Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2035 E. 2023/87 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :…
KARAR NO :…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :….
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …. (Ara Karar)
NUMARASI : … Esas
ASIL DAVA BURSA…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
BİRLEŞEN BURSA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI
DOSYASINDA;
DAVACI : ………
VEKİLİ : Av. …….
DAVALILAR : 1 -……….
: 2 -……..
VEKİLİ : Av. ………..
DAVANIN KONUSU : Hisse Devrine Yönelik Kararların Butlanı/Yokluğu İstemli
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/02/2023
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/08/2022 tarih, 2022/582 Esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından asıl ve birleşen ……. esası üzerinden sunulan dava dilekçeleri ile; müvekkilinin, ……..’nin 1/3 hissedarı olan murisi……’ın 14/10/2017 vefatı sonrası TTK’nın 494/2 maddesi gereği murise ait payların hak sahibi olduğunu, şirket tarafından pay devrine onay verilmemesi sonrası belirlenen pay değerlerine yönelik Bursa…… Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın reddi sonrası müvekkile ait payların gerçek değeri ödenmeden …… Şti.’deki miras yolu ile intikal eden ortaklık paylarının alınan ortaklar kurulu ve yönetim kurulu kararları ile …’ye devredildiğini, söz konusu hisse devriyle ilgili dava konusu edilen kararların ve tüm işlemlerin geçersizliğinin tespitine, müvekkilinin uğrayacağı zararların önlenmesi bakımından söz konusu hisselerin üzerine tedbir konulması, denetim veya yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava yönünden 06/06/2022 tarihli ara karar ile; dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre dava konusu paylar yönünden dava sonuçlanıncaya kadar takdiren teminatsız olarak pay devrini önleyici ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Birleşen dava yönünden 07/07/2022 tarihli ara karar ile; davalı…….. Şti. tarafından diğer davalı ..’ye …Şti.’nin 13/06/2022 tarih ve .. sayılı genel kurul kararı ile devri gerçekleştirilen 1360 adet pay üzerine 3. kişilere devir ve temlik edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir konulmasına kararı verilmiştir.
Tedbir kararlarına yönelik birleşen dosya davalısı …A.Ş. ve asıl dosya davalısı … Şti. vekili itiraz dilekçelerinde özetle; pay devrini önler mahiyette teminatsız verilen ihtiyati tedbir kararı için yasal koşulların somut olayda gerçekleşmemesi ve uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte tedbir verilemeyeceğinden usul ve yasaya aykırı tedbir kararının kaldırılması aksi kanaatte davalı devralanın uğraması muhtemel zararlar gözetilerek tedbirin teminata bağlanmasına karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, duruşmalı yapılan inceleme neticesinde; dosya içerisinde mevcut ve toplanan delillere göre, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararların HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca yerinde olduğu, mahkemenin ihtiyati tedbire dair kararında değişiklik olmayıp, ihtiyati tedbire itirazın yerinde olmadığı sonucuna varılarak asıl ve mahkemenin birleşen… esas sayılı davaları yönünden ihtiyati tedbire itirazların reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, asıl ve birleşen dosya davalıları vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen davada davalılar vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece tedbirlere yönelik itirazların incelenmediğini, kararda somut bir gerekçeye yer verilmediğini, asıl ve birleşen davalarda pay devrini önler mahiyette teminatsız verilen ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tedbir için yasada aranan koşulların gerçekleşmediğini, özel hüküm niteliğindeki TTK’nın 449. maddesinin kıyasen davaya konu yönetim kurulu kararları içinde uygulanması gerektiğini, devreden şirketin mirasçıların pay sahipliğini onaylamaması ile birlikte payların mülkiyetinin devreden şirkete geçtiğini, uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte teminatsız olarak tedbir kararı verilemeyeceğini ileri sürerek asıl ve birleşen dava üzerinden verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde; şirket paylarının gerçek değerinin ödenmesi halinde iktisap edilebileceğini, verilen tedbir kararının yargılama neticesinde verilecek hükmün infaz kabiliyetini korumaya yönelik olduğunu ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tüm beyan ve iddiaların reddi ile istinaf incelemesine konu kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep, pay senetlerinin devir ve temlikinin önlenmesine yönelik tedbir kararlarının itiraz yolu ile kaldırılması istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davalıların asıl ve birleşen davadaki ihtiyati tedbirlere itirazların reddine karar verilmiş, karara karşı asıl ve birleşen dosya davalıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davalı …. Şti.ortaklarından…’ın 14/10/2017 tarihinde vefat ettiği, murisin şirketteki nama yazılı paylarının TTK’nın 494-(2) maddesi kapsamında davacının da içinde bulunduğu mirasçılarına intikal ettiği, davalı şirketin muris paylarını edinen mirasçılarına payları gerçek değeri üzerinden devralmayı önererek payların mirasçılara devrini reddettiği, mirasçılar tarafından TTK’nın 493-(5) maddesi uyarınca Bursa … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan muris paylarının gerçek değerinin belirlenmesine yönelik davanın reddi üzerine asıl ve birleşen davalara konu kararlar ile mirasçılara ait paylarının davalı ..Şti.’ye geçtiği kabul edilerek bu payların diğer davalı…’ye devredildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, eldeki davalar ile miras yolu ile mülkiyetinde bulunan payların değeri ödenmeden ve devir alınmadan devrine yönelik kararların yokluk veya butlan yaptırımına tabi bulunduğunu ileri sürerek payları üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir.
Bu halde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kurul kararlarına konu edilen davacının mülkiyet hakkı iddia ettiği pay senetleri olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları”na ilişkin 389-(2) maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 390-(3) maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 392-(1) maddesinde; ihtiyati tedbir talep edenin, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğu, talebin, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkemenin gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebileceği ve adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesinin gerekmediği belirtilmiştir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Eldeki uyuşmazlıkta geçici hukuki koruma tedbirine ilişkin olduğundan yaklaşık ispat aramak gerekmektedir.
Bu kapsamda; davaya konu kurul kararları ile devri gerçekleştirilen paylar üzerindeki hak sahipliğinin ihtilaf konusu olmasına, sunulan kanıtlara, davacı tarafından ileri sürülen dava konusu olaylara ve iddialara göre, davacının davanın esası yönünden haklılığını yasaya uygun şekilde ve yaklaşık olarak ispat ettiği, verilen tedbir kararının yönetim kurulu kararlarının icrasına yönelik olmayıp uyuşmazlığa konu payların devir ve temlikinin önlenmesine yönelik olması ve söz konusu tedbirin hukuka aykırılığı ileri sürülen yönetim kurulu kararlarına yönelik işin esasını çözer niteliğinin de bulunmaması ve ayrıca mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 392. maddesi kapsamında tedbirin teminatsız olarak verilmesinde de yasaya aykırılık bulunmaması nedeniyle davalıların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; asıl davada davalı, birleşen davada davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Asıl davada davalı, birleşen davada davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ayrı ayrı 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalılardan ayrı ayrı alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

….
Başkan
….
e-imza

Üye
….
e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza