Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2019/1764 E. 2021/1402 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO :
KARAR NO : 2021/1402

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1102
KARAR NO : 2019/881
KARAR TARİHİ : 23/05/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 09/08/2019
DAVACI
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –

VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabuüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından davalı şirketeıbı imalatı yapıldığını, davalının sözleşme bedelinin 45.000,00 Euro’luk kısmını ödemesine rağmen 30.000,00 Euro’luk kısmını ödemediğini, çekilen ihtara rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/ 13632 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ve davalının daha sonra 14.928,26 Euro ödeme yaptığını belirterek, davalının itirazının 15.071,74.-TL’lik kısım için iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirket ile genel satın alma sözleşmesi imzalandığını, davacı şirket tarafından kararlaştırılan spesifikasyon, standart ve teslim tarihlerine uygun imalat yapılamadığını, hatalı üretim nedeniyle müşterileri tarafından müvekkiline yüklü bir maliyet çıkarıldığını, sözleşmede bu şekilde oluşan zararın mahsup edileceğine ilişkin hüküm bulunduğunu, davacı şirketin müvekkili şirkete borçlu çıkmasının mümkün olduğunu, buna rağmen müvekkilinin anlaşma zemini oluşturmak için 07.02.2017 tarihinde davacı şirkete 15.000 Euro ödeme yaptığını, dava konusu alacağın yargılama yapılmasını gerektiğini, alacağın likit olmadığını ve icra inkar tazminatı talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının rapor tarihinde 55.773,42.-TL alacağının bulunduğu, alacağın 20.258.40 Euro’ya tekabül ettiği, talebin 15.071.74 Euro olduğu, alacağın likit olduğu ve itirazın haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 15.071,74 Euro üzerinden devamına ve alacağın %20’si oranında hesaplanan 11.102,44.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile, elektronik posta yazışmalarından anlaşılacağı üzere imalat ve teslim sorunları nedeniyle 15.000, Euro ödenmesi hususunda tarafların anlaşmış olduklarını, davalı şirkete haricen 15.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin başka borcunun kalmadığını, alacağın likit olmadığını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı şirket tarafından hatalı imalat yapıldığını ve müvekkilinin zarara uğradığını iddia etmiş ise de, hatalı imalat yapıldığına ve davalı şirketin zarara uğradığına dair soyut iddiadan başka herhangi bir delil sunulmamıştır. Davalı vekili yargılama sırasında ileri sürmediği davacı şirket ile 15.000,00 Euro ödenmesi hususunda anlaştıkları savunmasını istinaf aşamasında iddia etmiş ise de, savunmanın genişletilmesi nedeniyle istinaf aşamasında bu iddiaların dikkate alınması mümkün olmadığı gibi bu savunmanın doğruluğuna ilişkin yeterli delil de sunulmamıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile ayrıca alacağın likit olmadığını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu iddia etmiştir. Dava, miktarı sözleşmede belirlenmiş bakiye alacağa ilişkin olup iddianın aksine alacak likittir. İcra inkar tazminatına hükmedilmesinde hukuka aykırı bir durum yoktur.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.05.2019 tarih 2ayılı ilamının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 4.223,63.-istinaf karar ve ilam harcından 3.587,0.- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 636,63.-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin gideri yapan davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların gider avanslarından kalan kısımların kendilerine iadesine,
6-Karar tebliğ, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 30/09//2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip