Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/871 E. 2022/964 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/871 – 2022/964
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/871
KARAR NO : 2022/964
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2022 tarih, 2021/625 esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, dava dışı Savaş Medikal Lab. Malz. San. Tic. A.Ş.’ye Akbank Çekirge Şubesinden alınan Z9074318 Seri Nolu ve 20.08.2021 vadeli 141.000,00 TL bedelli çeki keşide ederek bu şirkete gönderdiğini, çekin teslimatından sonra, dava dışı Savaş Medikal Lab. Malz. San. Tic. A.Ş’den çekin zayii olduğunu 10.05.2021 tarihinde İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/303 E. nolu dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve çek üzerine ödeme yasağı kararı verildiğini, kısa bir süre sonra anılan bu çekin bankalara sordurulduğu bilgisine muhatap bankanın bildirmesi üzerine ulaşıldığını, ayrıca muhatap banka zayii olan bu çekin ikiz çek olarak tabir edilen şekilde çoğaltıldığı bilgisine ulaştığını, bunun üzerine müvekkili şirket Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına 07.05.2021 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu, dava konusu çekin üzerinde ödeme yasağı kararı olması ve tahsil edilememesi sebebiyle, davalı alacaklı Barış Olgaç tarafından, müvekkili şirket aleyhine Bursa 4. İcra Müd. 2021/6821 E. nolu dosya ile takip başlatıldığını, bu sebeple haksız ve kötü niyetli ikame edilen alacak iddiasına karşı menfi tespit ve çek istirdatı davası ikame etme gereği hasıl olduğunu, anılan bu sebeplerle; dava konusu çek üzernde imzaların sahte olması ve bu konuda dava açılmış olması ayrıca müvekkili şirketin iyi niyete istinaden dava dışı Savaş Medikal Lab. Malz. San. Tic. A.Ş’ye dava konusu çekin bedelini ödemesi karşısında müvekkili şirketin borçlu olmadığı anlaşılmakta olduğunu, bu sebep ile icra takibinin tedbiren ve müvekkil şirketin haksız takip ile mağdur olması karşısında teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun göreceği bir teminat mektubu veya icra dosyasına verilecek bir teminat mektubunun davalı alacaklıya ödenmeden takibin tedbiren durdurulmasını, talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada, davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait olduğu iddia edilen 141.000,00 TL bedelli çekteki borcu ödemediği gerekçesiyle hakkında davalı tarafından Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2021/6821 esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, 02/09/2021 tarihinde ödeme emrinin davacı tarafa tebliğ edildiğini, haciz yolu ile başlatılan takibe konu çekteki imzanın davacı şirketin yetkilisi Savaş Ramazan Şakar ‘a ait olmadığını belirterek, davanın kabulünü, çek miktarının %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tedbir talebinin kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Barış Olgaç vekili cevap dilekçesinde; ciro silsilesinde bozukluk bulunmayıp müvekkilinin yetkili hamili olduğunu, bu sebeple icra takip hakkı bulunduğunu, müvekkilinin bahse konu olan bonoyu ciro yoluyla devralmış iyiniyetli üçüncü kişi olup keşideci ve lehtar arasındaki def’ilerin, taraflarına karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, takibe konu çek kambiyo vasfında olup ödemeden men yasağının bulunması takip açılmasına engel olmayıp ciro silsilesinde de herhangi bir kopukluk bulunmadığını, keşidecinin lehtara yaptığı ödemeyi taraflarına karşı ileri süremeyeceğini, çekin zayii olup olmadığını hususunu araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, bu nedenlerle hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, 03/09/2021 tarihli ara karar ile ; Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin, İİK’nun 72.maddesi kapsamında; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile de olsa icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden yerinde görülmeyen icra takibinin durdurulması isteminin reddine, ancak çoğun içinde az da vardır prensibi gereği, İİK’nun 72/3. maddesi kapsamında icra takibine konu edilen 155.665,74-TL’nin %15’i oranı olan 23.349,86-TL nakdi teminatın ya da aynı tutarda kesin-süresiz muteber bir banka teminat mektubunun sunulması halinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmeme yönünde ihtiyati tedbirin kabulüne, karar verildiği,
Birleşen dosyada, 11/10/2021 tarihli tensip ara kararı ile, “İİK’nun 72/3. maddesi kapsamında icra takibene konu edilen tutarın %15’i oranında nakdi teminatın ya da aynı tutarda kesin-süresiz muteber bir banka teminat mektubunun sunulması halinde icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmeme yönünde ihtiyati tedbirin kabulüne” karar verildiği,
Davalı Barış Olgaç vekilinin duruşmada ihtiyati tedbire itirazı üzerine, mahkemece 10/03/2022 tarihli duruşma ve aynı tarihli ara karar ile; HMK 390. maddesi gereğince ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat kuralının yeterli kabul edileceği, tam bir ispatın aranmadığı dosya içerisinde mevcut ve ibraz edilen delillere göre ise yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği, yaklaşık ispat kuralı gereğince deliller kapsamında, verilen ihtiyati tedbir kararında değişiklik olmayıp, ihtiyati tedbire itirazların ise yerinde olmadığı sonucuna varılarak ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Barış Olgaç vekili istinaf talebinde ; davacı taraf takibe konu olan çek hakkında ödeme yasağının olduğunu ileri sürerek iş bu davayı açmış ise de ödemeden men yasağının konulmasının takip hakkına engel olmadığını, ciro silsilesinde bozukluk bulunmayıp müvekkilinin yetkili hamili olduğunu, bu sebeple icra takip hakkı bulunduğunu, takibe konu olan çekin kambiyo vasfında herhangi bir engel bulunmadığını, bahse konu olan senette müvekkilinin üçüncü kişi olup ciranta konumunda olduğunu, keşideci ve lehtar arasındaki yapılmış olan sözleşmeyi bilme, çekin zayii olup olmadığını, ödeme yapıldığını bilme zorunluluğu olmadığını, müvekkilinin bahse konu olan bonoyu ciro yoluyla devralmış iyiniyetli üçüncü kişi olup keşideci ve lehtar arasındaki def’ilerin, taraflarına karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, keşidecinin lehdara yapmış olduğu ödemeyi ileri sürmüş ise de üçüncü kişi olan yetkili hamili müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, taraflarına ciro edilmiş bu çekin tüm unsurları bulanmakta olup geçersizliğini öne sürecek hiçbir husus bulunmadığını, haksız ve hukuksuz ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebini
belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati tedbir kararına itiraz başlığını taşıyan HMK 394 md. 4. fıkrasında; “İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.” şeklinde düzenleme bulunduğu, davalı vekilinin mahkemece verilen ihtiyati tedbire karşı usulune uygun itirazının bulunmadığı, itirazın 394/4 md. belirtildiği üzere dilekçe ile yapılması ve itiraz sebeplerinin açıkça gösterilmesi gerektiği dikkate alınarak, mahkemece talebin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme yapılarak HMK 394/2 md itiraz sebeplerine dayanılarak ve yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği belirtilerek ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan gerekçe ile ihtiyati tedbire itirazın reddine dair 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı Barış Olgaç vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2022 tarih, 2021/625 esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
Davalı Barış Olgaç tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin asıl yargılamada yapılacak hesaplamada nazara alınmasına,
2-HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden hüküm kurulmasına;
Davalının ihtiyati tedbire itirazının REDDİNE,
Peşin olarak yatırılan gider avanslarından kullanılmayan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.