Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/94 E. 2022/336 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/94 – 2022/336
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/94
KARAR NO : 2022/336

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : Konkordato
KARAR TARİHİ : 11/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarih, 2020/516 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının traktör alım satım işi ile iştigal ettiğini 2020 yılındaki ekonomik krizin, Covid-19 salgını ve davacının tedarikçisi olan SAME … AŞ’nin ürün tedarik etmediğini davacının borçlarını ödemekte güçlük yaşadığı gerekçesi ile konkordato ön projesini ve İİK 286.maddesinde gösterilen belgeleri eklemek suretiyle öncelikle geçici mühlet ve kesin mühlet ve sonrasında projenin tasdiki talep edilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece; davacının traktör alım satım işi ile iştigal ettiği, davacının ana bayisi SAME … AŞ olup aralarındaki ticari ilişkinin bozuk olmasından dolayı davacıya 2020 yılı içerisinde hiç bir ürün vermediği, davacının bu eksikliği ikinci el traktör alım satımına yönelerek gidermeye çalışmışsa da bunda da ticari olarak olması gereken satış ve karlılık oranlarına ulaşamadığı, davacının alacaklısı olduğu İMK İnşaat… Ltd Şti ile süreç içerisinde protokol imzaladığı, 5.047.500,00 TL davacı alacağının taksitlere bağlandığı, ilk taksit ödemesinin duruşma öncesi yapılmışsa da bu protokolde belirlenen vadelerde davacı alacağını tahsil etse dahi tahsil edilen tutarların tek başına projenin başarılı olmasını sağlamayacağı, davacının işletmesel anlamda faaliyet göstererek belirli satış rakamları ile gelir elde etmesinin zorunlu olduğu, ancak davacının ticari ilişkide bulunduğu firmalarla olan ticaretindeki sorunların mühlet içerisindeki işletmesel performansına da yansıdığı, davacının projesinin bu şartlar altında başarılı olma şansı bulunmadığı, başarı ihtimali bulunmayan proje için davacıya kesin mühlet vererek alacaklıların bu süreçten daha fazla olumsuz etkilenmesine neden olunacağı, gerçek değerler üzerinden rayiç bilançoya göre aktif pasif farkı belirlenmeden borca batıklığın varlığından söz etmek mümkün olmadığı gibi diğer taraftan iflas süreci borçlu kadar alacaklıları da zorlayan, külfetli, maliyetli ve uzun bir tasfiye süreci olduğu, isterse alacaklılardan her birinin her aşamada iflas talep edebilceği, Davacı şirketin iflası için güncel bir kamu yararı görülmediğinden ve gerçek anlamda borca batıklık söz konusu olmadığından iflas kararı verilmediği belirtilerek ; davacının talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebinde; konkordato komiserinin sunduğu raporda ve müvekkili şirketin bilançoların borçların ödenme yeterliliğinin, proje doğrultusunda olacağını ortaya koyduğunu, müvekkili şirketi ile alacaklı olduğu İMK İnşaat Ltd Şti arasındaki sözleşmenin ilk taksitin ödenmesi ile birlikte işlerlik kazandığını, bu borcun tasfiyesi sonuncunda müdahale eden alacağının çoğunun kapatılabileceğini, bu hususun mahkeme tarafından göz önüne alınmadığını belirterek, yerel mahkeme kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, konkordato istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda 02/02/2021 günlü kararıyla “Davacının traktör alım satım işi ile iştigal ettiği, davacının ana bayisi SAME … AŞ olup aralarındaki ticari ilişkinin bozuk olmasından dolayı davacıya 2020 yılı içerisinde hiç bir ürün vermediği, davacı bu eksikliği ikinci el traktör alım satımına yönelerek gidermeye çalışmışsa da bunda da ticari olarak olması gereken satış ve karlılık oranlarına ulaşamadığı, Davacının alacaklısı olduğu İMK İnşaat… Ltd Şti ile süreç içerisinde protokol imzalandığı ve 5.047.500,00 TL davacı alacağının taksitlere bağlandığı, bu protokolde belirlenen vadelerde davacı alacağını tahsil etse