Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1436 E. 2023/1416 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1436
KARAR NO : 2023/1416

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/198 Esas

DAVACI/ALA

[16611-16789-67081] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 02.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.10.2023

Yukarıda bilgileri yazılı ara karara karşı yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin davalı şirkete, 04.08.2020 tarihli BOZ2020000024115 numaralı 12.300.000,00-TL ve 22.08.2020 tarihli BOZ2020000026859 numaralı 22.361,33-TL bedelli fatura olmak üzere toplamda 12.322.361,33-TL’lik fatura kestiğini, söz konusu faturaların müvekkilinin ticari defterlerine işlendiği gibi davalı şirketten tahsilinin defalarca talep edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, davalı aleyhine 19.04.2021 tarihinde Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2021/3440 Esas (Yeni numara 2022/11605 Esas) sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, takibin durdurulmasına ilişkin karar taraflarına tebliğ edilmemiş olup, 2023/8786 numaralı dosyasıyla yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmaya varılamadığını, davalının icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafın, icra takibine itirazından sonra cari hesaba istinaden müvekkili şirkete; 29.06.2021 tarihinde 200.000,00-TL, 30.09.2021 tarihinde 2.000.000,00-TL, 28.10.2021 tarihinde 500.000,00-TL, 17.12.2021 tarihinde 6.000.000,00-TL açıklama kısmında cari hesaba istinaden şeklinde ödeme yaptıklarını, davalı tarafın bildiği ve likit olan borcuna karşılık olarak ödeme yapmasına rağmen, haksız şekilde icra takibine itiraz ettiğini belirtilerek; davalı tarafın Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2022/11605 (Eski No: 2021/3440 Esas) sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, takip tarihindeki asıl alacak olan 12.300.000,00-TL (on iki milyon üçyüz bin türk lirası) üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 16/03/2023 tarihli dilekçe ile davalı tasfiye halindeki şirketin tasfiye memurunca dosyadan feragat edildiğini, bu nedenle davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken ihtiyati haciz kararı verilmesinin yerinde olmadığını, Nadir Ay ile Kubilay Akgün’ün davacı şirkette eşit paya sahip hissedarlar olup, şirketin 18/01/2022 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, Kubilay Akgün ve Nadir AY’ın davacı şirkete tasfiye memuru olarak atandıklarını, tasfiye memurlarının 11/02/2020 tarihinde kendi aralarında imzaladıkları protokol ile Nadir AY’ın Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş. ve Akgün Gıda Sanayi ve Tİcaret Limited Şirketinde bulunan hisselerinin satış bedeli borcuna karşılık davacı şirket mülkiyetinde bulunan Bursa ili Yıldırım İlçesi Samanlı Mah. Dikencik Mevkii 3540 ada 112 parselde bulunan taşınmazı Nadir Ay’a veya Nadir Ay’ın göstereceği kişilere devrini kararlaştırdıklarını, bu protokole göre davacı şirketin söz konusu taşınmazı müvekkiline Kubilay Ak’ın taahhüdü üzerine ve kendisinin hisse devri borcunun ifası zımmında devir ettiğini, devir bedeli olan 12.300.000-TL nin Kubilay Akgün tarafından davacı şirkete borçlanıldığını, Bursa 2. Asliye Ticaret …nin 2023/197 E. sayılı dosyada tasfiye memuru atanması için dava açıldığını ve 20/03/2023 tarihli ara karar ile Nadir Ay ve Kubilay Akgün’ün yetkilerinin tedbiren kısıtlandığını, tasfiye işlemlerinin durdurulduğunu, Kubilay Akgün ile Nadir Ay arasında 12/01/2023 tarihinde arabuluculuk anlaşma belgesi imzalandığını, söz konusu anlaşma belgesi uyarınca huzurdaki icra takibi yönünden anlaşma sağlandığını, söz konusu anlaşma belgesine göre vadede ödeme yapılmadığı için taraflarınca İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2023/939 E. sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi yapıldığını, her ne kadar Nadir Ay ve Kubilay Akgün münferiden tasfiye memuru olsalarda şirketin bütün yönetiminin Kubilay Akgün kontrolünde olduğunu, bilgi ve belgelerin talep edilmesine rağmen davacı müvekkile gönderilmediğini, gönderilen ihtarnameye davacı vekili tarafından cevap verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 24/03/2023 tarihli ara karar ile “Dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre bu aşamada yeterli kanaat oluşmakla ihtiyati haciz talebinin İİK’nun 257/1. Maddesi uyarınca takdiren teminatsız olarak KABULÜ ile, Davalı borçlunun 3.662.480,22 TL tutarında menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz KONULMASINA,” karar verildiği, söz konusu karara karşı davalı vekilince yapılan itiraz üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucu 26/04/2023 tarihli ara karar ile “ihtiyati hacze itirazın Reddine” karar verilmiştir.
