Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/837 E. 2022/1627 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/837 – 2022/1627
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/837
KARAR NO : 2022/1627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 tarih, 2021/665 Esas, 2022/200 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili Kartal Şentaş İnşaat Mühendislik Nakliye Turizm Taahhüt İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. isimli firma 2013 yılında “Ovacık Mah. Hürriyet Cad. No:116/C Merkez/KIRIKKALE” adresinde inşaat ve mühendislik, hafriyat vb alanlarda faaliyet gösteren çok ortaklı bir ticari şirket olduğunu, firmanın hissedarı ve ortaklarından biri de İlhan Şentaş ve Mustafa Şentaş olduğunu, 06/07/2021 ve 03.08.2021 günü Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4973 esas sayılı dosyasından talimat yoluyla Kırıkkale İcra Müdürlüğünün 2021/446 talimat nolu icra dosyası ile davacı şirketin adresine 06.07.2021 tarihinde gelinerek haciz işlemi yapıldığını, icra dosyasına konu takip kambiyo senetlerine özgü takip yolu olduğunu, borca dayanak ise Ziraat Bankası, Bağlar Diyarbakır Şubesi’ne ait çek 30.05.2021 ödeme tarihli, 35.000,00 TL bedelli, 239244 seri nolu çek olduğunu, davacı şirketin ortağı iken devredilen şirketin adresinin KIRIKKALE olduğunun sabit olduğunu, davalı takip borçluları olarak da Sisi Gıda Teks Oto. Med. Elekt. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti., Aydın Karataş ve Kartal 71 Toptan Gıda İnşaat Tur. İth. İhra. San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, söz konusu 06.07.2021 tarihli haciz işlemi sırasında icra dosyasında borçlu olarak bulunanlardan Kartal 71 Toptan Gıda İnşaat Tur. İth. İhra. San. Ve Tic. Ltd. Şti.,’ nin borcu olmasına karşın vekil edeninin adres olan “Ovacık Mah. Hürriyet Cad. No:116/C Merkez / Kırıkkale” adresine gelip haciz yapıldığını, haciz işlemi sırasında davacı şirket yetkilisi İlhan Kartal gelen haciz memurlarına davacı şirkete ait vergi levhasının, 18.05.2020 tarihli şirket devir sözleşmesinin bulunduğunu, bu durumun icra zaptına geçmesini ve ödeme emrinin davacı şirket adresine yapılmamış olmasına rağmen haciz tehditi altında davacı şirket tarafından dosya borcu olan 50.000,00 TL’sı “istirdat davası açma hakkımız saklı kalmak kaydıyla” ödemek zorunda kaldığını, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek, dava sonuna kadar İcra dosyasında ki paranın davalıya ödenmemesi adına teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 50.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Yapılan ödeme borçlunun borcunu ifa niteliğinde olduğunu, borçtan kurtulan ve pasifi eksilen borçlu olduğunu, ayrıca istirdat davalarında davacı sıfatı takip borçlusuna ait olduğunu, borcu ödemiş olan üçüncü şahsın takip alacaklısına karşı istirdat davası açması mümkün olmadığını, müvekkilinin Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2021/4973 Esas sayılı icra dosyasında alacaklı olduğunu, davacının icra dosyasına istinaden yaptığı ödemeyi alacaklı müvekkilden geri alabilmesine yasal olanak olmadığını, yapılan ödeme dosya borcuna istinaden yapılan bir ödeme olduğunu, bu ödeme ile birlikte dosya borçlusu, borcundan ve pasifinden kurtulduğunu, davacı firmanın istirdat talebinin muhatabı müvekkili olmadığını, dosya borçlusu Kartal 71 Toptan Gıda İnşaat Turizm İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu, davacının ödediği parayı alacaklı olan müvekkilden olmadığını, borcu ödenerek pasifinden kurtulan hukuken de sebepsiz zenginleşen borçludan TBK.nın 77 (Eski BK m.61) ve devamı hükümleri uyarınca talep etmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek, kötü niyetli davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilerek, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının itirazlarımız doğrultusunda kaldırılmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacının icra takip dosyasında taraf sıfatının bulunmadığı, icra dosyası borçlusu da olmadığı, istirdat davasını ancak borçlunun açabileceği gerekçeleriyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle usulden reddine, davalı lehine kötü niyet tazminatının davanın usulden reddine karar verildiği davacının eldeki davada kötü niyetli olduğunun sabit olmadığından kötü niyet tazminat koşulları oluşmadığı gerekçeleriyle davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme ve araştırma neticesinde verilmiş olduğu, davalı alacaklı tarafından Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4973 esas sayılı dosyasından talimat yoluyla Kırıkkale İcra Müdürlüğünün 2021/446 talimat nolu icra dosyası nedeni ile 06.07.2021 tarihinde, icra dosyasında borçlu olarak bulunanlardan Kartal 71 Toptan Gıda İnşaat Tur. İth. İhra. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin borcundan dolayı, vekil edenin bulunduğu adres olan “Ovacık Mah. Hürriyet Cad. No:116/C Merkez / Kırıkkale” adresinde haciz işlemi yapılmış olduğu, söz konusu haciz işlemi sırasında vekil edenin şirket yetkilisi İlhan Kartal adreste olmasına ve gelen haciz memurlarına vekil edenin şirkete ait vergi levhasının, 18.05.2020 tarihli şirket devir sözleşmesinin bulunmasına, bu durumun icra zaptına geçmesine ve ödeme emrinin vekil edenin şirket adresine yapılmamış olmasına rağmen haciz tehditi altında şirket tarafından dosya borcu olan 50.000,00 TL. nin “istirdat davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla” ödemek zorunda kalındığı, davacı şirketin borçlu olmadığı bir borçtan dolayı ödemek zorunda kaldığı 50.000,00 TL. nin vekil edene geri ödenmesi için iş bu davayı açmak zorunda kaldıkları, istirdat davasınının borçlu olmayan ancak borçlu olmadığı halde borcu ödemek zorunda kalan herkes tarafından açabileceği, Türk Borçlar Kanunu 78. madde hükmü uyarınca borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir” hükümleri irdelenmeden karar verilmesinin eksik inceleme yapıldığının göstergesi olduğu gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, üçüncü şahıs tarafından açılan istirdat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf dava dışı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine müvekkilinin adresine gelerek haciz ve muhafaza işlemleri yapıldığını, bu nedenle ticari itibarlarının zedelenmemesi için ihtirazi kayıtla ödeme yapmak durumunda kaldıklarını, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.
2004 sayılı İ.İ.K. 72 madde uyarınca istirdat davası öncelikle icra takibinin borçlusu tarafından açılır. Davacı sıfatı aktif husumet ehliyeti takip borçlusuna aittir. Takip konusu borcu ödemiş olan 3. kişi takip alacaklısına karşı istirdat davası açamaz. Bu durumda geri alma davasında, davacı borçlu olmadığı parayı cebri icra tehdidi altında ödemiş olan, borçlu davalı ise alacaklıdır. Borcu ödemiş olan kişi ödemiş olduğu parayı ancak dosya borçlusundan talep edebilir.

Genel açıklamalar karşısında somut olay bakımından; davacı taraf icra dosyasında borçlu konumunda değildir. Haciz işleminden zarar gören 3. kişinin icra mahkemesinde istihkak davası açarak hacizleri kaldırma imkanı olduğu, borcu itirazi kayıtla rızaen ödediği gerekçesiyle davacının İİK. 72. maddesi uyarınca istirdat davası açması hususunda aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi bu konuda hukuki yararı da bulunmamaktadır.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/17351 Es.- 2018/2172 K., 2016/16389 Es.-2018/2172 K., 2014/13067 Es.- 2014/18371 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Davacının İİK. 72. maddesine göre istirdat davası açma hakkı olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında hukuki isabetsizlik bulunmamakla birlikte;
Ancak yerel mahkemece davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup; taraf sıfatı veya husumet, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkı davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK’nın 51. md). Fiil ehiyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usul işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir.
Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hakim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı Yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Somut olayda davacının aktif husumeti (taraf sıfatı) bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının aktif husumetinin bulunmadığı tespiti yerinde olmakla birlikte, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aktif husumetin bir dava şartı olduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi ise yerinde olmadığından mahkeme gerekçesinin bu yönden düzeltilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi ile kamu düzeni yönünden gözetilen sebeplerle 6100 sayılı HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden re’sen kaldırılarak, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair yeniden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddi ile gerekçe yönünden 6100 sayılı HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının RE’SEN KALDIRILMASINA, kaldırılan karar yerine geçmek üzere yeniden HÜKÜM TESİSİ İLE,
2-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 853,88 TL’den mahsubu ile bakiye 773,18 TL nispi karar ve ilam harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

5-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T. 7/2. maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6100 sayılı HMK. 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra yarıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-İstinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 sayılı HMK. 359/4. maddesine göre karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 24/11/2022