Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/998 – 2023/1169
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/998
KARAR NO : 2023/1169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
NIN KONUSU : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/07/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/03/2023 – 29/03/2023 – 07/04/2023 tarihli ara kararlarının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile …’ün genel kurul kararı ile tasfiyesi karar verilen davalı şirketin münferit yetkili tasfiye memuru olduklarını, davalı tasfiye memuru …’ün görev ve yükümlülüklerine aykırı ve kötü niyetli bir şekilde hareket ederek usulsüz işlemlerde bulunarak ve haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, bu kapsamda şirket kredi kartları ile şahsi harcamalar yaptığını, şirket tasfiyesinden haksız kazanç sağladığını, davalı şirkete olan borcunu ödemediğini, şirket mali belgelerinin müvekkili ile paylaşılmadığını iddia ederek davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye tedbiren kayyım atanmasını devamında TTK 537/2 maddesi uyarınca Tasfiye Memuru …’ün azlini ve akabinde davacı müvekkili Nadir Ay’ın davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nin tek tasfiye memuru olarak görevini ifa etmesinin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalılar/karşı davacılar vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili …’ün sahibi olduğu şirketler ile para alışverişinin bulunmadığını, yapılan işlemin tasfiye halindeki şirketin bir bankada bulunan parasının diğer bankadaki şirket hesabına virman işlemi olduğunu, tasfiye sonrası şirket kredi kartlarının kapatıldığını, müvekkilinin aksine davacı ve sahibi olduğu şirketin tasfiye halindeki şirkete borcu bulunduğunu, davanın kötüniyetle açıldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı dava dilekçesi ile; davalı tasfiye memurunun görevinin gereği gibi yerine getiremediğini, sahibi olduğu şirketlerin ve şahsının borçlarını tasfiye halindeki şirkete ödemediğini ve tasfiye sürecini geciktirdiğini, oğluna devredilen şirket ile tasfiye halindeki şirketin aynı iş kolunda faaliyet yürüttüğünü ve bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek davalının tasfiye memurluğundan azline, müvekkilinin görevinin münferiden veya görevlendirilecek üçüncü kişi ile birlikte devamına karar verilmesini talep etmiştir.
TARAFLARIN TALEPLERİ VE MAHKEME ARA KARARLARI:
Davalı/karşı davacılar vekili 16/03/2023 tarihli dilekçesi ile; davalı Nadir Ay’ın 16/03/2023 tarihinde yetkilerini kötüye kullanarak, T.H. Özakgün A.Ş.’yi zarara uğratmak ve kendisine haksız menfaat elde ederek, sahibi olduğu ancak sonrasında muvazaalı olarak oğluna devrettiği borçlu şirketi borçtan kurtarmayı amaçlayarak, Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2021/3441 Esas sayılı takip dosyasından feragat ettiğini belirterek davacı/karşı davalı Nadir Ay’ın şirketteki tüm yetkilerinin sınırlandırılmasına, müvekkili şirketçe yapılan icra takibi ve davalardan feragat etmesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili 17/03/2023 tarihli cevap dilekçesi ile; davalı tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesi ve 16/03/2023 tarihli dilekçede belirtilenin aksine, tasfiye memuru davalı …, diğer davalı Tasfiye Halinde … Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye borçlanmış olmasına ve bu kapsamda ortaklar cari hesabında kendi adına borç kaydı yapılarak tasfiye halindeki şirkete ödeme yapmasın gerekmesine rağmen gerçeğe aykırı ve somut herhangi bir dayanağı olmayan iddialarla, söz konusu borçları dava dışı şirketlerinden haksız ve hukuksuz