Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1401 E. 2023/1333 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1401 – 2023/1333
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1401
KARAR NO : 2023/1333

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1383 Esas sayılı dosyasında verilen 30/05/2023 tarihli Ara Kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin müflis şirketle 470.000,00 TL bedel ile daire satışı konusunda anlaşmaya vardığını, bu anlaşma doğrultusunda müvekkilinin müflis şirkete; 5.000,00 TL’si banka havalesi, 45.000,00 TL’si nakit, 200.000,00 TL’si ise çek olmak üzere toplam 250.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan 220.000,00 TL bakiyenin ise anahtar tesliminde ödenmesinin kararlaştırıldığını, müflis şirket tarafından inşaatın yapımına başlanmadığı gibi ödenen bedelin iade edilmediğini, müflis şirkete yapılan toplam 250.000 TL’nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince kazandığı değer ile birlikte ödenmesi istemiyle Bursa 5. Tüketici Mahkemesi’nin 2020/467 E. Sayılı dosyası ile alacak davası ikame edildiğini, bu dava ikame edildikten sonra müflis şirketin iflasına karar verildiğini, kayıt kabul talebinin iflas idaresince 45.000 TL lik kısım yönünden kabul edildiğini, kalan 205.000 TL yönünden ise reddedildiğini, müvekkilinin ödemelerin sabit olduğunu ileri sürerek iflas dosyasına fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000 TL olarak alacak kaydının yapılmasına, yapılacak 2. Alacaklılar toplantısına da talep edilen alacak tutarıyla katılma yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir ile talep edilen tedbirin aynı zamanda açılan davanın konusu olduğu, ihtiyati tedbir olarak talep edilenin ancak yapılacak yargılama ile tespit edilebileceği, söz konusu davanın sıra cetvelindeki alacak tutarına itiraz olduğu değerlendirildiğinde yapılacak yargılama ile hakkın teslim edilebileceği, bu nedenle mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinde önemli ölçüde bir zorlaşmanın veya tamamen imkansız hale gelmesinin söz konusu olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvurusunda özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddia ve vakıaları yenileyerek müflis şirkete toplam 250.000 TL ödeme yapıldığının dosyaya sunulan delillerden sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, İİK 235. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul ) davasında; davacının talep edilen alacak oranında 2. alacaklılar toplantısına katılma yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyap üzerinden yapılan incelemede; müflis Çukurova Kentsel Dönüşüm AŞ hakkında Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/215 Esas sayılı dosyasından 29.09.2022 tarihinde iflas kararı verildiği, davacının alacak talebinin kısmen kabul edildiği, tasfiye işlemlerinin Bursa 7. İcra Dairesinin 2021/13 sayılı iflas dosyasından yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının ikinci alacaklılar toplantısına katılma talebinin yerinde olup olmadığı ve mahkeme gerekçesinin talebe uygun olup olmadığıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 235. maddesinde “ Sıra cetveline itiraz ve neticeleri “ düzenlenmiştir.235/1. fıkrada “…Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nispette katılması gerektiği konusunda 302’nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. “ ifadelerine yer verilmiştir. Maddede belirtilen 302/6. fıkrasında ise, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği, şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. 237.Maddenin üst başlığı ise, “ ikinci alacaklılar toplanması “ dır. Maddede, İflas idaresinin, alacakların tespit işini yaptıktan sonra, 232. maddedeki sürenin bitiminde alacakları tamamen veya kısmen idarece kabul edilen alacaklılar ile sıra cetveline kayıt davası açmış alacaklılardan, 235. maddeye göre katılmalarına karar verilmiş olanlarında, ikinci toplantıya ilanla davet edeceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; mahkemece davacının tedbir talebinin ihtiyati tedbir şartları çerçevesinde değerlendirilmemiş olması doğru olmadığı gibi yukarıda anılan yasa hükümlerinin talep doğrultusunda tartışılmamış olması da uygun görülmemiştir. Çünkü yasadaki özel düzenlemenin, ihtiyati tedbir şartlarına göre değerlendirilmesi talebi karşılayacak nitelikte olacaktır. Diğer yandan, HMK 390.maddedeki ispat yaklaşık ispattır. İkinci alacaklılar toplantısına, davacının alacak talebi ile sınırlı şekilde ve oy kullanmaksızın katılmasına izin verilmesinde bir usulsüzlük olmayacağı gibi işin esası ile ilgili karar verilmiş anlamına da gelmeyecektir. Çünkü yukarıda ifade edildiği üzere, İİK 235.maddede ki belirtilen 302. madde bir anlamda buna engel olmaktadır. Diğer bir husus ise de geçici hukuki koruma niteliğindeki tedbir kararı verilebilmesi için işin yargılamayı gerektirip gerektirmediği hususunun tartışılması yerinde değildir ve düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir.
Ne var ki, dosyanın geldiği aşama ve dosyaya sunulan deliller kapsamında, davacının talebine ilişkin olarak çekle ve banka havalesi ile yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeler bakımından çekin tahsil edilip edilmediği anlaşılamadığı gibi banka havalesine ilişkin banka dekontuna dosyada rastlanılmadığı gözetildiğinde mevcut durum itibariyle yaklaşık ispat olgusu gerekleşmediğinden bu gerekçeyle talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru değilse de, sonucu itibariyle karar doğru olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 21/09/2023