Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2076 E. 2022/1992 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2076 – 2022/1992
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2076
KARAR NO : 2022/1992

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili tarafından 21/06/2022 tarihinde davalı tarafa bazı ürün siparişleri verildiğini, bu ürün anlaşmasına istinaden müvekkili şirketçe 10/07/2022 keşide tarihli, 112.100 TL bedelli çekin keşide edilerek davalı tarafa verildiğini, ancak siparişin iptal edilmesi sonucunda müvekkilinin verilen çekin iade edilmesini talep ettiğini, davalı tarafça çek tahsil edildiğinde çekin bedelinin tamamının iade edeceğini söylemesine rağmen 13/07/2022 tarihinde 17.500 TL, 22/07/2022 tarihinde 20.000 TL ve 02/08/2022 tarihinde 25.000 TL ödeme yapıldığını, bakiye 49.600 TL’nin ödenmediğini, borcun ödenmemesi sebebiyle davalı/borçlu aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2022/7686 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının haksız itirazının iptali ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece 26/09/2022 tarihli ara karar ile somut olayda, alacağın varlığı hususunda ihtilaf bulunması, bu ihtilafın çözümünün yargılamayı gerektirmesi, kanunun aradığı ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, sunulan delillerin alacağın varlığı ve muaccel olduğunun yaklaşık ispata yeter olmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek başvuru dilekçesine ekli müvekkili şirketçe keşide edilen çek sureti, davalı tarafça gönderilen ödemeler, müvekkili şirketçe gönderilen ihtarname, keşide edilen çeke konu siparişin iptal edildiği ve ilgili bedelin iade edilmesi gerektiğini gösteren tüm yazışmalar uyarınca yaklaşık ispatın gerçekleştiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, itirazın iptali davası olup talep, ihtiyati haciz kararı istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, davacının davalından mal sipariş ettiğini ve karşılığında çek keşide ettiğini, mal siparişinin iptal edilmesi üzerine verilen çekin iadesinin talep edildiğini, davalı tarafça çekin iade edilmeyerek bir kısım çek bedelinin ödendiğini ancak bakiye bedelin ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olup iddiasını ispat için sipariş formu, çek fotokopisi, tahsilat makbuz, hesap ekstresi, davalı tarafça yapılan ödemelere ilişkin banka dekontları ve whatsup yazışmaları ibraz etmiş ise ispat yükü ve dosya kapsamında bulunan deliller gözetildiğinde yaklaşık ispat olgusunun bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin26/09/2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-) İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-f hükmü uyarınca kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 22/12/2022