Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/949 E. 2023/959 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/949 – 2023/959
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/949
KARAR NO : 2023/959
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/02/2023 tarih, 2023/197 Esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile Kubilay Akgün’ün genel kurul kararı ile tasfiyesi karar verilen davalı şirketin münferit yetkili tasfiye memuru olduklarını, davalı tasfiye memuru Kubilay Akgün’ün görev ve yükümlülüklerine aykırı ve kötü niyetli bir şekilde hareket ederek usulsüz işlemlerde bulunmak ve haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, bu kapsamda şirket kredi kartları ile şahsi harcamalar yaptığını, davalı şirket tasfiyesinden elde edilen kazancın kendi şirketleri üzerinden davalı şirkete borç göndererek haksız kazanç sağladığını, davalı şirkete olan borcunu ödemediğini, şirket mali belgelerinin müvekkili ile paylaşılmadığını iddia ederek davalı Tasfiye Halinde Özakgün Gıda Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye tedbiren kayyım atanmasını devamında TTK 537/2 maddesi uyarınca Tasfiye Memuru Kubilay Akgün’ün azlini ve akabinde davacı müvekkili Nadir Ay’ın davalı Tasfiye Halinde Özakgün Gıda Mad. Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nin tek tasfiye memuru olarak görevini ifa etmesinin devamını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, 27/02/2023 tarihli ara kararı ile; davacılar vekili dava dilekçesinde, davasında haklı olduğunu yaklaşık ispat kuralı uyarınca ispatlayacak belgeler sunulmadığı, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada oluşmadığı kanaatine varılarak davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava dilekçesindeki olguları tekrarla taraflar arasında var olan husumet buna dair sunulan dilekçeler gözetilerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, şirket tasfiye memurunun azli ve yeni tasfiye memuru atanması istemine ilişkin olup, talep tasfiye halindeki davalı şirkete tedbiren kayyım atanması istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, duruşmalı yapılan inceleme ile ihtiyati tedbirin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 537/2 maddesinde, “Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunurlar.” düzenlemesi yer almaktadır
TTK’nın 235/1 maddesinde; “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 389/2 maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri; ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken, haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Bu bağlamda, davacının ileri sürdüğü nedenlere yönelik olarak tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu gözetildiğinde; talebe konu tedbir istemi yönünden gerekli olan yaklaşık ispat olgusunun bu aşamada gerçekleşmediği, şirketin organ boşluğunun bulunmadığı ve kayyım atanması için yasal koşulların da oluşmaması karşısında, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından, ayrıca alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

M