Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1195 E. 2023/971 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1195 – 2023/971
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1195
KARAR NO : 2023/971
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
NIN KONUSU : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/799 Esas, 29/03/2023 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin 10/10/2016 tarihinde müvekkili tarafından kurulduğunu, şirketin tek ortağı, kurucusu ve sahibi olan müvekkilinin müdürler kurulu başkanı olduğunu, eşi Perihan İlke Gemeşpekmez’in ise şirket müdürü olarak seçildiğini, her iki müdürün şirketi birlikte temsil edeceği ve müştereken temsil ve ilzama yetkili olduklarının kararlaştırıldığını, 21/01/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında şirkette bulunan 14.000 hisse karşılığı 350.000 TL değerindeki şirket hissesinin müvekkili tarafından eşi İlke’ye devredildiğini, söz konusu devirden kısa bir süre sonra boşanma davası açıldığını ve taraflar arasında bir çok hukuk ve ceza davasının mevcut olduğunu, bundan dolayı güven ilişkisinin sona erdiğini, şirket faaliyetleri için taraflar arasında ortak karar alınması ve ortak hareket edilmesinin imkanının kalmadığını, dava dışı ortağın kusurlu eylemlerinin müvekkili açısından şirketin feshini istemede haklı neden teşkil ettiğini, keza şirket ortağı ve müdürü olan İlke’nin şirket hesaplarınan uzun zamandır şahsi harcamalar yaptığını, şirketin parasını kendi hesaplarına aktardığını, her iki ortağın müşterek temsile yetkili olması ve taraflar arasında ortak karar alma imkanının kalmaması nedeniyle şirket faaliyetlerinin devamı için gerekli ödemelerin yapılamadığını, şirketin hukuki haklarının korunamadığını, dava dışı diğer ortağın kötüniyetli olarak genel kurulu toplantıya çağırdığını ve çoğunluk hisseye sahip olması nedeniyle müvekkilini müdürlükten azletmeyi ve ortaklıktan çıkarma ve açılan davaları konusuz bırakma amacı taşıdığını, dava dışı ortak ve müdür İlke’nin şirketi zararlandırıcı eylemlerine devam etmekle birlikte asıl gayesinin müvekkilini şirketten dışlayarak şirketin malvarlığını elden çıkarmak suretiyle haksız menfaat elde etmek olup müvekkilinin müşterek yetki sahibi olması nedeniyle tek başına bu işlemleri dilediği gibi yapamadığından bu süreçte müvekkilini müdürlükten azil ve kendisinin tek başına müdür olarak tayini amacıyla olağan üstü genel kurul çağrısında bulunduğunu, müvekkilinin müşterek yetkisinin kaldırılması akabinde ortak İlke’nin şirketin malvarlığını muvazaalı olarak elden çıkararak şirketin borca batmasına neden olacak olması kuvvetle muhtemel olduğundan ve zaten müvekkili ciddi miktarda zarara uğratmış olduğu ve uğratmaya devam ettiği de gözetilerek müvekkilin haklarının korunması ve şirket menfaatine olacak şekilde ivedilikle şirkete kayyım atanmasına ilişkin tedbir kararı verilerek, şirket adına kayıtlı araçlar ve taşınmazlar ile şirket hisseleri üzerine tedbir konulmasını ve mahkemece tasfiye sürecine esas tüm önlemlerin alınmasını, 15/11/2022 tarihinde yapılacak olan olağanüstü genel kurul toplantısının ertelenmesini, İlke Türker İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili vekili bu kez 15/03/2023 ve 27/03/2023 tarihli talep dilekçesinde; mahkemece verilen tedbir kararı ile satışı engellenen davalı şirkete ait gayrı menkullerin şirketin durağan mallarından/demirbaşlar mallarından olmadığını, (inşaat) yapımı – alımı – satımı ticari faaliyetinin engellendiğini, bu sebeple verilmiş ihtiyati tedbir kararının mahkemece belirlenecek nakdi teminat olarak yatırılmasına karar verilmesini, 27/03/2023 tarihli talep dilekçesinde ise ihtiyati tedbir kararının mahkemece belirlenecek teminat üzerinden teminat mektubu olarak sunulmasına karar verilmesini talep etmiş, 17/03/2023 tarihli talep dilekçesinde; mahkemece verilen 09/11/2022 tarihli ara kararının Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 2022/2387E. 2023/68K. Sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verildiğini, mezkur kararda yazılı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, tedbir konulan 10 ACY 448 plakalı aracın kaza yaptığını ve kaza sonucu araç ağır hasarlı duruma geldiğini, yapılan kaza sebebiyle davalı şirketin kasko şirketine başvurduğunu ancak üzerinde tedbir olması hasebiyle kasko şirketinin müvekkilinin yetkilisi olduğu şirkete ödeme yapmadığını, 10 ACY 448 plakalı araç üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, 29/03/2023 tarihli ara karar ile dosya kapsamına göre; Tedbir konulan 10 ACY 448 plakalı aracın hali hazırda kazalı ve ağır hasarlı olduğu bildirildiğinden davalı vekilinin bu araç üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 10 ACY 448 plakalı araç üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına, kasko şirketinin herhangi bir ödeme yapması halinde bu bedel üzerine tedbir konulmasına, yine davalı vekilinin 15/03/2023 ve 27/03/2023 tarihli dilekçelerinde ihtiyati tedbir kararının nakdi teminat olarak yatırılması ve teminat mektubu olarak sunulması taleplerinin ise davanın niteliği ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2023 tarih, 2022/2387 esas – 2023/68 karar sayılı ilamı nazara alındığında verilen tedbir kararlarının bu haliyle yasal şartları taşıdığı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla reddine şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Davalı şirketin 15/11/2022 tarihli genel kurulunda alınan karar ile davacı şirket ortağı Türker Gemeşpekmez’in ortaklıktan çıkarılması için dava açılmasına karar verildiğini, bu hususta Türker Gemeşpekmez’in ortaklık çıkartılmasına dair yeni bir dava açıldığını, Davalı şirketin ticari faaliyetini durduracak nitelikte ve HMK m 389 vd hükümleri kapsamında tedbir koyulan şirketin en az 50 milyon Tl değerindeki mal varlığının güncel değeri ile orantısız olarak, tedbir kararı verilmesinin şirketi zarara uğrattığını, Şirketin feshi istemli davada, davacının %30 şirket hissesinin karşılığının korunması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiği dikkate alınarak, davacı şirket ortağının ortaklık hisse payının karşılığının ( ilk derece mahkemesine göre 100 bin Tl) mahkemeye teminat mektubu olarak davalı şirket tarafından verilmesi karşılığında, ilk derece mahkemesince tedbirin değiştirilmesinin talep edildiğini ancak mahkemece tedbirin değiştirilmesine /teminatın değiştirilmesine dair 15/03/2023 ve 27/03/2023 tarihli talep dilekçeleri ile yapılan talebin, 29/03/2023 tarihli ara kararı ile reddildiğini, bu kararın , usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasına, HMK m 395 kapsamında işlem yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep, TTK’nın 636/3 maddesine dayalı haklı sebeple şirket ortaklığının feshi ve tasfiyesi isteminde ihtiyati tedbirin değiştirilmesi talebinin reddi kararına ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nin 389 – 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nin 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar HMK’nin 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Buna göre geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. Nitekim, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluna götürülemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Zira durum ve koşulların değişmesi sebebiyle itiraz hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu şekilde 394. maddenin üçüncü fıkrasına yapılan atıf ile üçüncü kişilerin de itiraz edebileceği, dördüncü fıkraya yapılan atıf ile de itirazın şekli ve incelenmesinin kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkânını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır.
İhtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır.
Derdest dava kapsamında davacı vekilinin tedbir talebi üzerine mahkemece 11/01/2023 tarihli duruşma ara kararı ile; davalı şirketin sermayesi ve davacının hisse oranı nazara alınarak takdiren 20.000,00 TL teminat mukabilinde davalı şirket İlke Türker İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tedbire yönelik itiraz dilekçesi ile; mahkemece verilen tedbir kararı ile davalı şirketin ana sözleşmedeki taşınmaz yapımı-alımı-satımı faaliyetinin engellendiğini, teminatın tedbir konulan taşınmazların değeri karşısında yetersiz olduğunu, tedbir için gereken yaklaşık ispatın sağlanmadığını belirterek tedbir kararından dönülmesine karar verilmesini talep etmiş,
İlk Derece Mahkemesinin 08/02/2023 tarihli ara kararı ile mahkemenin 11/01/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına ve teminat miktarına yönelik davalı tarafın itirazının reddine, karar verildiği, verilen kararın istinaf edildiği, dairemizin 2023/696 E- 2023/492 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Eldeki dosyada Talebin, asıl dosyada görülen davada,ilk derece Mahkemesince verilen 11/01/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararında teminatın nakdi veya teminat mektubu olarak sunulması ile davalı şirkete ait 10 ACY 448 plakalı araç üzerine konulan tedbirin kaldırılması istemine ilişkin olduğu,
Mahkemece ,29/03/2023 tarihli ara karar ile ; Tedbir konulan 10 ACY 448 plakalı araç üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına, kasko şirketinin herhangi bir ödeme yapması halinde bu bedel üzerine tedbir konulmasına, yine davalı vekilinin 15/03/2023 ve 27/03/2023 tarihli dilekçelerinde ihtiyati tedbir kararının nakdi teminat olarak yatırılması ve teminat mektubu olarak sunulması taleplerinin ise reddine şeklinde karar verilmiş, davalı vekili reddedilen karara yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
Bu açıklamalara göre istinafa konu edilen 29/03/2023 tarihli ara kararı artık HMK’nın 396. maddesinde açıklanan “durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması”na ilişkin bir karardır. Maddede açıklandığı üzere, daha önce verilmiş olan kararda değişiklik yapılırsa, bu değişikliğe itiraza ilişkin olarak HMK.nın 394.maddesi 3. ve 4. fıkrası kıyas yoluyla uygulanmalıdır. Buna karşılık verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı da dikkate alınmalıdır. Nitekim, madde gerekçesindeki “İhtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira hal ve şartların değişmesi hukuki bir değerlendirmeden daha çok, maddi şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde bir çok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması yada talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında konun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır.” açıklaması da bu karara karşı kanun yolunun öngörülmediğini göstermektedir.
Mevcut davada; davalı tarafından tedbire itiraz edilmiş ise de talebi reddedilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna gelinmiştir. Davalı vekili tarafından sonraki aşamalarda sunulan dilekçe ile 11/01/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararında ihtiyati tedbir kararının mahkemece belirlenecek teminat üzerinden teminat mektubu veya nakdi olarak sunulmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Davalının bu talebi tedbire itiraz olmayıp durum ve koşulların değişmesi nedeni ile tedbirin değiştirilmesi talebidir.
Davalının talebi HMK 396 maddesi gereğince durum ve koşulların değişmesi nedeni ile tedbirin değiştirilmesi/kaldırılması talebi olduğundan ve bu taleplere ilişkin verilen kararlara yönelik istinaf yolunun kapalı olması nedeni ile, mahkemenin 29/03/2023 tarihli ara kararı istinafı kabil bir karar olmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalının üzerinde bırakılmasına, artan tutarın istek halinde iadesine,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 14/06/2023