Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R
DOSYA NO : ….
KARAR NO : …
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :…… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ……
KARAR NO : ….
KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 29/06/2019 (Davacı) – 04/07/2019 (Davalı)
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : ………
VEKİLİ : Av. … .
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/02/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin davalı/müteahhit şirketten satın aldığı taşınmazda pis su giderlerinin müstakil parsel olan bitişik 4 nolu parsel ve yanındaki 5 nolu parsele ait giderlerle birleştirilerek ana pis su hattına 11 cm’lik bir boru vasıtasıyla bağlandığını, bağlantı seviyesinin de mevcut eğime uygun olmadığını, ayrıca taşınmazın çatısındaki su izolasyonunda kötü işçilik ve eksik imalat nedeniyle çatının birçok yerinden sızan suların tavan boyalarının kabardığını, döküntüler bulunduğu ve bunun için harcanacak bedelin 9.700,00.-TL olduğunun … Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı delil tespiti sonucu alınan raporla belirlendiğini, zararın giderimi için gönderilen ihtarın 21/07/2017 tarihinde tebliğine rağmen olumlu cevap verilmediğini, yapılmayan iç imalatın müvekkili tarafından, yoldaki imalatın da BUSKİ Kazı Ekipleri tarafından bedelinin müvekkilinden alınmak sureti ile tamamlandığını, 611,05.-TL tespit gideri ile birlikte 121,18.-TL ihtarname masrafı olmak üzere yapılan 10.432,23.-TL masrafları tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine haksız ve yersiz şekilde itiraz edildiğinden itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, imalatın projeye ve teknik şartnamelere uygun yapıldığını, idarece yapı kullanma izninin verildiğini, boruların koku, fare, yılan gibi haşaratın girmesini önlemek amacıyla kapaklı sistem olarak ve eğime uygun şekilde yapıldığını, birden fazla taşınmazın sıhhi tesisatının önce birbirine bağlanıp daha sonra ana şebekeye bağlanmasında herhangi bir aykırılığın bulunmadığını, müvekkilinin yalnızca 3 adet villanın tesisatını birbirine bağlamış olup; tesisatta kullanılan boruların ise en az 20 haneli bir apartmanın giderini taşıyabilecek bir kapasiteye sahip olduğunu, aynı uygulamanın diğer villalarda da yapılmasına rağmen bunların hiçbirinde kötü koku şikayetinin olmadığını, oluşan kokunun sebebinin davacının kullanımına bağlı olup; tesisatın ilk kez tıkandığının bildirilmesi üzerine iki elemanını kontrol için gönderdiği ve yapılan kontrollerde davacının tesisatının içerisinde birçok gideri tıkayan peçete gibi atıklar tespit edildiğini, tesisatın elemanları tarafından temizlendiğini, ancak atıkların atılmaya devam edilmesi nedeniyle yeniden tıkandığını, çatıdaki su izolasyonunda kötü işçilik ve eksik imalat olduğu yönündeki iddiaları da kabul etmediklerini, salon şöminesinin bağlı olduğu bacadaki kuş yuvalarının davacı tarafından temizletilmesi ve şömine bacasının uzatılması sırasında da çatıda bulunan kiremitler ve su izolasyonuna zarar verilmiş olduğunu, davacı tarafın tacir olarak 2015 yılı kış ayları itibari ile yağışların olduğu dönemdeki çatı akma şikayetlerini müvekkiline bildirilmesi gerekirken ayıp ihbar süresini geçirdiğini ve hatanın kullanım kaynaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının tacir olarak ayıp ihbarı için belli sürelere tabi ise de; gizli ayıbın ortaya çıktığı tarihte derhal karşı tarafa bildirerek zararın giderilmesini talep edebileceği, davalı firmanın, satmış olduğu yapının aynı zamanda inşaat müteahhidi olup; gerek satış sözleşmesi hükümlerini düzenleyen TBK’nun 244/3.maddesi hükümlerine, gerekse TBK’nun 477-478 .maddelerine göre, satışa konu eserde meydana gelen gizli ayıplar konusunda diğer zamanaşımı sürelerinin aksine 20 yıl sorumluluğunun bulunduğu, dosya kapsamı, tanık anlatımları, delil tespiti dosyası, mahallinde uygulanan sıhhi tesisat projesi ile teknik bilirkişi görüşlerini içeren bilirkişi raporundan davalı firma tarafından birlikte inşa edilen bağımsız parseldeki 3 binaya ait pis su hatlarının 2 bina ortasında bulunan 4 parseldeki binanın bahçesi içerisindeki parsele ve bu lögardan da 208 sokaktaki kanalizasyon şebekesine bağlandığı, taşınmazın çatısı ile ilgili olarak ise konut içerisinde merdiven boşluğu tavanı, pencere kenarları, çatı katında banyo, oda teras balkonu altına rastlayan yatak odası tavanlarına sızan sular nedeniyle çatı katı tavanlarının tamamında meydana gelen su sızıntısının çatı kiremiti altındaki izolasyonun iyi yapılmamasından kaynaklandığı, gerek pis su bağlantısı ve yağmur suyu bağlantısı açısından gerekse çatı imalatları yönünden yapılan ve 1 – 2 yıllık zaman içerisinde ortaya çıkan kullanım aşamasında anlaşılan imalat hatalarının gizli ayıp niteliğinde olduğu, keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, ayıbın giderilmesi için davacının yaptığı harcamanın 8.373,14.-TL olacağı, bu miktar ile 121,18.-TL ihtarname masrafı ile 611,05.-TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 9.105,37.-TL’nin davalıdan tahsiline, ilave boya bedeli için talep edilen tutar ise bilirkişi tarafından uygun görülmediğinden, bu kısım ile ilgili fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Davalı istinaf kanun yolu başvurusunda, davacı konutunda pis su giderinden kaynaklanan kötü kokunun imalattan kaynaklandığının ispat edilmediğini, dinlenen tanık beyanlarından kullanım kaynaklı olduğunun ispat edildiğini, münhasıran komşu parsele bağlantı yapılmasının tıkanmaya neden olmayacağını, çatı akmasının da imalattan kaynaklanmayıp, davacının şömine bacası yükseltmesi nedeniyle oluşan tadilattan kaynaklandığını, tarafların tacir olması nedeniyle ayıp ihbarının usule uygun yapılmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda, davacının zararının eksik hesaplandığı gibi icra inkar tazminatı talebinin reddinin de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tamamının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, satıştan kaynaklanan ayıba dayalı alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemidir.
Davacı, davalıdan satın alınan bağımsız bölümün pis su gideri ve çatı imalatından kaynaklanan ayıp nedeniyle ayıbın giderim bedeli, delil tespiti masrafı ve ihtar masrafının tahsili için ilamsız icra takibi yapmış, takibe itiraz üzerine de iş bu davayı açmıştır. Davalı ayıbın imalattan kaynaklanmadığı, teslimden yaklaşık iki yıl sonra meydana geldiği, ayıp ihbarının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre süresinde yapılmadığını savunmuştur.
Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, müstakil parsel üzerinde bulunan konutun pis su giderlerinin bir başka parseldeki gider kuyusuna bağlanarak ana kanalizasyon giderine bağlanması sonrası ortaya çıkan ayıp ile çatıdan su sızması sonucunu doğuran ayıbın imalattan kaynaklanan gizli ayıp olduğu,ayıbın niteliği ve zarar verdiği alanların kapsamına göre davalının ileri sürdüğü gibi, salt şömine bacası tadilatından ve kullanımdan kaynaklanmayacağı belirlendiğinden davalının bu husustaki itirazı yerinde değildir. Davalı ayrıca TTK. m. 23/c hükmü ve TBK. m. 223 hükmüne göre ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, dinlenen taraf tanıklarının beyanlarından, davalının ayıbın bildirilmesi üzerine onarım yaptığı, akabinde yeniden tıkanma üzerine pis su giderini doğrudan ana şebekeye bağlamak üzere ustasını gönderdiğine göre, ayıbın varlığını davalı kabul ettiğinden (Y.19. H.D ‘nin 04/04/2019 tarih ve 2017/4068 – 2019/2268 sayılı ilamı). ihbarın süresinde yapılmadığı savunması ve istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Davacı, zarar giderimi miktarı ve icra inkar tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyada mevcut bilirkişi raporundaki rakamların piyasa rayicine uygun olduğunun belirtildiği, aksinin somut delillerle ispatlanmadığı, davacının ödemeye esas faturasının öznel olup piyasa rayicinin bu miktar olduğu sonucunu doğurmayacağı, zarar bedeli yargılama sonucu ve bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden alacaklikit olmadığından davacının istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir. HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranların sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan tarafların istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. -… sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gereken istinaf karar harcının peşin alınmış olması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken 621,98.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 276,82.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 349,16.-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 09/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
Başkan
…
…
Üye
…
…
Üye
…
…
Katip
…