bir şekilde icra ve dava yoluna giderek tasfiye halindeki şirketi zarara uğratmakta ve tasfiye işlemlerini de sürüncemede bıraktığını, davalı Tasfiye Halinde … Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nin %50 oranında hissedarları olan davalı … ile davacı müvekkil Nadir Ay arasında 11/02/2020 tarihinde protokol imzalandığını, Tasfiye Halinde … Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nin mülkiyetinde bulunan Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Samanlı Mahallesi, Dikencik Mevkii 3540 ada, 112 parseldeki taşınmazı Nadir Ay’a veya Nadir Ay’ın göstereceği gerçek veya tüzel kişilere devrinin kararlaştırıldığını, bu devir karşılığında devir bedeli olan 12.300.000,00 TL, davalı tasfiye memuru … tarafından diğer davalı Tasfiye Halinde … Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye borçlanıldığını, ancak bu borç tasfiye memuru … tarafından tasfiye halindeki şirkete ödenmediğini, davacı Nadir Ay’ın; … Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş. ve Akgün Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi bulunan hisselerinin satışından kaynaklanmakta olup bu borç davalı tasfiye memuru … tarafından ödenmesi gerektiğini, bu sebeplerden dolayı davalı …’ün davalı tasfiye halindeki şirkette, tasfiye memurluğu görevinin ifasının tedbiren durdurulmasına, mahkememiz aksi kanaatte ise davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye tedbiren üçüncü bir kişinin kayyım atanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 20/03/2023 tarihli ara karar ile; davacı tarafından davalı tasfiye memurunun şirketi borçlandırdığı iddiası, karşı davacının ise davacı-karşı davalının tasfiye memuru yetkilerini kullanarak alacaklı olduğu icra dosyalarından feragat ederek şirketi zarara uğrattığına dair savunmaları yönünden, davacı ve davalı ortakların şirket tasfiye memurluk görevleri, tasfiye işlemlerinde tarafsız davranmayacağı, objektif ve makul şüpheye yol açacak güven sarsıcı davranışlarına dair delillerin ve gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerin bulunduğu ve ibraz edilen delillerin yaklaşık ispata elverişli olduğundan davacı ve davalı ortakların tasfiye memurunun tasfiyeye ilişkin yetkilerinin HMK 389(1) vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbiren kısıtlanmasına, nihai karar ile tasfiye memuru belirlenene kadar tedbiren şirketin tasfiyesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili 26/03/2023 tarihli dilekçesi ile; mahkemenin 20/03/2023 tarihli ara kararına rağmen davalılar vekili tarafından tasfiye işlemlerine devam edildiğini ve bu kapsamda Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2021/3441 Esas sayılı takip dosyasına yönelik İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, bu durumda tasfiye halindeki şirketi zarara uğratmaya devam etmiş olması ve ayrıca, mahkemenin ara kararından sonra, vekilin hem davalı tasfiye memuru …’ün hem de tasfiye halindeki şirketin vekili sıfatıyla hareket etmesi açıkça menfaat çatışması oluşturması nedeniyle, vekilin davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’deki vekil yetkilerinin HMK 389(1) maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına ve değişen durum sebebiyle tasfiye halindeki şirketin daha fazla zarara uğramaması ve şirketin organ boşluğunun doldurulması amacıyla davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye tedbiren üçüncü bir kişinin kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar/karşı davacılar vekili 28/03/2023 tarihli dilekçesi ile; mahkemece verilen tedbirin şirket alacaklarının tahsiline engel oluşturmadığını, şirket tasfiyeye girmese de bu