Ara karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece 26/04/2023 tarihli kararı ile; ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verildiği, gerekçede belirtilen hususların gerçeğe aykırı olup taraflarınca yetkiye, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz edildiğini, ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkeme tarafından verildiğini, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesinin gerektiğini, somut olayda taraflar arasında akdi ilişki olmayıp, davacı tarafça gerçeğe aykırı olarak alacaklı olduğunun iddia edildiği, bu nedenle yetkili mahkemenin müvekkili şirketin yerleşim yeri olan Bakırköy icra daireleri olduğu, ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verilmesinin yerinde olmadığını, dava dışı tasfiye memuru Kubilay Akgün’ün, davacı Tasfiye Halinde Özakgün Gıda Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye borçlanmış olmasına ve bu kapsamda ortaklar cari hesabında kendi adına borç kaydı yaparak tasfiye halindeki şirkete ödeme yapması gerekmesine rağmen, bu borçların dava dışı Kubilay Akgün’den tahsil edilmek yerine, davalı müvekkil şirketten ve dava dışı şirketlerinden icra ve dava yolu marifetiyle haksız ve hukuksuz bir şekilde tahsil etmeye çalışıldığını, dava dışı Nadir Ay ile dava dışı Kubilay Akgün’ün davacı şirkette %50 oranında eşit paya sahip hissedar ve yetkili olduklarını, her ikisinin tasfiye memuru olup münferiden ve sınırsız temsile yetkili olduklarını, Kubilay Akgün ile dava dışı tasfiye memuru Nadir Ay arasında 11/02/2020 tarihinde protokol imzalanarak; söz konusu taraflar, dava dışı Nadir Ay’ın, Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş. ve Akgün Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde bulunan hisselerinin satış bedeli borcuna mahsuben, davacı Tasfiye Halinde Özakgün Gıda Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nin mülkiyetinde bulunan Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Samanlı Mahallesi, Dikencik Mevkii 3540 ada, 112 parseldeki taşınmazı Nadir Ay’a veya Nadir Ay’ın göstereceği gerçek veya tüzel kişilere devri hususunda anlaştıklarını, bu doğrultuda da dava dışı Nadir Ay tarafından protokolün tanzim edildiği aynı gün, hisselerini devrettiğini, Nadir Ay’ın, Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’deki hisselerini dava dışı Kubilay Akgün’e devretmiş olup, Akgün Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde bulunan hisselerini ise, her ne kadar protokolde Kubilay Akgün’e devri kararlaştırılmış ise de, Kubilay Akgün’ün talebi üzerine, taraflar arasında protokolün o maddesi fiili mutabakat ile değiştirilmiş ve yine aynı gün, Kubilay Akgün’ün hakim hissedarı olduğu Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye devredildiğini, söz konusu hisse devrilerinin hepsi aynı gün yapılmış olmakla beraber hem Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş. hem de Akgün Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi nezdinde bu hisse devirlerine ilişkin olarak yönetim kurulu kararları ile genel kurul kararları aynı gün alındığını, protokolün 4. maddesinden anlaşılacağı üzere, dava dışı Nadir Ay ile dava dışı Kubilay Akgün, öncelikle dava dışı Nadir Ay’a hisselerini devredeceği, devamında dava konusu taşınmazın Nadir Ay’a veya Nadir Ay’ın göstereceği gerçek veya tüzel kişilere devredileceği hususunda anlaştıklarını, teminat olmak üzere 15.000.000,00 TL bedelli çekin dava dışı Nadir Ay’a teminat olmak üzere verileceğinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda da, dava dışı Kubilay Akgün’ün imzasına havi; 1.125.000,00 TL bedelli ve 01/05/2020 tarihli, 2.875.000,00 TL bedelli ve 01/05/2020 tarihli ile 11.000.000,00 TL bedelli ve 15/07/2020 tarihli olmak üzere toplam 15.000.000,00 TL olacak şekilde dava dışı Nadir Ay’a teslim edildiği, ancak 1.125.000,00 TL ve 2.875.000,00 TL bedelli çekler dava dışı Kubilay Akgün’ün imzasıyla kendisinin hakim ortağı olduğu Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş. adına düzenlendiğini, 11.000.000,00 TL bedelli çek ise Tasfiye Halinde Özakgün Gıda Maddeleri Paz. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. adına düzenlendiğini, protokole konu taşınmazın müvekkili şirkete devir edilmesi nedeni ile çeklerin kullanılmadığı tahsil edilmediği bundan anlaşılacağı üzere davacı şirketin protokolün geçersizliğine ve vazgeçildiğine ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğu, Nadir Ay’ın, Akgün Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde bulunan hisselerini, Kubilay Akgün’ün talebi üzerine, Kubilay Akgün’ün hakim hissedarı olduğu Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye devrettiğini, devir doğrultusunda şirketler muhasebesi ilkeleri sebebiyle Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye girişi yapılan 1.125.000,00 TL nominal değere sahip Akgün Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirket hisselerine karşılık olmak üzere, dava dışı Nadir Ay’a 1.125.000,00 TL bedelli çek marifetiyle çıkış yapıldığını, giriş çıkış işlemlerinin tamamen muhasebesel olarak yapılıp, payın gerçek değerini göstermediğini, yine dava dışı Nadir Ay’ın, Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’deki hisselerini dava dışı Kubilay Akgün’e devrederken ve bu doğrultuda Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’nin pay defterine kayıt yapılırken pay bedelleri nominal değer olan 3.250.000,00 TL olarak kaydedildiği, bu bedelin de eksik olarak dava dışı Nadir Ay’a ödendiği, ancak bedelin sadece şeklen görünen bedel olup payın gerçek değerini göstermediği, gerçek değerinin 15.000.000,00 TL olduğunun protokolde kararlaştırıldığı, dava dışı Nadir Ay’ın hisselerini devrettiği Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’nin mülkiyetinde İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, Küçükköy Mahallesi, Paşaçayırı mevkii, 73 parseldeki taşınmaz bulunduğu, protokolün 5. Maddesinde de, bu taşınmaz ile davalı müvekkil Nadir Ay Kuyumculuk ve Hediyelik Eşya San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye devredilen taşınmaz yönünden, protokolün tanzim edildiği tarihten 2 yıl sonra yeniden değerledirme yapılacağı konusunda anlaşma sağlandığı, gayrimenkulünün değeri daha fazla artan taraf, bu artıştan kaynaklı olarak diğer tarafa devrettiği hissesi oranında artış payı ödenmesi hususunda anlaşıldığı Özakgün Gıda Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’nin mülkiyetinde bulunan taşınmazın, davalı müvekkili şirkete devredilen taşınmazdan daha fazla değerlendiği iddiasıyla dava dışı Nadir AY tarafından İstanbul Arabuluculuk Bürosuna başvurularak dava dışı Kubilay Akgün’den gayrimenkulün değer artışından kaynaklı talepte bulunulduğu, Kubilay Akgün yukarıda izah edilen borçları ödemek yerine, kendi şahsi avukatı olan Av. … marifetiyle kötüniyetli bir şekilde hareket etmekte ve tasfiye halindeki şirketi kullanarak haksız bir şekilde kazanç elde etme gayreti içerisinde olduğunu, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/197 E. Sayılı dosyası marifetiyle dava açılmış ve 20/03/2023 tarihli ara karar ile hem dava dışı Nadir Ay’ın hem de dava dışı Kubilay Akgün’ün yetkilileri tedbiren kısıtlandığını, bu duruma rağmen, dava dışı Kubilay Akgün’ün şahsi avukatı olan Av. … tarafından kendi müvekkili lehine tasfiye halindeki şirket hakkında halen işlemlerde bulunmaya devam edildiğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesinin yerinde olmadığını, 2/01/2023 tarihli ve 2023/24314 numaralı “Anlaşma Belgesi” taraflar, taraf avukatları ve arabulucu tarafından tanzim edildiğini, anlaşma belgesinde belirtildiği üzere, Bursa 17. İcra Dairesi’nin 2021/3440 Esas sayılı icra dosyasından ve takip masraflarından ve ferilerinden davalı müvekkil şirketin borçlu olmadığı konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığı belirtilerek ilk derece mahkemesince kanunu açık hükmüne aykırı olarak teminatsız olarak verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olmaması nedeni ile itiraz üzerine itirazın reddine ilişkin verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep, fatura alacağına dayalı olarak açılan itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz üzerine mahkemece itirazın reddine ilişkin verilen ara kararın kaldırılmasına ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2.maddesindeki şartların bulunması gerekir.
İİK’nın 258/1.maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış olmakla birlikte bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafça davalı hakkında iki adet fatura alacağına ilişkin toplam 12.371.361,33-TL alacak için takip yapıldığı, davalı tarafından ibraz edilen itiraz dilekçesinde, alacaklı ile imzalanan hisse devir sözleşmelerinden iş bu dosyadaki borçların yasal olarak doğmadığını, alacaklının muhasebesel oyunlarla, esasında alacaklı olmamasına rağmen hisse ve taşınmaz devri bedelini alacaklıymış gibi kötü niyetli takibe koyduğunu, Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, yetkiye, takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirtmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesine ekli olarak ibraz edilen dekont suretlerine göre, icra takibinden sonra takibe konu borcun bir kısmının ödendiği belirtilerek 3.662.480,22 TL alacak için itirazın iptali talep edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu md 259 uyarınca ihtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumludur ve teminat göstermeye mecburdur. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması yeterlidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mevcut delil durumu, dava dilekçesine ekli sunulan dekont suretleri, faturalar nazara alındığında “alacağın varlığının, muaccel olduğunun ve rehinle temin edilmediğinin” yaklaşık olarak ispat edilmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilme koşullarının somut olay yönünden gerçekleştiği, bu itibarla mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesinde ve sonrasında ihtiyati hacze yapılan itiraz üzerine, itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak icra takibine konu alacağın İİK’nun 259. maddesi uyarınca ilama yada ilam niteliğindeki belgeye dayanmadığı açıkça anlaşılmakla İİK’nın 259 maddesine aykırı olarak teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle, somut olayın özelliklerine göre takdiren davaya konu edilen alacağın % 20’si tutarında teminat göstermek şartı ile mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken kanun hükmüne aykırı olarak teminatsız olarak ihtiyati haciz karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, HMK 353(1)b-2 uyarınca ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararın teminat yönünden kısmen kaldırılmasına ve İİK.259/1. maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden/davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2023 tarihli ve 2023/198 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
A-Davalı vekilinin ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın teminat yönünden KISMEN KABULÜNE; Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2023 tarihli ve 2023/198 Esas sayılı teminatsız ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,
B-Dosya kapsamı, ibraz edilen belgeler ve mevcut delil durumu gözetilerek davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin takdiren %20 teminat karşılığında KABULÜNE; dava dilekçesinde dava değeri olarak gösterilen 3.662.480,22-TL alacak miktarı için söz konusu alacağın %20’i oranında (732.496,04TL) teminat yatırıldığında davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına 3.662.480,22-TL ile sınırlı olmak üzere İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
C-2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz talep eden hacizde haksız çıktığı taktirde, borçlunun ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 3.662.480,22-TLnin % 20’i olan 732.496,04 TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz talep edene verilmesine, kararın infazı için ilk derece mahkeme yargı çevresinde bulunan İcra Müdürlüğünün görevlendirilmesine,
Ç-Kararın verildiği tarihten itibaren on gün içerisinde icra dairesinden kararın infazını istenmediği taktirde, 2004 sayılı İİK 261/1 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağının davacı vekiline İHTARINA,
D- İhtiyati hacze ilişkin teminat alınması ve devamındaki işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
3-Davalının yatırdığı istinaf başvuru harcı ve istinaf yargılama giderlerinin yargılama gideri olarak esas hükümde mahkemesince nazara alınmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu, HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 02.10.2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır