Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2102 E. 2022/1895 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2386 – 2023/65
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ……
KARAR NO : ……

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …….
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : ……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BALIKESİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : ….. Esas
ARA KARAR TARİHİ : 08/11/2022

DAVACI : ……….
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : ……….

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/01/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışında taşımacılık hizmeti yaptığını, davalı şirket ile aralarında 16/12/2013 tarihli posta taşıma hizmetine ait sözleşme imzalandığını, 3065 sayılı KDV Kanununun 9. maddesi ve KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C.2.1.3.2.5.) bölümü uyarınca, söz konusu sözleşmelere istinaden anılan şirkete yaptığı ödemelerden KDV tutarının 9/10’unu sorumlu sıfatıyla tevkif edip kendi vergi dairesine ödenmesi gerekmekle birlikte KDV tutarının tamamının anılan şirkete ödendiğini, akabinde ise KDV mevzuatından kaynaklanan zorunlulukların gereği olarak 9/10 oranındaki tevkif KDV’yi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesi hükümlerine göre pişmanlıkla vergi dairesine beyan ederek ödenmek durumunda kalındığını, söz konusu KDV tutarının vergi dairesine ödenmesi üzerine ödenen bedelin davalından 26/02/2021 tarihli ve 6701 sayılı yazıyla talep edildiğini, kendilerine fuzulen ve fazladan ödenen tutarı iade etmesinin ihtar edilmesine rağmen davalı tarafından bugüne kadar söz konusu alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini ve 19.052,89 TL’’nin davalından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, 08/11/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin İİK 257 maddesi uyarınca yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

Ara karara karşı, davacı vekili tarafında istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, dava dilekçesini tekrar ederek davalının iyi niyetli olmadığını, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının tamamı mevcut olduğunu ve alacak meblağının yüksek oluşu göz önünde bulundurulduğunda bir kamu kuruluşu olan müvekkili şirketin bir an evvel alacağına kavuşmasını teminen ivedilikle ihtiyati haciz talep edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, dava dilekçesinde davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiş olup davacı vekilince söz konusu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının mevcut olup olmadığı noktasındadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Taraflar arasında posta taşıma hizmetine ilişkin sözleşme bulunduğu, davacı tarafça sözleşmeye istinaden davalı şirkete yaptığı ödemelerden KDV tutarının 9/10’unun sorumlu sıfatıyla tevkif edip kendi vergi dairesine ödemesi gerektiği, KDV tutarının tamamının davalı/borçlu şirkete ödendiği, akabinde ise KDV mevzuatından kaynaklanan zorunlulukların gereği olarak 9/10 oranındaki tevkif KDV’yi Vergi Usul Kanunun 371.maddesi gereğince pişmanlıkla vergi dairesine ödediği, davalının ödenen bu miktar kadar sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla ihtiyati haciz talep edilmiş ise de; dosya kapsamı uyarınca alacağın varlığı hakkında yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olup ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı ve davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2023

……..
Başkan
……..
¸e-imzalıdır
………
Üye
……….
¸e-imzalıdır
……….
Üye
………
¸e-imzalıdır
……..
Katip
……….
¸e-imzalıdır