Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2034 E. 2022/2100 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2034 – 2022/2100
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2034
KARAR NO : 2022/2100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2023
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/07/2022 tarih, 2022/572 D.İş, 2022/572 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Talep eden vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, pay sahipliğinin bulunduğu şirket paylarının, diğer ortaklarca kurulan baskı ile bedelsiz devrinin talep edildiğini, bu durumun kabul edilmemesi üzerine müvekkilinin kurucusu olduğu şirket idaresine ve binasına alınmadığını, müvekkilinin şirket yönetiminden tamamen uzaklaştırmak için genel kurul kararı alındığını, bu nedenlerle şirket ortaklığından çıkma davası davası açılıncaya şirket yetkililerinin şirket üzerindeki kötü niyetli tasarrufunun önlenmesi için davalı şirket ortaklarının yönetim yetkilerinin TTK’nun 638/2 maddesi gereği tedbiren dondurulmasına ve kısıtlanmasına, şirkete kayyım atanmasına, mahkemece aksi kanaate varılması halinde TMK’nun 460. maddesi gereği talepte bulunan şirkete denetim kayyımı atanmasına, davalı şirket adına olan araç ve taşınmaz kayıtlarının marka kaydına, devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, şirket yönetiminin temsil yetkisinin dondurulması ve kayyım atanmasına yönelik tedbir talebinin reddine, şirket malvarlıklarının devrinin önlenmesine yönelik talebin kısmen kabulü ile Bursa İli-Mudanya İlçesi,-Bademli Mah. 449, 865, 866, 460, 452, 451 (Depo-Ana Lojistik Merkezi), Bursa ili-Nilüfer İlçesi,-Görükle Kurtuluş Mah.-5722 Ada- 4 Parsel (Nilüfer İlçesinde Market) numarasında kayıtlı taşınmazlar üzerine 3. Kişilere devrinin önlenmesine yönelik teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, talep eden vekili ve karşı taraf vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Talep eden vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin ortaklığının bulunduğu şirketin mal varlığı itibariyle paha biçilmez değeri bulunduğunu, mahkemece 36 adet taşınmaz, 75 tane çeşitli marka ve modelde araçlardan sadece iki taşınmaza takyidat bilgileri araştırılmadan teminat karşılığı tedbir konulmasına karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ile talepleri doğrultusunda tüm taşınmaz ve araçlara tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin herhangi bir taşınmazına tedbir konulmasını gerektirecek hukuki bir sebebin bulunmadığını, tedbir için gereken yaklaşık ispatın sağlanmadığını, aksi düşünce de teminatın artırılması gerektiğini belirterek verilen ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Talep; TTK’nın 638/2 maddesine dayalı tedbir verilmesi ve kayyım atanması istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
1-Karşı taraf istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Geçici hukuki koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar ise HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir.
Buna göre geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Kanundaki düzenleme uyarınca karşı tarafça her ne kadar istinaf talebinde bulunumuşsa da, ihtiyati tedbir isteminin kabulüne dair bu karara karşı itiraz yoluna gidilmesi gerekmektedir. Nitekim, karşı taraf vekili tarafından tedbir kararına yönelik itiraz yasa yoluna da başvurulmuştur.
Bu itibarla, somut olayda mahkemenin istinaf başvurusuna konu edilen 20/07/2022 tarihli kararı istinaf eden karşı taraf yönünden istinafı kabil kararlardan olmayıp HMK’nın 394 maddesi uyarınca mahkemesi nezdinde itiraza tâbi olduğundan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
2-Talep eden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma istemli davaya esas olmak üzere talep edilen tedbir istemleri yönünden mahkemece şirket adına kayıtlı Bursa ili-Mudanya İlçesi,-Bademli Mah. 449, 865, 866, 460, 452, 451 (Depo-Ana Lojistik Merkezi), Bursa İli – Nilüfer İlçesi, -Görükle Kurtuluş Mah.-5722 Ada- 4 Parsel (Nilüfer İlçesinde Market) numarasında kayıtlı taşınmazlar üzerine teminat karşılığı tedbir konulmasına karar verilmiş, talep eden tarafından şirketin mal varlığı, ortaklık payı uyarınca şirkete ait tüm taşınmaz ve araçlara tedbir konulması istemli karar istinaf edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 638/2 maddesine göre; Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.
6100 sayılı HMK’nın 389/2 maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri; ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken, haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Bu bağlamda, talep edenin ileri sürdüğü olgular, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu ve tedbirdeki ölçülülük ilkesi gözetildiğinde; davalı şirket mal varlığı (taşınmaz ve araçları) üzerindeki tedbirin genişletilmesine yönelik koşulların gerçekleşmediği, mahkemece karar yerindeki gerekçelerle birlikte verilen kararın istinaf edenin sıfatına göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Bu nedenlerle; karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle usulden reddine, talep edenin istinaf başvurusunun (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341, 394 ve 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Karşı taraf tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince talep edenden alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca alınmasına yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin üzerilerinde bırakılmasına, artan tutarın istek halinde yatırana iadesine,
6-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Mehmet Adnan HACIKASIMOĞLU