Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/153 E. 2023/252 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. .. BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
..
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ..
KARAR NO :..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : .. Esas
DAVACI : … – … – .
VEKİLİ : Av. … .
DAVALI : 1-… ..
VEKİLLERİ : …
DAVANIN KONUSU : Ortaklıktan Çıkma/Fesih İstemli (Ticari Şirket)
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : .
KARAR YAZIM TARİHİ : .
. Asliye Ticaret Mahkemesinin . tarih, . Esası üzerinden verilen Ara Kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin. paya sahip şirketin . pay ile .yılından beri ortak olduğunu, şirketin mali ve idari tüm işlerinin .yılından beri … tarafından yerine getirildiğini, bir merkez ve. şube halinde faaliyet yürüten şirketin halihazırda .u ile faaliyetine devam ettiğini, davalı şirket müdürünün şirketi kendi mal varlığı gibi idare ettiğini, ortaklara hesap vermekten kaçınarak şirketin tüm gelirlerini zaruri giderler ödendikten sonra kendi mal varlığına aktardığını, bu şekilde kendi adına, çalışanı ve yakınları üzerine taşınmazlar alarak ayrıca işletme açtığını, müvekkilinin şirkete ve yönetimine güveninin kalmadığını, şirketin kazancına rağmen kar payı dağıtmadığını, müvekkilinin şirketin mali durumunun gidişatı hakkında tereddüt halinde olduğunu belirterek şirket müdürünün şirkete verdiği zararlarının tespiti ile şirkete tazminine, müvekkilinin ortaklıktan ayrılma akçesi karşılığı çıkmasına izin verilmesine, aksi halde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi talepli davada, dava boyunca gerek şirket malvarlığının korunması ve gerekse şirket kayıtlarında sahte işlemlere mahal vermemek adına şirket malvarlığına tedbir konularak şirkete kayyum tayin edilmesini talep etmiştir.

Mahkemece,. tarihli tensip tutanağının (11) numaralı ara kararı ile; “.. ‘ ne denetim kayyımı olarak . atanmasına, kayyıma aylık. TL ücret takdirine, masrafın şirket kasasından karşılanmasına” karar verilmiştir.
Davalı şirket vekili itiraz dilekçesi ile; mevzuatta kayyım atanacak hallerin sınırlı sayıldığını, mahkemenin kayyım kararının sınırlı sayı ilkesine aykırı bir şekilde kanuni dayanağı bulunmadan verildiğini, kayyımın görev, yetki, tescil ve ilan şartlarının gerekçe ile birlikte kararda yer almadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, davacının bilgi alma, özel denetçi atama, asılsız sahtecilik iddiaları hakkında suç duyurusu ve bakanlık bildirimininde bulunmadığını, şirketin mal varlığının araç ve . ibaret olduğunu, başka mal varlığı bulunmadığı gibi şahısların mal varlığının şirket mal varlığı gibi gösterilmeye çalışıldığını, pandemi sebebiyle ekonomik zorluklar yaşayan şirketi davacının dahada zoru sokmaya çalıştığını belirterek kanun maddesi, gerekçesi, yetkisi ve sınırları açıklanmayan kayyım kararının duruşmalı inceleme ile kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, duruşmalı yapılan inceleme ile; TTK’nun 630. madde uyarınca haklı sebeple yöneticinin azli istenmiş olduğundan yöneticinin temsil yetkilerinin kaldırılamayacağı, yargılama sonunda kaldırma ile ilgili bir değerlendirme yapılacağı ancak dava dilekçesinde ortaya konulan iddialar kapsamında bir denetim sağlanabilmesi bakımından davalı şirkete bir denetim kayyımı atanmasının yerinde olabileceği kabul edildiği belirtilerek, davalının denetim kayyımı atanmasına ilişkin tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı ..vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesi ile; ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile birlikte davacının şirket müdürünün azli talebinin bulunmadığını, sorumluluk istemine yönelik davanın tefrik edildiğini, davacının eldeki davada talebinin ayrılma akçesi ile ortaklıktan çıkma olmadığı takdirde şirketin feshi istemine yönelik olduğunu, şirkette halen kayyım bulunmasının şirket tüzel kişiliğine getirilmiş, hukuka aykırı bir sınırlama olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa karşı cevap dilekçesi ile; denetim kayyımının şirket faaliyetini veya fonksiyonunu etkilemediğini, dava süresince eylemlerin veya kararların uygunluğunun denetimi için atandığını, kayyım kararının dava neticesinde elde edilecek hakların imkansız olmaması için önemli olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması sebebiyle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkma olmadığı takdirde fesih ve tasfiye istemine yönelik olup, talep denetim kayyımı atanmasına yönelik kararının itiraz yolu ile kaldırılmasına ilişkidir.
İlk derece mahkemesince, duruşmalı yapılan inceleme ile denetim kayyımı kararının kaldırılması isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı .. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Öncelikle davacı tarafından dava dilekçesinin istem sonucuna göre, mahkemenin tefrik kararı sonrası ayrılma akçesi karşılığı ortaklıktan çıkma, olmadığı takdirde fesih ve tasfiye isteminde bulunulmuş, ön inceleme duruşması bu taleplere göre icra edilmiş, dava dilekçesinin konu başlığı ve (5) numaralı bendinde ise ayrıca müdürlük görevinden azli istemi ileri sürülmüştür. Bu şekli ile davacının yönetici ortağın azli istemi bulunup bulunmadığı yönünden belirsizlik bulunmakta ise de; yargılama içerisinde bu durumun giderilebilecek nitelikte olması sebebiyle mevcut durumda istem sonucundaki taleplere göre değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK. 636/3 maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” 636/4 maddesi ise “Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” şeklindedir.
6102 sayılı TTK’nın 638/2 maddesine göre ise; Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.
Belirtilen hükümlerde alınacak önlemler konusunda ayrıntılı düzenleme bulunmadığından, geçici hukuki koruma konusunda, genel hüküm olan HMK’nın 389. vd. maddeleri uygulanmalıdır.
6100 sayılı HMK’nın 389/2 maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Davacı, yönetici ortak olan …’un iş ve işlemleri şirket mal varlığını azaltarak şahsına, çalışan ve yakınına mal edindirdiği, kar payı alamadığını, şirket yönetimine katılamadığı gibi adına usulsüz işlemler yapıldığını ileri sürerek açtığı davada, dava süresince kayyım atanmasını talep etmiş, mahkemece şirkete denetim kayyımı atanmasına yönelik verilen karara itiraz üzerine azil isteminin varlığı kabul edilerek dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar kapsamında denetim sağlanabilmesi bakımından davalı şirkete bir denetim kayyımı atanması gerektiği gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda yapılan değerlendirme de; eldeki dava ile şirket yöneticisinin azline yönelik isteminin bulunup bulunmadığı yukarıda açıklanan şekli ile açık değildir. Öte yandan, davacının ileri sürdüğü nedenlere yönelik olarak tarafların iddia ve savunmalar ile dosya kapsamındaki mevcut delil durumu itibariyle denetim kayyım atanması yönünden gerekli olan yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği halde, yetkinin kapsamı ve sınırı belirtilmeksizin tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davalı tarafın itirazının reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle; ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve araştırılacak başka bir husus bulunmadığı anlaşıldığından dairemizce HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince tedbire itiraz hakkında karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı .. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-.. Asliye Ticaret Mahkemesinin .. Esası üzerinden .. tarihinde verilen denetim kayyımına ilişkin tedbire yönelik itirazın reddi kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, itiraz hakkında yeniden karar kurulmasına;
Buna göre;

a-..i.’nin denetim kayyımı atanmasına yönelik ihtiyati tedbir kararına itirazının KABULÜNE,
..Asliye Ticaret Mahkemesinin.. Esas sayılı dosyası üzerinden verilen ..tarihli denetim kayyımı atanmasına yönelik tedbir kararının kaldırılmasına,
b-İhtiyati tedbir görülmekte olan dava sırasında tesis edildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları
a-Davalı .i. tarafından yatırılan istinaf yoluna başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
b-Yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
c-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmının, yatıran tarafa iadesine,
d-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza