Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/88 E. 2022/1902 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/88
KARAR NO : 2022/1902

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/764 Esas, 2021/1104 Karar
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

DAVACI : … (…)
VEKİLİ : Av. .
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili ve davalıların …nin ortakları ve müdürleri olduklarını, davalıların hukuka aykırı olarak 09/11/2020 tarihinde ortaklar genel kurulu düzenlediğini yine aynı hukuka aykırı olarak karar aldıklarını ileri sürerek … genel kurul kararının iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili, 09/11/2020 tarihli genel kurul kararının iptali için açılan işbu davanın şirket yerinde müvekkilleri aleyhine ikame edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve husumet itirazlarının bulunduğunu, esasa ilişkin olarak da 09/11/2020 tarihli genel kurul kararının hukuka uygun bir nisapla alındığını, hukuka aykırılık içermediğini ve iptal isteminin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece oy çokluğu ile davanın, genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafça …nin 09/11/2020 tarihli genel kurul kararının iptali için ikame edilen eldeki davanın tüzel kişi şirkete karşı ikame edilmesi gerektiği, bu anlamda davalıların pasif husumet ehliyetleri bulunmadığı, davacının, davalı şirketi hasım göstermede ilk dava açılırken hukuksal yanılgıya düştüğü gerekçesi ile taraf değişikliği isteminde bulunduğu, mahkemece şirketin davaya dahil edilmesi konusunda iki haftalık kesin süre verildiği fakat davacı tarafça bu sürenin kaçırıldığı ve akabinde davacının hata nedeniyle taraf değişikliği isteminde bulunduğu, ancak davanın tüzel kişi şirket aleyhinde ikamesi gerekirken davalılara karşı açılmasının HMK md. 124/3-4 kapsamında değerlendirilebilecek bir hata olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, dosyanın 30/06/2021 tarihinde yapılan ilk duruşmasında mahkemeden taraf değişikliği yapmak üzere süre talep edildiğini, mahkemece iki haftalık süre verildiğini, 06/07/2021 tarihinde, süresi içerisinde taraf değişikliği talebinde bulunulduğu halde mahkemenin sehven süresi içerisinde gönderilen dilekçeyi gözden kaçırdığını, taraf değişikliği talebinin süreye bağlı bir husus da olmadığını aksi kabul edilse dahi ortakların tamamının davacı ve davalı olarak gösterildiğinde Yargıtay taraf teşkilinin sağlandığını kabul ettiği, nitekim …nin de 3 ortaklı bir şirket olup diğer iki ortağın davalı olarak gösterildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, hukuki yanılgıdan kaynaklı taraf değişikliği taleplerinin, HMK 124. maddesi kapsamındaki kıstasların hiç birine uymadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafın, ortak olduğu …nin diğer ortakları olan davalılar aleyhine açtığı dava ile 09/11/2020 tarihli ortaklar kurul kararının iptalini talep etmiş olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı uyarınca 30/06/2021 tarihli duruşmada davacı vekilinin, dava diğer ortaklara karşı açılmış ise de şirkete husumet yöneltilmesi gerektiğinden yapmış oldukları maddi hatanın düzeltilesi için taraflarına süre verilmesini talep ettiği, 1 nolu ara karar ile davacı vekiline şirketi davaya dahil etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilince 06/07/2021 tarihli dilekçe ile maddi hata sebebiyle davanın şirkete karşı açılması gerekirken diğer ortaklara karşı açıldığını beyanla HMK 124.madde kapsamında taraf değişikliği talebinde bulunulduğu, mahkemece iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça talepte bulunulmadığı, akabinde davacının hata nedeniyle taraf değişikliği talebinde bulunduğu, şirket aleyhine ikame edilmesi gerekirken davalılara karşı açılmasının HMK 124/3-4 kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraf değişikliği, açılmış ve görülmekte olan bir davada, davanın taraflarından birinin davadan ayrılması ve onun yerini “üçüncü kişinin” almasıdır. Taraf değişikliğinin bu dar tanımının yanında, daha geniş anlamda, mevcut tarafların yanına yenilerinin eklenmesi (tarafın genişletilmesi diyebiliriz) de taraf değişikliği olarak kabul edilebilir. İkinci durumda, davanın bir tarafında taraf sayısında bir artış meydana gelmektedir (Hukuk Genel Kurulu, 06/02/2020 tarih ve 2017/20-1125 E., 2020/91 K.).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi, belirli hâllerde iradî taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemeye göre bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (HMK m. 124/1). Ancak yasa koyucu bu konuda yasalarda yer alan özel hükümleri saklı tutarak (HMK m. 124/2) hâkimin izni ile taraf değişikliği yapılabilecek hâllere de yer vermiştir. Maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hâkimin izniyle taraf değişikliği yapılabilecektir (HMK m. 124/3,4).
İradî taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradî taraf değişikliği yapılması mümkündür. İradî taraf değişikliği yapılmasının amacı, gereksiz yere dava açılmasını önlemek ve taraf değişikliği yapılmasından önceki yargılama sonuçlarından yararlanılmasını sağlamak suretiyle usul ekonomisini gerçekleştirmektir (Korkmaz, Hülya, Taş: Medenî Usul Hukukunda İradi Taraf Değişikliği, Ankara 2014, s. 169-170).
İradi taraf değişikliği için gereken şeklî koşullar; taraf değişikliğinin kabul edilebilir (caiz) olmasının bir dava şartı sayılması, taraf değişikliğini isteyen tarafın buna ilişkin talepte bulunması, karşı tarafın rızası veya kanunda belirtilen hâllerde mahkemenin izni şeklinde sıralanabilir.
Kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilen hâller, temelinde, dürüstlük kuralına uygun bir iradeyle yanlıştan, hatadan dönme mahiyeti taşıdığından bu gibi durumlarda HMK’nın 124. maddesinin 3 ve 4. fıkralarında aranan şartlar aslında aynı anda gerçekleşmiş olur.
Kanun koyucu konuyu yasal düzenlemeye kavuştururken iradi taraf değişikliğinin koşulu olarak ‘irade’yi yani talebi aramış ise de, taraf gösterilmesinde kabul edilebilir bir hatanın mevcudiyeti gibi bazı hâllerde hâkimin, temsilcide hata yapan ve fakat HMK’nın 124. maddesi anlamında talebi bulunmayan tarafa yukarıda ayrıntılarıyla değinilen temsilcide yanılma kurumu çerçevesinde imkân tanıması gerekir. Bu kabul, hem Kanun’un düzenleme amacına uygun olacak hem de temsilcide yanılma şeklinde tezahür eden hatanın sonradan düzeltilmesiyle usul ekonomisi ilkesine de hizmet edecektir (HGK, 01/03/2022 tarih ve 2019/3-116 E., 2022/231 K.).
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının, şirket tüzel kişiliğine karşı açması gereken ortaklar kurul kararının iptali davasının aynı zamanda şirket müdürü olan diğer ortaklara yöneltmesinin HMK 124. maddesi uyarınca dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesi olarak kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve bu nedenle taraf değişikliğinin karşı tarafın rızası aranmaksızın mümkün olduğunun kabulü gerekmektedir.
Nitelim davacı vekilinin de şirketi hasım göstererek taraf değişikliği talebinde bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece davacının taraf değişikliği talebinin kabulüne karar verilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022


Ba