Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/934 E. 2022/830 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/934 – 2022/830
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/934
KARAR NO : 2022/830
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

KARAR YAZIM TARİHİ : 20/06/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2019 tarih, 2018/809 Esas, 2019/298 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin miras bırakanı Mehmet Yıldırım’ın davalı şirketlerin 1/3 oranında hissedarı olduğunu,murisin vefatıyla onun miras hisselerinin davacı çoçuklarına geçtiğini,murise ait nama yazılı payların dava tarihi ve hükme en yakın tarih itibarıyla gerçek değerinin tesbitini ve nama yazılı paylar üzerine dava sonuçlanıncaya kadar pay devrini önleyici tedbir konulmasını, değer tespiti yapılmadığı sürece TTK’nun 494/3 anlamında bir pay devri söz konusu olmayacağı ve payların müvekkili mirasçıların mülkiyetinde kalmaya devam edeceğinin açık olduğunu, müvekkillerinin telafisi imkansız zararlara uğramasının önlenmesi için davalı şirketler varlığının korunması ve şirketlerin zararlandırıcı faaliyetlerinin önüne geçilmesi amacıyla davalı şirketlerin faaliyetlerinin denetlenebilmesi için dava sonuçlanıncaya kadar davalı şirketlere denetim kayyumu atanması talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacıların, davalı şirketlerde hisse sahibi olmadıklarını, davanın dava şartı ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, davanın konusunun davacıların şirketteki paylarının hisse değerinin tesbiti olduğu ve verilecek kararın tesbite yönelik olacağından tedbir kararı verilemeyeceğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece; Davacılar tarafından Yıldırım Holdinge hissedar olan babaları Hüseyin Yıldırım’ın vefatı nedeniyle kendilerinin bu şirkete ortak olduklarının ve kendilerine miras oluyla geçen payların tesbiti için dava açıldığı, Dolayısıyla davacıların Yıldırım Holdingdeki hissedarlık ve hisselerinin değeri belirlenirken Yıldırım Holdingin davalı şirketlerdeki payıda değerlendirilerek davacıların payları belirleneceğinden davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, davacıların davalı şirkette doğrudan ortaklıkları bulunmadığından bu davayı açma (aktif husumet ) ehliyeti de bulunmadığı gerekçesi ile Davanın, HMK 114 ve 115/2 maddesi uyarınca aktif husumet nedeniyle reddine,karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Murisin vefatı sonrasında müvekkili mirasçılar tarafından davalı şirkete gönderilen ihtarname ile, muris Mehmet YILDIRIM’ın davalı şirketteki hisselerinin müvekkil mirasçılar adına devir ve intikalinin yapılmasının talep edildiğini, Davalı şirketin ise bu devir ve intikali yapmayı reddederek, TTK 494. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında, payları gerçek değeri üzerinden satın alma teklifinde bulunduğunu, TTK 494. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, Yerel Mahkemeden davalı şirket paylarının gerçek değerinin tespiti talep edildiğini, Borsaya kote edilmemiş nama yazılı paylar ile ilgili olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 493. maddesinin 4, 5 ve 6. fıkralarında düzenleme bulunduğunu, Yasal düzenleme ile miras yoluyla intikal eden paylar yönünden şirket tarafından sadece payları “gerçek değeri” ile devralmanın önerilmesi suretiyle pay devrinin reddedilebileceği ifade edildiğini, Maddede gerçek değerin 1 (bir) ay içinde reddedilmemesi halinde devralma önerisinin kabul edilmiş sayılacağı ifade edilerek, payların gerçek değerinin belirlenmesinin, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden istenebileceğinin de hükme bağlandığını, murisin dolaylı olarak hissedarlığı bulunan şirketlere ilişkin olarak mirasçıların dava açamayacağına yönelik engelleyici bir kanun hükmü bulunmadığını, müteveffa Mehmet Yıldırımın Yıldırım Holding A.Ş.de doğrudan şahsi olarak %33 oranında hissedarlığı bulunduğu, Davalı şirketlerin hissedarlık durumunun ise Yılport Holding A.Ş.-%100 hissedarı Yıldırım Holding A.Ş., ve Gemlik Gübre San. A.Ş.-%100 hissedarı Yıldırım Holding A.Ş.şeklinde olduğunu, buna göre müvekkillerinin mirasbıran babaları aslında davalı şirketlere hissedar olan Yıldırım Holding A.Ş.nin hissedarı olduğundan, müvekkili mirasçıların huzurdaki davayı ikame etmelerinde hukuki yararları olduğu gibi aktif husumetleri de bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesi neticesinde bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı Sahra Cansu YILDIRIM 15/04/2022 tarihli dilekçesi ile davadan ve tüm taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava ; murise ait nama yazılı payların dava tarihi ve hükme en yakın tarih itibarıyla gerçek değerinin tesbiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacılar ; davalı şirkete müracaat ederek murislerinin adına olan hisselerin adlarına intikaline ve kar payının kendilerine ödenmesini talep etmişlerdir.
Davalı şirket davacıların hisse intikal talebini reddederek gerçek değerinin ödeneceğini bildirmiştir.
Davacılar davalı şirketin bildirmiş olduğu gerçek değerin düşük olduğunu belirterek mahkemeden değer tespiti talebinde bulunmuşlardır.
6102 sayılı TTK’nun 493. Maddesinde şirketin payların devri talebini reddederek başvurma anındaki gerçek değeri ile kendi veya diğer pay sahipleri yada 3. Kişiler hesabına almayı önerebileceği düzenlenmiştir.
Aynı maddenin 4. Fıkrasında; mirasın paylaşımı sonucu paylar iktisap edilmiş ise şirketin payları edinen kişiye sadece paylarının gerçek değeri ile devralmayı önerdiği takdirde onay vermeyi reddedebileceği düzenlenmiştir.
Aynı madenin 5. Fıkrasında ise devralanın payların gerçek değerinin belirlenmesini şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden isteyebileceği, mahkemenin karar tarihine en yakın tarihteki şirketin değerini esas alacağı düzenlenmiştir.
TTK’nun 494. Maddenin 1. Fıkrasında devir için gerekli onay verilmediği sürece payların mülkiyetinin ve paylara bağlı tüm hakların devredende kalacağı düzenlenmiştir.
Buna göre davacılar murislerinin hissesinin devrine onay verilmediğinden gerçek değerinin tespitini mahkemeden talep etmişlerdir.
Tespit davası; hukuki bir durumun mevcudiyetini belirlemektedir. Dolayısıyla eda hükmü içermez. Dosya kapsamında getirtilen Ticaret Sicil Kayıtlarına göre davalı şirketlerin tek pay sahibinin Yıldırım Holding A.Ş olduğu anlaşılmış, Davacıların murisinin davalı şirketlerde hissedar olan Yıldırım Holding A.Ş ye hissedar olduğu, yani dolaylı hissedarlığının bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde belirtildiği üzere davacıların Yıldırım Holdingdeki hissedarlık ve hisselerinin değeri belirlenirken Yıldırım Holdingin davalı şirketlerdeki payıda değerlendirilerek davacıların payları belirleneceğinden davacıların bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı , davacıların davalı şirkette doğrudan ortaklıkları bulunmadığından bu davayı açma (aktif husumet ) ehliyeti de bulunmadığı kabul edilmekle Davanın, HMK 114 ve 115/2 maddesi uyarınca aktif husumet nedeniyle reddine dair kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacı Hüseyin Can YILDIRIM vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı Sahra Cansu YILDIRIM’ın 15/04/2022 tarihli dilekçesi ile davadan ve tüm taleplerinden feragat ettiğine dair dilekçe sunduğu nazara alınarak bu davacı yönünden istinaf talebinin Feragat nedeniyle USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
Davacı Cansu Yıldırımın ‘ın davadan feragat beyanı yönünden ek karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı Hüseyin Can YILDIRIM’ın istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı Sahra Cansu YILDIRIM’ın davadan feragat etmesi sebebiyle istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,
3-Davacı Cansu Yıldırımın ‘ın davadan feragat beyanı yönünden ek karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine
4-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 124,7‬0 TL’den artan bakiye 44,00 TL harcın davacılara iadesine,
5-Dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
6-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
7-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 09/06/2022