Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1468 E. 2023/1170 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1468
KARAR NO : 2023/1170

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MVA : Alacak
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2023

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/465 Esas sayılı dosyasında verilen 11/05/2023- 08/06/2023 tarihli ara kararlarının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (ihtiyati haciz isteyen) vekili, müvekkili banka ile davalı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde davalıya kredi kullandırıldığını, kredi geri ödemelerin aksamı sonucunda hesabın kat edilerek borçlulara noter ihtarnamesi keşide edildiğini, bu esnada davalı firma tarafından Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/350 E. sayılı dosyası üzerinden açılan konkordato davasında müvekkili bankanın alacak miktarına ilişkin olarak geçici mühlet tarihi itibariyle 3.185.693,67 TL nakdi alacağın bulunduğunun ve fakat konkordato öncesi bankaya teminat olarak verilen ve karşılığında iskonto kredi kullanılan vadesi konkordato mühlet içerisinde yer alan tahsili gerçekleşen toplam 1.987.402,39 TL tutarında müşteri çekinin geçici mühlet tarihi itibariyle hesaplanan borç tutarından düşülmesi durumunda geçici mühlet tarihi itibariyle müvekkili bankanın bakiye alacağının 1.198.291,28 TL olarak belirlendiğini, nisaba bu tutar üzerinden katılmasına karar verildiğini, oysa ki alacak kaydının dilekçelerinde de belirtildiği üzere geçici mühlet verilen 09/04/2021 tarihi itibariyle 13.04.2021 ihtarnamenin eki hesap özetlerinde de belirtildiği üzere hesap kat tarihi olan 12/04/2021 tarihi itibariyle, 3.251.237,39 TL nakit ve 138.840,00 TL gayrinakit olduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ’nin 2021/350 E. sayılı dosyasından 09.03.2023 tarihli karar ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, konkordato projesine esas olarak geçici mühlet tarihi itibari ile 1.198.291,28 TL alacak tutarının tespiti ile 2.052.946,11 TL nakit ve 138.840,00 TL gayrinakdi kısmının çekişmeli alacak olarak kabulünün hatalı olduğunu, geçici mühlet tarihinden sonra tahsil edilmiş çek bedellerinin düşülerek geçici mühlet tarihi itibari ile alacağın tespitinin doğru olmadığını, zira kredi borcuna mahsup edilmek üzere müvekkili bankaya tevdi edilen ve yetkili hamili müvekkili banka olan teminat çeklerinden dolayı geçici mühlet tarihi itibari ile yapılmış bir tahsilat bulunmadığını, geçici mühlet tarihinden sonra yapılmış tahsilatların da imzalanan sözleşme ve bankacılık uygulama ve teamülleri gereği ne şekilde nereye tahsil edileceği ve edildiği müvekkili banka yetkisinde bir husus olduğunu, ayrıca geçici mühlet tarihi itibariyle banka çek sorumluluk bedellerinden kaynaklı 138.840,00 TL tutarındaki gayrinakit risk de hesaba katılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili bankanın geçici mühlet tarihine esas olmak üzere 12/04/2021 itibariyle bildirilen 3.251.237,39 TL nakit, 138.840,00 TL tutarındaki alacağının, konkordato projesine dahil edilmeyen ve çekişmeli olarak tespit edilen 2.052.946,11 TL nakit 138.840,00 TL gayrinakdi kısmının davalı firmadan tahsiline veya tasdik edilen konkordato projesine göre oluşturulan ödeme planına dahil edilmesine, çekişmeli alacaklar bakımından depo kararı bulunmadığından borçlu malları üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini veya depo talebi uyarınca iş bu tutarın bir hesapta depo ettirilmesinin sağlanmasını yahut tasdik edilen konkordato projesine göre oluşturulan ödeme planına dahil edilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 11.05.2023 tarihli tensip zaptının 3 nolu bendinde; Davacı banka ile davalı arasında düzenlenen çerçeve kredi sözleşmesi ile borcun ödenmediği, alacağın varlığı ve muacceliyeti yönünden alacak yaklaşık olarak ispat