ ve TEİAŞ’ın bağlantılarının da kesildiği ancak bu tarihten sonra bedeli peşin ödenmek kaydı ile davalı bölgenin elektrik tedarikine başladığı dikkate alındığında, elektrik tedarikinin yukarıda izah edilen sözleşme kapsamında değil sonradan yapılan bir anlaşma kapsamında sağlandığı, tarafların sıfatı ve hizmetin niteliği itibariyle yukarıda belirtilen sözleşme hükümleri ile yasal mevzuata aykırı olarak 24/11/2015, 25/12/2015 ve son olarak 26/01/2016 tarihinde peşin bedeli ödenen elektriğin kesilmesinin taraflar arasındaki “bedeli peşin ödenmek kaydı ile” elektrik tedarik edilmesi yönünden anlaşmaya aykırı olduğu sabit olup, aksinin kabulü halinde dahi, ana sözleşmenin 12. maddesi ile Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri yönetmeliğinin 15. maddesine göre, ödememe halinde, önce ihtar ve beş günlük süre verilmesi gerekmesine rağmen, davalının 16/02/2016 tarihinde geçmiş borçlar ve aciz halini ileri sürerek kesinti yapması hukuka aykırıdır. Nitekim EPDK’nın 17/02/2016 tarihli yazısı da bu hukuksuzluğa işaret etmiştir.
Davacının ikinci talebi olan elektrik enerjisi hizmetinin davalı kurumdan tedarik edilmesine karar verilmesi yönündeki talebinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğü ilkesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Bu ilkeye göre, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi kanunda öngörülen sınırlar içinde kalmak koşulu ile taraflara ait olduğundan hiç kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağından davalıyı, geleceğe yönelik hizmete zorlama mümkün olmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının, suyun kesildiğinin tespiti ile su sağlama hizmetlerinin davalı kurum tarafından tedarik edilmesine yönelik talebinden vazgeçmesi, maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olduğundan bu hususlara ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, davacının sözleşmeye aykırı olarak elektriğin kesildiğinin tespiti talebi bakımından verilen davanın reddi kararı usul ve yasaya aykırı olup davacının istinaf başvurusunun bu sebeple sınırlı olarak esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak kazanılmış haklarda gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2018 tarih ve .. – .. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KISMEN KABULÜNE,
– Davalı tarafından, davacıya ait işletmedeki 16/02/2016 tarihli elektrik enerjisi hizmeti kesintisinin haksız olduğunun TESPİTİNE
– Davacının diğer taleplerinin REDDİNE
b)Alınması gerekli 59,30.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55.-TL harcın mahsubu ile fazla 282,45.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan 1.224,50-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre takdiren 306,13.-TL gider ile 88,50.-TL harç toplamı 394,63.-TL in davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
d)Davalı tarafından yapılan 22,00.-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre takdiren 16,50.-TL TL giderin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
e)Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g)Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında yapılan 28,88.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine
5-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 361.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere, 06/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip