Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/713 E. 2022/1563 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/713 – 2022/1563
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/713
KARAR NO : 2022/1563
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

KONUSU : Menfi Tespit-Geri Alım (İİK’nın 89. Maddesine Dayalı)
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/01/2022 tarih, 2021/748 Esas, 2022/9 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafça Bursa 9. İcra Müdürlüğü 2021/4971 Esas sayılı dosya üzerinden dava dışı üçüncü kişiler aleyhine başlattığı takip sırasında müvekkili şirkete İİK’nın 89. maddesine dayalı haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediğinden bahisle 27.08.2021 tarihinde Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğü 2021/3406 Esas Talimat dosyası eli ile haksız şekilde haciz işlemi uygulandığını, müvekkili şirketin icra dosyası borçlularına herhangi bir borcu bulunmadığını, haciz tehdidi sebebiyle dosya borcunun ihtiraz-i kayıt ile yatırıldığını belirterek müvekkilinin takip borçlusuna ve davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına yatan paranın tahsili halinde istirdatına, davalının aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın İİK’nun 89/3. maddesinde belirtilen yasal 15 günlük hak düşürücü süreden sonra açılması nedeni ile davanın süre yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın, icra dosyasına yaptığı ödemeleri iyiniyetli takip alacaklısından geri isteyemeyeceğinden ve icra dosyasına ödediği bedeli takip borçlularından genel hükümler uyarınca sebepsiz zenginleşme esaslarına göre talep etmesi gerektiğinden taraflarına karşı açılan davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine mahkûmiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, somut olayda, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından ve uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklandığından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlemesi ise davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; takibin kambiyo senedine dayalı olması sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yerel mahkemenin yanılgılı değerlendirme ile verdiği görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 89/3 ve 89/5 maddelerine dayalı üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit ve ödenen bedelin istirdatı istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Somut olayda; dava konusu edilen takip dosyasında davacı üçüncü kişi konumunda olup, eldeki dava ile İİK’nın 89/3 ve 89/5 maddelerine dayalı olarak takip borçlusuna borcunun bulunmadığını ve alacaklıya ödenen bedelin istirdatını talep etmektedir. Davanın belirlenen bu niteliği itibariyle taraflar arasında bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Tarafların tacir olması veya davalı alacağının kaynağının kambiyo senedine dayalı olması davacı yönünden davayı ticari kılmamaktadır. Uyuşmazlık, takip hukukundan kaynaklanmakta olup davacı takibe dayanak senette borçlu veya alacaklı olarak yer almamaktadır. Bu nedenle görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir (Emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15365 E.-2016/3253 K. 2016/3568 E. 2016/6425 K. sayılı ilamları )
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-c maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.