Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2295 E. 2022/1952 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Şirket Müdürünün Görevden Azli
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …
… Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas,… tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin … San. ve Tic. Ltd. Şti.de hem %25 pay ile ortak hem de şirket temsilcisi vasfı ile çalışan sıfatıyla yer aldığını, davalının ise şirket müdürü olarak şirket hissesinin %75’ne sahip olduğunu, şirketin zarar ettiği yönünde işlemleri gerekçe göstererek kâr payı dağılımını engellediğini, müvekkilinin şirkete girişini engellediğini, şirket ile ilgili bilgi edinme hakkının kısıtlandığını, davalı müdürün şirket kayıtlarını usulüne uygun tutmadığını, bilançoların gerçeğe aykırı düzenlendiğini, şirketin herhangi bir mal ve hizmet almaksızın karşılıksız borçlandırıldığını, şirket paralarının davalı müdüre başka bir şirket hesabından işlem gördüğünü, şirketin içinin boşaltılmak üzere çalışmalar yapıldığını, şirkete ait araçları satmak üzere ilanlar verdiğini ileri sürerek davalının şirket müdürlüğünden azline, tedbiren şirkete kayyım atanmasına ve şirket hesapları ile malvarlığının 3.kişilere devredilmesini engellemek amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbire hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarının tekrarla davalı müdürün şirketin zarar ettiğini gerekçe göstererek kar dağıtımını engellediğini, şirketin içini boşaltarak ve hem de mal kaçırmak aracılığıyla hareket eden davalının işbu dava sürecinde yapacağı haksız ve kötü niyetli işlemleri engellemek adına kayyım atanması gerektiğin, yaklaşık ispat ölçüsünün sağlandığını belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını ve tedbire hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, şirket müdürü olan davalının müdürlük görevinden azli davasında tedbiren dava süresince şirkete kayyım atanmasına istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, tedbirin reddine karar verilmiştir.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu; şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olan davalının şirketi kötü yönetip yönetmediği ve bu kapsamda TTK’nın 630. maddesinde belirlenen koşulların yaklaşık olarak kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktasındadır.
TTK’nın 630/2. maddesine göre de her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Maddenin 3. fıkrasına göre de yöneticinin özen ve bağlılık yüküm ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
TTK’nın 630. maddesinde, azil davası yönünden özel bir geçici hukuki koruma öngörülmediğinden, bu konuda HMK’nın 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır (m. 389/1). Kanun, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir.
Somut olayda; şirket müdürü olan davalının şirketin bilançolarını gerçeğe aykırı düzenleyerek şirketi zararda gösterip kar dağılımını engellediği, şirketi karşılıksız ve zararına borçlandırdığı, şirketin içini boşalttığı, davacı ortağın şirketle ilgili bilgi alma hakkını engellediği, rekabet yasağı ve eşit işlem ilkesine aykırı olarak davacı ortağa zarar verme kastı ile hareket ettiği iddialarına dayalı olarak şirket müdürlüğü görevinden azil davasında talep edilen tedbir bakımından dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında, taraflarca yeniden tedbir talep edilmesi her zaman mümkündür. Mahkemece ara kararının verildiği aşamada yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesinin ret kararı isabetlidir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli istinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. …


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı