Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/22 E. 2023/136 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/22 – 2023/136
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/22
KARAR NO : 2023/136

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : Şirket Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 13/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023

Davacı-karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara ara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı-karşı davalı vekili, Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/697 Esas sayılı kararı ile şirket ortağı ve müdürü … Gemeşpekmez’e genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırması için yetki ve izin verildiğini ve 15/11/2022 tarihinde şirket merkezinde genel kurul toplantısı yapıldığını, davalı şirketin müvekkili tarafından kurulduğunu, müvekkilinin şirkette %30 hisseye sahip olduğunu, … Gemeşpekmez’in ise %70 hisseye sahip olduğunu, müvekkili ile … Gemeşpekmez arasında boşanma davasının, soruşturma dosyalarının ve ceza davalarının bulunduğunu, diğer ortağın müvekkilinin izni ve haberi olmaksızın tek imza ile şirketin zararına ve şirketi borçlandırıcı işlemler ile şirket faaliyetlerinin devamlılığını olumsuz etkileyecek işlemler yaptığını ve bununla ilgili de soruşturma başlatıldığını, şirket ortağı İlke’nin kötüniyetli olarak genel kurulu toplantıya çağırdığını, belirlediği gündem maddelerinin müvekkilini müdürlükten azletme, ortaklıktan çıkarma, açılan davaları konusuz bırakma amacı taşıdığını, 15/11/2022 tarihli genel kurulda ret oylarına karşılık oyçokluğuyla … Gemeşpekmez’in müdürlük sıfatının sona ermesine, … Gemeşpekmez’in süresiz olarak şirket müdürü olarak görevlendirilmesine karar verildiğini, genel kurulda alınan kararların şeklen usule aykırı olup yok hükmünde olduğunu, zira genel kurul toplantı yerinde bulundurulması zorunlu olan yıllık faaliyet raporunun, denetçi raporunun, finansal tablolar ve karar defterinin olmadığını ve bu durumun Başkanlık Divanınca tutanağa geçirildiğini, gerek yönetmelik gereği toplantı yerinde bulundurulması zorunlu belgelerin olmayışı gerekse şirket karar defterinin kayıp olması karşısında genel kurul toplantısına devam edilmesi ve diğer gündem maddelerinin görüşülmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK 420.maddesi, Yönetmeliğin 28/3.maddesi, TTK 413/3 maddesi gereği azınlık haklarından olan genel kurul toplantısının ertelenmesi talebinin üzerine Başkanlık Divanınca bir yandan toplantının 1 ay sonrasına ertelenmesine karar verildiği ve gündemin sadece 3.maddesinin görüşülmesinin 1 ay sonrasına bırakıldığını ancak toplantıya devam edilerek sonraki tüm gündem maddeleri hakkında toplantı erteleme kararına ve TTK 413/3 .maddesine rağmen oylama ve karar aşamalarının gerçekleştiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olup toplantı erteleme kararına rağmen 3.maddeden sonraki “finansal tablolarının görüşülmesi maddesiyle ilgili sayılan” diğer gündem maddelerinin görüşülmesinin de ertelenmesi gerekirken ertelenmemesi ve görüşülmesi nedeniyle usul ve yasaya aykırı tüm kararların iptali gerektiğini ileri sürerek 15/11/2022 tarihli genel kurul kararlarının hukuka aykırı maddelerinin yok sayılması ve nihayetinde tüm kararların iptaline karar verilmesini talep etmiş ayrıca dava dilekçesine ortak İlke’nin şirketin malvarlığını muvazaalı olarak elden çıkararak şirketin borca batmasına neden olacak olmasının kuvvetle muhtemel olduğundan hem müvekkilinin haklarının korunması ve hem de şirket menfaatine olacak şekilde ivedilikle 15/11/2022 tarihli genel kurul kararlarının yürütmesinin tedbiren durdurulmasına, bu talebin kabul edilememesi halinde dava dışı şirket ortağı ve müdür P.İlke Gemeşpekmez’in şirket malvarlığını muvazalı olarak elden çıkarma ihtimali kuvvetli olduğundan şirket adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve tüm malvarlığına devrin önlenmesi amacı ile ivedilikle tedbir konulmasına, şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı şirket vekili, şirketin ortağı ve müdürü … Gemeşpekmez’in mahkemenin verdiği yetkiye istinaden mahkemece belirlenen gündemin görüşülmesi için 15/11/2022 tarihinde şirket genel merkezinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, belirlenen gündem kapsamında kararlar alındığını, şirketin 15/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının (3) no’lu “2021 yılı faaliyet ve hesapları hakkında yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi” gündem maddesine ilişkin karar hariç, alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısında şirket faaliyet raporunun ve finansal tablolarının toplantıda hazır edilmemesinin, davacının kendi kusuru ve uzlaşmaz tavrından kaynaklandığını ileri sürerek genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğundan davanının reddi ile 15/11/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan (3) no’lu ” şirketin bilanço ve finansal faaliyet raporunun görüşülmesi” gündem maddesinin görüşülmesinin ertelenmesi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmesini, bu konuda 15/12/2022 tarihinde yeniden genel kurul toplantısı yapılması kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacı-karşı davalının tedbir taleplerine ilişkin olarak 30/11/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin dava konusu genel kurul kararlarının uygulanmasının durdurulması yönünde tedbir talebinde bulunulmuş ise de talep konusunun yargılamayı gerektirdiği, uyuşmazlığın esasını çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği dikkate alınarak HMK’nın 389. ve TTK’nın 449. madde uyarınca koşulları bulunmayan anılı tedbir talebinin reddine, diğer taraftan davacı vekilinin dava dışı şirket ortağı ve müdür … Gemeşpekmez’in şirket malvarlığını muvazalı olarak elden çıkarma ihtimali pek kuvvetli olduğundan bahisle şirket adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve tüm malvarlığına devrin önlenmesi amacı ile ivedilikle tedbir konulması ve şirkete kayyım atanması yönündeki tedbir talebine ilişkin olarak da görülmekte olan davanın niteliği, uyuşmazlığın esasını çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği ilkesi, bu aşamada yaklaşık ispatın gerçekleştiğinin kabulünün mümkün bulunmaması, şirkette yönetim organı boşluğunun bulunmaması, şirketin yetkili organlar eli ile işleyiş ve idaresinin asıl olması hususları dikkate alınarak koşulları bulunmayan bu tedbir taleplerinin de ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında derdest bir çok hukuk ve ceza davası bulunduğu, husumet ve menfaat çatışması mevcut iken şirket ortağı İlke’nin belirlediği gündem maddeleri ve genel kurulda alınan kararlar ile çoğunluk hisseye sahip olması nedeniyle müvekkilini müdürlükten azletme, ortaklıktan çıkarma, açılan davaları konusuz bırakma amacında olup hakkın kötüye kullanılmasının söz konusu olduğunu, toplantının usul ve yasaya aykırı olduğu gibi bu kararlar ile çoğunluk hisseye sahip ve şirketten şahsi hesabına para aktaran dava dışı ortağın şirkete ve müvekkiline zarar verici işlemlerini bu kez müdür olarak keyfi şekilde yapmaya devam ettiğini, açıkça iyi niyet kurallarına aykırı durum karşısında mahkemece tedbir alınmamasının daha az hisseye sahip olan müvekkilinin yasal hak ve çıkarlarının yok sayılmasına neden olacağını, 15/11/2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı ile şirkette hisse çoğunluğuna sahip dava dışı ortağın müvekkilinin müdürlük görevine son vererek müşterek imza ve temsil yetkisini kaldırdığını, kendisini şirket müdürü olarak seçtiğini ve müdür olarak kendisine 70.000 TL maaş bağladığını, müvekkilinin ortaklıktan çıkartılması için dava açılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verdiğini, geçici vergi beyannamesi uyarınca şirketin 9 aylık net karı 163.579,00 TL olmasına yani şirketin aylık kazancının ortalama 20.000 TL olmasına rağmen P.İlke’nin genel kurul kararı ile kendisine 70.000 TL maaş bağlamasının dahi kötüniyetin tek başına ispatı olduğunu ileri sürerek ara kararın kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulüne, genel kurul kararlarının uygulanmasının durdurulmasına, kayyım atanmasına ve şirket malvarlığı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının ihtiyati tedbir kararının reddi kararına karşı ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava, 15/12/2022 tarihi genel kurul kararının iptaline ilişkin olup davacı- karşı davalı genel kurul kararlarının uygulanmasının durdurulmasına, kayyım atanmasına ve şirket malvarlığı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı-karşı davalının tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş olup davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Uyuşmazlık, şirket genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması, şirkete kayyım atanması ve şirket malvarlığı üzerine tedbir konulması için ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
6102 sayılı TTK’nın anonim şirket genel kurul kararlarının iptâline ilişkin hükümler arasında yer alan “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı m. 449/1 hükmünde “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. 6102 sayılı TTK’nın “Genel kurul kararlarının butlanı ve iptal” başlıklı m. 622/1 hükmünde, Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptâline ilişkin hükümlerinin, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı düzenlenmiştir.
Bir genel kurul kararı aleyhine iptâl davası açılması, dava karara bağlanıp hüküm kesinleşinceye kadar kararın geçerliliğini etkilemez. Bu nedenle yasa, uygulanması şirket açısından giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verecek kararların yürütülmesinin mahkemeden durdurulmasını talep etme olanağı tanınmıştır. Kanunda yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra karar verileceği düzenlenmiş olup, burada amaç hakimin yönetim kurulu üyelerine, kararın uygulanmasının somut olarak ne gibi zararlar getireceğini sormasıdır. Hâkim, kararın uygulanmasının geri bırakılıp bırakılmaması kararını, bu görüşlerin ve bu bağlamda sunulan kanıtların ışında değerlendirecektir (Bkz. Poroy, Reha/ Tekinalp, Ünal/Çamoğlu, Ersin: Ortaklıklar Hukuku – I, 14. Bası, İstanbul 2019, s. 612, No: 749).
Yukarıda anılan madde uyarınca, mahkemeye bu hususta takdir hakkı tanınmış olup hâkim, yönetim kurulunun görüşü ve sunulan kanıtlar çerçevesinde durum ve şartların gerektirmesi halinde genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilecektir. Mahkeme bu yöndeki değerlendirmesinde takdir hakkını kullanırken, ihtiyati tedbire ilişkin genel hükümler olan 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanabilir. Hâl böyle olunca, genel kurul kararının iptâli istemi ile açılan davalarda kararın uygulanmasının geri bırakılması halinde doğacak sonuçların olabildiğince iyi değerlendirilmesi ve ona göre karar verilmesi gerekir (Bkz. Moroğlu, Erdoğan: Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 8. Bası, İstanbul 2017, s. 323).
6100 sayılı HMK’nın onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi, 389. madde başlığında “Geçici Hukuki Korumalar” olarak vasıflandırılış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar ile takip edilmesi ve yapılması gerekli usul işlemleri açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK m. 390/3 hükmünde tedbir talep eden tarafın, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Madde gerekçesinde ise, HMK m. 390/3 hükmündeki düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; 15/11/2022 tarihinde Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/697 Esas, 2022/405 Karar sayılı ilamı uyarınca davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı, şirket ana sermayesinin 500.000 TL olup beheri 25 TL değerinde 6.000 adet paya karşılık gelen 150.000 TL tutarın … Gemeşpekmez’e, beheri 25 TL değerinde 14.000 adet paya karşılık gelen 350.000 TL tutarın … Gemeşpekmez’e ait olduğu, şirket sermayesinin tamamının genel kurulda temsil edildiği, gündemim 1 ve 2 nolu maddesi uyarınca oy çokluğu ile divanın teşekkül ettiği ve imza yetkisi alındığı, 3 nolu maddesi uyarınca faaliyet raporu bulunmaması nedeniyle TTK’nın 420.maddesi uyarınca gündemin 3.maddesinde belirtilen faaliyet raporunun oluşturulması ve hesaplar hakkında müzakere maddesinin 15/12/2022 tarihinde gerçekleştirilmesine karar verildiği, 4. maddesinde ortakların şirkete olan borçlarının ödenmesiyle ilgili açılmış davaların bulunması nedeniyle oylama yapılmaksızın gündeme devam edilmesine karar verildiği, 5. maddesi uyarınca oyçokluğu ile … Gemeşpekmez’in müdürlük sıfatının sona ermesine, … Gümüşpekmez’in yeniden ve süresiz olarak şirket müdürü olarak görevlendirilmesine karar verildiği, 6.madde uyarınca şirket yönetimine TTK 621/h uyarınca şirketten çıkarılma hususunda dava açmak konusunda yetki verilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, 7.maddede de şirket müdürü … Gemeşpekmez’e aylık net 70.000 TL ücret ödenmesine oy çokluğu ile karar verildiği görülmektedir.
Davalı şirket müdürünün duruşmada alınan beyanında tedbir talebinin şirketi batıracak ve şirketi durduracak olup kötü niyetli olduğunu, talebin reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, yaklaşık ispat şartının yerine getirilemediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan genel kurul kararının iptaline ilişkin davada, dava konusu olmadığından şirkete kayyım atanması ve şirketin malvarlığı üzerine tedbir konulması taleplerinin reddine karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı-karşı davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı-karşı davalından alınarak hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/02/2023