işlemlerin yapılacağını, yapılan işlemlerin şirketin alacaklarına yönelik olduğunu, söz konusu icra dosyasının borçlusu, davacı/karşı davalının sahibi olduğu, sonradan Aralık 2022’de muvazaalı olarak oğluna devrettiği şirket olduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 29/03/2023 ve 07/04/2023 tarihli ara kararlar ile; dava ve karşı davanın davalı şirketin tasfiye memurunun haklı nedenle azli ve davalı şirkette tasfiye memurunun atanması istemine ilişkin olduğu, 20/03/2023 tarihli ara karar ile tasfiye memurlarının tasfiyeye ilişkin yetkilerinin ihtiyati tedbiren kısıtlanmasına, nihai karar ile tasfiye memuru belirlenene kadar tedbiren şirketin tasfiyesinin durdurulmasına karar verildiği, şirketin tasfiye halinde olması, yönetim kurulunun görevinin sona erdiği anlamına gelmeyeceği tasfiye memurları tasfiyeyle ilgili işlemleri yaparken şirketin yönetim kurul da yönetim görevini yapabileceği, şahsına ve işlemlerine itiraz edilen şirket avukatına vekaletin şirket yönetim kurulu tarafından verildiği, davanın konusunun tasfiye memurunun azli olup, şirket yönetim kuruluyla ilgili açılmış bir dava bulunmadığından dolayısıyla mahkememiz ancak açılan dava konusu ile ilgili tedbir veya karar verebileceğinden, şirkete kayyım atanması ve vekilin temsil yetkisinin tedbiren durdurulması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili 20/03/2023 – 29/03/2023 – 07/04/2023 tarihli ara kararlara ilişkin istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı/karşı davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dava ve talep dilekçesindeki olguları tekrarla şirket yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin 11/02/2023 tarihinde sona erdiğini, davalı tasfiye memurunun 11/02/2020 tarihli protokol gereği şirkete olan borcunu ödemeyerek tasfiye sürecini uzattığını ve haksız kazanç elde ettiğini, mahkeme kararına rağmen davalılar vekilinin şirkete ait işlemlere devam etmesinin hukuka aykırı olduğunu, vekilin hem şirket hem de tasfiye memurunun vekilliğini yürütmesinin menfaat çatışması oluşturduğunu, hakkında işlem yapılan takip dosyasındaki dava dışı şirketin tasfiye halindeki şirkete borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki ciddi anlaşmazlık ve husumet bulunması sebebiyle tasfiye işlemlerinin birlikte yürütülmesinin mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme ara kararlarının (07/04/2023 tarihli ara kararın kısmen) kaldırılması davalı şirkete tasfiye memuru atanıncaya kadar tedbiren üçüncü bir kişinin kayyım atanmasına, davacı müvekkil Nadir Ay’ın diğer davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş’deki tasfiye memuru görevinin ifasının devamına ve bu kapsamda tasfiye işlemlerinin devamına, Av. Ömer Vatansever’in davalı Tasfiye Halinde … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’deki vekil yetkilerinin HMK 389(1) maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar/karşı davacılar vekili istinafa karşı cevap dilekçesi ile; aşamalardaki beyanlarını tekrarla davacı/karşı davalının kötü niyetli, müvekkilim şirkete zarar vermeyi ve müvekkilim şirkete olan borçlarından ivazsız olarak kurtulmayı amaçlayan, müvekkilim şirketin alacaklarına kavuşmasını engellemeye yönelik iddia ve itirazlarına, taleplerine itibar edilmemesini, vekil olarak şahsıma yapılan saldırıya prim verilmeyerek davacı/karşı davalının, hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz, gerçeklikten uzak, tarafımızca sunulan maddi belgeler karşısında soyut kalan istinaf itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Asıl ve karşı dava, haklı nedenle tasfiye memurunun azli istemine yöneliktir.
İstinaf başvurusuna yönelik talep, davalı şirkete tedbiren kayyım atanması, şirket vekilinin temsil yetkisinin tedbiren durdurulması, tasfiye memuru Nadir Ay’ın görevinin ve tasfiye işlemlerinin devamına karar verilmesi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, 20/03/2023 tarihli ara karar ile; davacı ve davalı ortakların tasfiye memurunun tasfiyeye ilişkin yetkilerinin HMK 389(1) vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbiren kısıtlanmasına, nihai karar ile tasfiye memuru belirlenene kadar tedbiren şirketin tasfiyesinin durdurulmasına, 29/03/2023 ve 07/04/2023 tarihli ara kararlar ile de şirkete kayyım atanması ve vekilin temsil yetkisinin tedbiren durdurulması taleplerinin reddine karar verilmiş, kararlara karşı davacı/karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; … Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nde Nadir Aya ve …’ün eşit pay sahibi oldukları ve şirketin 18/01/2022 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyesine karar verilerek her iki ortağın münferit yetkili tasfiye memuru olarak atandıkları, eldeki davalar ile haklı nedenle tasfiye memuru olarak atanan ortağın azlinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı …’ün 11/02/2020 tarihli protokol gereği şirkete 12.300.000 TL borçlu olmasına rağmen bu borcunu ifa etmeyerek tasfiyenin tamamlanmasını engellediğini, şirketin alacaklı olmadığı dava dışı şirketlerden haksız takiplerle tahsilat yapılmaya çalışıldığını, şirket bilgi ve belgelerin kendisi ile paylaşılmadığını ve davalı tasfiye memurunun görev ve yükümlülüklerine aykırı ve kötü niyetli bir şekilde hareket ederek usulsüz işlemlerde bulunarak haksız menfaat elde etmeye çalıştığını ileri sürmüştür.
Davalı iddiaları inkar ederek karşı davada ileri sürdüğü olgularla davacı tasfiye memurunun azlini talep etmiş akabinde 16/03/2023 tarihli dilekçesi ile Nadir Ay’ın 16/03/2023 tarihinde yetkilerini kötüye kullanarak, tasfiye halindeki şirketi zarara uğratmak ve kendisine haksız menfaat elde ederek, sahibi olduğu ancak sonrasında muvazaalı olarak oğluna devrettiği borçlu şirketi borçtan kurtarmayı amaçlayarak, Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2021/3441 Esas sayılı takip dosyasından feragat ettiğini belirterek davalı Nadir Ay’ın şirketteki tüm yetkilerinin sınırlandırılmasına, müvekkili şirketçe yapılan icra takibi ve davalardan feragat etmesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 537/2. maddesinde, “Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunurlar.” düzenlemesi yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 389/2 maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Dosya kapsamı uyarınca; tasfiye memuru olan ortaklar arasında tasfiyeye giren şirket alacakları konusunda ihtilafın bulunduğu ve bu durumun taraflar arasındaki güven ilişkisini zedeleyerek tarafların bir araya gelerek tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesini engellediği hususunda yaklaşık ispatı sağlayan delillerin varlığı sebebiyle yerel mahkemece şirket tasfiye memurlarının tasfiyeye ilişkin yetkilerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, mahkemece tasfiye işlemlerinin tedbiren durdurulmasına yönelik istem bulunmamasına rağmen talep bağlılık kuralı aşılarak şirket tasfiyesinin dava sonucuna kadar durdurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, eldeki dava tasfiye memurlarının azli istemine yönelik olup davanın tarafı olan gerçek kişiler münferit yetkili tasfiye memuru konumundadır. Mahkemece tasfiyeye yönelik yetkileri ise tedbir yolu ile kısıtlanmıştır. Tasfiyenin durdurulmasına yönelik tedbir kararı ise hukuka uygun olmaması sebebiyle yukarıda belirtilen gerekçe ile kaldırılmıştır. Bu halde, yukarıda belirlenen maddi ve hukuki olgular, şirket tasfiye memurları arasındaki ihtilaf ve bu ihtilafın niteliği sebebiyle mahkemece tasfiye memurluğu görevini ifa etmek üzere geçici tasfiye memuru atanması gerekirken bu yöndeki taleplerin reddi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı istinaf başvurusunun kabulüne; 29/03/2023 ve 07/04/2023 tarihli ara kararlar ile 20/03/2023 tarihli ara kararın kısmen kaldırılmasına, dosyanın 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı/karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/197 esası üzerinden verilen 29/03/2023 – 07/04/2023 tarihli ara kararlar ile 20/03/2023 tarihli ara kararın “tedbiren şirketin tasfiyesinin durdurulması” yönünden KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırma nedeni doğrultusunda geçici tasfiye memuru atanması için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davacı/karşı davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
5-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verild