dahi tahsil edilen tutarlar tek başına projenin başarılı olmasını sağlamayacağı, davacının işletmesel anlamda faaliyet göstererek belirli satış rakamları ile gelir elde etmesinin zorunlu olduğu, ancak davacının ticari ilişkide bulunduğu firmalarla olan ticaretindeki sorunların mühlet içerisindeki işletmesel performansına da yansıdığı, davacının projesinin bu şartlar altında başarılı olma şansı bulunmadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine ve komiser raporunda davacı bir miktar borca batık görünse de geçici mühletin niteliği ve süresi gereği aktif malvarlıkların rayiç değerlemeleri bilirkişiler eliyle yapılamadığı, gerçek değerler üzerinden rayiç bilançoya göre aktif pasif farkı belirlenmeden borca batıklığın varlığından söz etmenin mümkün olmadığı gibi diğer taraftan İflas süreci borçlu kadar alacaklıları da zorlayan, külfetli, maliyetli ve uzun bir tasfiye süreci olduğu, belirtilerek davacı şirketin iflası için güncel bir kamu yararı görülmediğinden ve gerçek anlamda borca batıklık söz konusu olmadığı gerekçesi ile iflas kararı verilmemiştir.
Talep, borçlu hakkında, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca konkordato mühlet kararları ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra kurumudur. Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur (Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2020/1165 E- 2021/123 K).
Mahkemece 02/09/2020 tarihli tensip kararı ile üç aylık geçici mühlet verilmiş ve geçici konkordato komiseri atanmıştır. Mahkemece görevlendirilen komiserin geçici mühlet içinde aylık raporlarını sunduğu, mahkemece davacının talebi üzerine 26/11/2020 tarihli ara karar ile 02/12/2020 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, mahkemece, geçici mühlet içinde alınan komiser raporu üzerine, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı sonucuna varılarak, geçici mühlet aşamasında davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, konkordato komiserinin raporunun kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye elverişli bulunmasına, davacının konkordato ön projesinde açıkladığı borç miktarı ile şirketin mevcut varlıkları ve kaydi durumu ile konkordato komiserinin tespitleri, davacının faaliyet alanı itibariyle ikinci el traktör alım satımına yöneldiği, ancak ticari olarak olması gereken satış ve karlılık oranlarına ulaşamadığı, davacının alacaklısı olduğu İMK İnşaat… Ltd Şti ile süreç içerisinde protokol imzalandığı ve 5.047.500,00 TL davacı alacağının taksitlere bağlandığı, bu protokolde belirlenen vadelerde davacı alacağını tahsil etse dahi tahsil edilen tutarlar tek başına projenin başarılı olmasını sağlamayacağı, davacının işletmesel anlamda faaliyet göstererek belirli satış rakamları ile gelir elde etmesinin zorunlu olduğu, ancak davacının ticari ilişkide bulunduğu firmalarla olan ticaretindeki sorunların mühlet içerisindeki işletmesel performansına da yansıdığı, davacının projesinin bu şartlar altında başarılı olma şansı bulunmadığı gerekçesi ile davacının davasının reddi yönündeki yerel mahkeme gerekçesi ve kararı yerinde olup, dosya kapsamına göre konkordato ön projesinin gerçekleşme ihtimalinin bulunmamasına, göre konkordato talebi yönünden ilk derece mahkemesinin red kararı yerindedir.
Ancak Konkordato talebi reddedilen davacı hakkında İcra İflas Kanunu’nun 292. maddesi gereğince iflasın açılmasının gerekip gerekmediğinin ve davacının varsa borca batıklığının tespitinde İİK’nın 376. maddesi uyarınca borçlu malvarlığının rayiç değerlerinin dikkate alınması suretiyle (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4653 E, 2021/2252 K) düzenlenecek rapora göre karar verilmesi gerekirken bu yönüyle bir rapor alınmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarih, 2020/516 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

M