edildiğinden ihtiyati haciz talebinin teminatsız olarak kabulüne, 2.052.946,11 TL yönünden davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine borca yetecek miktarda ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili,ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediğini, ihtiyati hacze teminatsız olarak hükmedildiğini, müvekkili hakkında görülen konkordato davasında konkordato projesinin tasdik edildiğini, davacı bankanın iddia ettiği alacakların geçicici mühletin verildiği tarihinden önceye ait olduğunu, bu nedenle ihtiyati haczin tatbiki ve doğuracağı sonuçlar konkordato sürecine tabi olan alacaklar arasında hakkaniyetli olmayan eşitsizliğe yol açacağını, ihtiyati haciz uygulaması nedeniyle müvekkili şirketin banka hesaplarına bloke konulduğunu, müvekkil şirketin konkordato ödeme taahhütlerini bu durumda yapamaz hale geldiğini belirterek ihtiyati hacze itiraz ederek ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 08.06.2023 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, incelenen kredi sözleşmelerinde davalı şirketin davacı bankaya kredi borcunun bulunduğu, bu borcun bir kısmının Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/350 E. sayılı dosyasındaki konkordato projesine dahil edildiği ,dava edilen kısmın ise konkordato projesine dahil edilmeyen çekişmeli alacak olduğu, ibraz edilen kredi sözleşmelerinden davacının alacağı olduğu hususunda yaklaşık ispat kuralı uyarınca kanaat oluştuğu, İİK 265 maddesi uyarınca ,mahkememiz ihtiyati hacze itirazı inceleme yetkisi tahdidi olarak sayıldığı, davalının ihtiyati hacze itirazı tahdidi olarak sayılan sebeplerden hiçbirine ilişkin olmadığı, ihtiyati haczin konkordatonun ruhuna aykırı olduğu yönündeki itirazının mahkemenin kısıtlı inceleme yetkisi gözetilerek yerinde olmadığı, ihtiyati haczin uygulanmasının konkordato sürecine olumsuz etkisi olsa bile konkordato mahkemesince ihtiyati haczin uygulanması/uygulanmaması yönünde tedbir kararı ile çözülebileceğinden davalının bu yöndeki itirazları da yerinde görülmediği gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararına karşı davalı/borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/borçlu vekilinin istinaf dilekçelerinde özetle; davanın konkordato tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir aylık süre içerisinde açılmadığını, ihtiyati hacze itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı bankanın kabulünde olduğu üzere müvekkil şirket tarafından davacı bankaya verilen müşteri çeklerinin tahsil edildiğinin sabit olduğunu, teminatsız olarak ihtiyati hacze hükmedilemeyeceğini, yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığını, alacağın mevcudiyetine ilişkin çekişmenin olduğu davada verilen ihtiyati haciz kararı müvekkil şirketin iflasına neden olmakla birlikte konkordatonun ruhuna aykırı olduğunu, tespit davasında ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, konkordato nisabına eksik kaydedildiği iddia olunan alacağın tahsili istemiyle açılan davada; İİK’nın 257 ve devamı hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Konkordatonun ilanı tarihinden itibaren on beş gün içinde konkordatoya kaydettirilen alacaklara borçlu itiraz ettiği takdirde, bu alacaklar “çekişmeli alacak” olarak adlandırılır. Konkordatonun tasdiki yargılamasını yapan mahkeme, borçlu tarafından itiraza uğramış ve bu sebeple çekişmeli alacak haline gelmiş alacaklar hakkında bir karar veremez. Konkordato yargılamasını yapan ve tasdikine karar veren mahkemenin vereceği karar söz konusu bu çekişmeli alacakların konkordatoya dahil olup olmayacakları ve olacaklar ise de hangi oranda dahil olacakları ile ilgilidir, bu karar maddi anlamda bir kesin hüküm teşkil etmez (Öztek S., Budak A.C., Tunç Yücel M., Kale S., Yeşilova B., 2019, “Yeni Konkordato Hukuku”, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınevi, s.574).
Konkordatonun mahkeme tarafından tasdik edilmesi durumunda çekişmeli alacakların durumu İİK m. 308/b hükmünde düzenlenmiş olup, anılan madde hükmünde; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” denilmiştir. Bu kapsamda açılan dava bir alacak, diğer bir deyişle bir eda davası olup, genel hükümlere göre incelenir. Buradaki bir aylık süre çekişmeli alacaklının kendisine konkordato hükümlerine göre ödeme yapılmasını talep edebilmesi bakımından hak düşürücü nitelikte değildir. Yani, alacağı itiraza uğramış olan alacaklı, süresi geçtikten sonra dava açarsa, maddi hukuk bakımından alacak hakkı sona ermez yalnızca kendisi için varsa bankaya yatırılan pay borçluya iade edileceği için bu paydan kendisine ödeme yapılmasını talep edemez. Buna karşın dava lehine sonuçlanırsa, konkordato hükümlerine göre kendisine ödeme yapılması gerekir. Şayet borçlu ilâma rağmen ödeme yapmaz ise, bu durumda alacaklı konkordatonun feshini talep edebilecektir (Yazıcı, Çiğdem, Adi Konkordatoda Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava (İİK m. 308/b), Bankacılar Dergisi, Sayı 116, 2021, s.15).

İhtiyati haczin icra takip işlemi sayılıp sayılamayacağına ilişkin HGK’nın 2000 yılında vermiş olduğu kararında; ihtiyati haciz icra takip işlemi olmayıp yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HUMK.nun 101. ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri daha etkili bir tedbir işlemidir denilmiştir (Yargıtay HGK.,.E.2000/49,.K.2000/94,.T.16/02/2000 ilamı). Dolayısıyla dava konusu çekişmeli alacak hakkında koşulları bulunduğu takdirde ihtiyati hacze hükmedilmesinde engel bir durum bulunmamakta ise de; ihtiyati haczin infazı, konkordato sürecine tabi olan alacaklar arasında hakkaniyetli olmayan eşitsizliğe yol açacağından ve konkordato rejiminin ruhuna da aykırılık teşkil edeceğinden mümkün değildir. Davaya bakan mahkemece verilen ihtiyati haczin infazına yönelik tedbir mahiyetinde işlemlere yönelik itirazların yine kararı veren mahkemece incelenip değerlendirilmesi gerekir. Bu bakımdan ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki değerlendirmesi yerinde değildir.
Öte yandan somut olayda; ihtiyati haczin koşullarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir;
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Somut olayda, davacı banka tarafından genel kredi sözleşmeleri çerçevesinde davalıya kullandırılan krediden dolayı davalıdan alacaklı olduğu, davalı hakkında Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/350 E. sayılı dosyası üzerinden açılan konkordato davasında davacı bankanın geçici mühlet tarihi itibariyle belirlenen nakdi alacağından konkordato mühlet içerisinde yer alan tahsili gerçekleşen müşteri çek bedellerinin mahsup edildiği, bakiye alacak tutarı üzerinden nisaba katılmasına karar verildiği, yargılama sonunda davalı şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verildiği, dava konusu çekişmeli alacakların nakde dönüşmeyen çek garanti bedellerinden ve geçici mühlet tarihinden sonra tahsil edilen çek tutarların geçici mühlet tarihi ile belirlenen alacak tutarından mahsup edilmesinden kaynaklandığı, ödeme borcu söndüren işlemlerden olup her aşamada itiraz olarak ileri sürülebileceği gibi mahkemece resen nazara alınması gerektiği gözetildiğinde dosyanın bulunduğu aşama itibariyle uyuşmazlığa konu alacak bakımından yaklaşık ispat olgusundan da söz edilemez.
Yukarı yapılan tüm bu açıklamalar doğrultusunda, ihtiyati hacze itiraz eden davalı/borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine dair 08.06.2023 tarihli ara kararının kaldırılarak davalı borçlunun ihtiyati hacze itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesinin 11.05.2023 tarihli tensip zaptının 3 nolu bendinde verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A-İhtiyati hacze itiraz eden davalı/borçlu vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne,
B- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/465 Esas sayılı dosyasında verilen 08.06.2023 tarihli tarihli ara kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK m. 353/1-b-2 hükmü gereğince yeniden hüküm kurulmasına, buna göre;
1-Davalı/borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının kabulü ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/465 Esas sayılı dosyasında verilen 11.05.2023 tarihli tensip zaptının 3 nolu bendinde verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,
2-Karar gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz eden davalı/borçlu tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
2-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
14/07/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı