Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/520 E. 2022/973 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/520
KARAR NO : 2022/973

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2021
NUMARASI : 2021/205 Esas 2021/1055 Karar

0081-39382] UETS
DAVALI : … – -…- …
VEKİLİ : Av. …
[16580-85649-28745] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :23.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2022
Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.12.2021 tarih 2021/205 Esas 2021/1055 sayılı kararın yapılan İstinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiye istinaden davacının alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2020/8291 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davacıya, borçlarının olmadığını, aksine davalının alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddi ile %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davalının ticari defterlerinin kendi lehine delil olduğu, davalı defterlerine göre davalının alacaklı olduğunun anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun eksik bilgilere göre düzenlendiğini, her ne kadar dosyadaki mevcut bilgilere dahil edilmese dahi davalıya ödemelerin çek ile yapıldığını, bu sebeple hiçbir borcun bulunmadığını, ilgili bankalara müzekkere yazıldığında konunun açıklığa kavuşacağını, davalıya birçok çek verildiğini, bunların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı şirket şahıs şirketi iken davalıya çek kestiğini, bu çeklerin dökümünün istenmesi halinde bilirkişi raporunun değişeceğini, sonucunda davalıdan alacaklı olduklarının ortaya çıkacağını, takas-mahsup def-i’si ileri sürülmemesine rağmen bilirkişinin bunu neden dikkate almasının doğru olmadığını, bunun savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğunu belirterek, kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından, davalı aleyhine Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2020/8291 Esas sayılı dosyasında 418.890,20 TL’nin tahsili için icra takibi yapılmıştır. Takibe dayanak olarak 08.10.2020 tarih 117.456,49 TL ve 07.10.2020 tarih 301.433,71 TL bedelli faturalar gösterilmiştir.
Her iki tarafın defterleri incelenerek alınan bilirkişi raporuna göre; icra takibine dayanak iki adet faturanın en son işlem olarak her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalardan önceki işlemlere göre davacının defterinde; davacının, davalıya 921.081,05 TL, her iki faturanın mahsubu sonucu davalıya 502.190,79 TL borçlu bulunduğu, davalı defterinde ise davalının 940.678,02 TL alacaklı olduğu, her iki faturanın mahsubu neticesinde bakiye olarak davalının, davacıdan 521.787,84 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Buna göre; gerek davacı defterinde gerekse davalı defterinde, davacı davalıya borçlu gözükmektedir.
Faturaya dayalı alacaklarda, borçlunun fatura bedelini ödediğini ispat etmesi gerekir. Ancak her iki tarafın defterlerinde, davacının düzenlediği faturalardan önce davacının borçlu olduğu fatura bedellerinin mahsubu neticesinde davalının alacaklı olduğu görülmüştür. Her iki tarafın defterlerinde, alacak-borçlar düşülerek kayıt yapıldığı için davalının mahsup iddiasına gerek yoktur. Defterler sahibi lehine delil olduğu gibi aleyhine de delil olmaktadır. Bu nedenle, davacının bu husustaki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Davacı, davalıya gerek şahıs şirketi iken gerekse Ltd Şirketi iken çekler verdiğini ve bunların araştırılmasını ileri sürmüş ise de; çek teslimine ilişkin bir belge sunmadığı gibi teslim ettiği çeklere ilişkin herhangi bir bilgi de verilmemiştir. Bu sebeple mahkemece kendiliğinden res’en araştırma yapılamaz. İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceği, yeni delil ileri sürülerek araştırılması da istenemez.
Davacı istinaf dilekçesine iki adet çek sureti eklemiştir. Bu iki çekte lehtar davalıdır. Bu çeklerden 30.03.2019 keşide tarihli 25.000 TL bedelli olan çek davalının defterinde kayıtlıdır. Diğer çek ise 30.05.2019 keşide tarihli 75.000 TL bedelli olup , davacı ve davalının defterlerinde bu yönde kayıtlar vardır. Ancak çek numaraları yazılı olmadığı gibi denetlenmesi mümkün değildir. Ancak bunun sonuca tesiri yoktur. Her iki tarafın defterleri arasındaki ödeme farkı 19.596,97 TL’dir. Davalının defterlerinde davacı ödemesi toplam 940.678,02 TL’dir. Davacının defterinde ise 921.081,05 TL olup, daha az gözükmektedir. Davacının istinaf dilekçesine eklediği iki adet çekin toplam bedeli ise 100.000 TL’dir. Bu bedel mahsup edilse dahi davalı alacaklıdır. Bu sebeple davacının bu istinaf sebepleri de yerinde görülmemiş, başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2022


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza