Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2013 E. 2023/85 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… -….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE :…
KATİP :….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : … (Ara Karar)
NUMARASI : … Esas
DAVACI : Ü……….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ……
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2023
Bursa … Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/09/2022 tarih,… Esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirketin %40 hissedarı olduğunu ve şirketin iki ortaklı olup diğer hissedarın ise %60 hisseye sahip müvekkilinin eşi … olduğunu, müvekkilinin eşine boşanma davası açtığını, bu itibarla şirket ortaklarının boşanma aşamasında olup aralarında çeşitli derdest davaların bulunduğunu, her ne kadar müvekkili davalı şirkette müdür olarak görünmekte ise de halihazırda şirketin temsil ve tasarruf yetkilerinin tamamen… tarafından yürütülmekte olduğunu, …’in şirket müdürler kurulu başkanı olması ve münferiden imza yetkisine sahip olması nedeniyle şirketle ilgili tüm tasarruf ve borçlandırıcı işlemleri tek başına yapmakta olup müvekkiline mali konularda bilgi vermediğini, hasılatı muhasebecisi vasıtası ile kendi hesabına aktarmakta olduğunu ve müvekkilinin aradaki boşanma davasına dayalı husumet sebebiyle şirkete giremediğini, yeminli mali müşavirlik firması tarafından düzenlenen inceleme raporu ile …’in davalı şirketteki hukuksuz ve usulsüz işlemlerinin ortaya konulduğunu, …’in boşanma sürecinden dolayı müvekkilinin katılma alacağını ve ortaklıktan kaynaklı alacaklarını azaltma çabası içerisine girerek şirketin içini boşaltmakta ve kazancı kaçırmakta olduğunu, ortaklar arasındaki anlaşmazlıkların şirketin haklı nedenle feshine sebep oluşturduğunu ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye sonucunda müvekkilinin payına düşen alacağın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini ve yargılama aşamasında…’in müdürlük görevinden el çektirilmesine, müvekkilinin zaten kağıt üstünde var olan müdürlük yetkisini kullanamadığından, telafisi imkansız zararların önüne geçilebilmesi için şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, mahkeme aksi kanaatte ise denetim kayyımı atanmasına, davalı şirket adına kayıt ve tescilli …, …, … ve … plaka sayılı araçların, şirket adına kayıtlı taşınmazların ve şirket hisselerinin 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için kayıtları üzerine ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine, davalı şirketin alacaklı olduğu icra dosya alacaklarına ve dosyalara sunduğu teminatlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, 19/07/2022 tarihli ara karar ile davacının müdürün yetkilerinin sınırlandırılması ve kayyım atanması talebinin reddine, davalı şirket adına kayıtlı olmak şartıyla…, …,…, … ve … plaka sayılı araçların 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla üzerlerine 20.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Dairemizin 16/09/2022 tarih,.. esas, …sayılı kararı ile; davacının istinaf başvurusuna konu ettiği bir kısım tedbir talepleri hakkında mahkemece karar verilmediğinden bu istemler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilerek ve verilecek karara yönelik yasal süreç tamamlandıktan sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Geri çevrilme kararı sonrası mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme ile; şirket adına kayıtlı araçlar dışındaki davacı tarafça bildirilmeyen malvarlıkları yönünden tedbir talebi hakkında bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, diğer malvarlıkları ile ilgili tedbir istemi ile ilgili mahkememiz denetimine uygun bir biçimde açıklama yapılarak talepte bulunulduğunda bu hususta bir değerlendirme yapılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece müvekkilinin hukuki himaye talebinin karşılanabilmesi, şirketin mal varlığının muhafazası ve yönetimin dava sürecinde mahkemenin belirlediği kayyım tarafından takibi anlamına gelebilecek denetim kayyımı atanmasının dosya içeriğine uygun kabul edilmesi gerektiğini, mahkemece fesih yerine, davacıların karar tarihindeki gerçek pay değerlerinin ödenip çıkarılmalarına da karar verebileceğinden, mahkemenin takdirinin bu yönde olması halinde şirketin karar tarihindeki aktif değerini kaybetmesinin önüne geçilebilmesi için şirketin faaliyetlerinin denetim kayyımının onayına tutulmasının HMK’nın 389 vd. maddelerine uygun olacağını, davalı şirket hissedarları arasında ciddi uyuşmazlık bulunduğu, aralarındaki güvenin zedelendiği, şirket ortaklarından birinin davanın devamı süresince temsil ve ilzam yetkisini tek başına kullanmasının davacı açısından önemli zararlara sebebiyet verebileceği, tarafların hak ve menfaatleri arasında dengenin korunması ihtiyacı gözetildiğinde mahkemece davalı şirkete denetim ve onay kayyımı atanması gerektiğini, ayrıca kabul edilen tedbir talepleri yönünden şirket ortağı olan müvekkilinden teminat alınmasının da doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak şirkete denetim kayyımı atanmasını ve reddedilen tedbirlerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı istinafa karşı cevap dilekçesi ile; davalı şirketin iki ortaklı olduğunu ve her ortağın münferit yetkili müdür olduğunu belirterek müdür ortak olan davacının kayyım talebinin hukuki gerekçesinin bulunmaması sebebiyle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nın 636/3 maddesine dayalı haklı sebeple şirket ortaklığının feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Derdest dava kapsamında davacı vekilince; şirkete tedbiren yönetim kayyumu aksi kanaatte ise denetim kayyumu atanması ile şirket mal varlığına yönelik talebe konu tedbir kararlarının verilmesinin talep edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesinin 19/07/2022 tarihli celse ara kararı ile kayyım atanma talebin reddine, teminat mukabilinde şirket adına kayıtlı araçlar üzerine tedbir konulmasına, diğer tedbir talepleri hakkında geri çevirme kararı sonrası değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK. 636/3 maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” 636/4 maddesi ise “Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir” şeklindedir. Alınacak önlemler konusunda ise ayrıntılı düzenleme bulunmadığından,. geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK’nın 389. vd. maddeleri uygulanmalıdır.
6100 sayılı HMK’nın 389-(2) maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri; ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken, haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/01/2013 tarih 2012/17605 Esas 2013/49 sayılı kararında belirtildiği üzere, şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirket müdürünün azli davalarında verilecek tedbirlerin şirketin hayatını devam ettirebilmesinde sakınca doğuracak mahiyette olmaması gerekir.
Bu bağlamda davalı şirket ortağı olan davacı ve dava dışı ortağın şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili yöneticiler olması, davacının ortaklığın feshi için gösterdiği nedenlere yönelik olarak tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu ve şirketin organ boşluğunun bulunmaması bir bütün olarak gözetildiğinde talebe konu kayyım atanma tedbiri istemi yönünden gerekli olan koşulların gerçekleşmediği, ayrıca mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 392. maddesi kapsamında şirket araçları üzerine konulmasına karar verilen tedbirin asıl olan teminat alınması olduğundan teminat karşılığı verilmesinde yasaya aykırılık bulunmaması nedeniyle davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Öte yandan, davalı vekili geri çevirme kararı sonrası 31/10/2022 tarihli dilekçe ile şirket adına kayıtlı araçların kaydına konulan tedbirlerin kaldırılması talep edilmiş ise de; istinaf başvurusuna konu edilen hususa dair Dairemizin 16/11/2022 tarih, ..esas,…sayılı kararı ile karar verilmiş olduğundan ve ayrıca davacının istinafa konu ettiği bir kısım tedbir istemleri hakkında karar verilmediğinden bahisle istinaf yoluna başvurulmuş, dairemizce bu yöndeki karar eksikliğinin giderilmesine yönelik geri çevirme işlemi yapılmış ise de; mahkemece istinaf konu edilen diğer tedbir istemleri hakkında istinafa kabil karar verilmediğinden davacının bu yöndeki istinaf başvurusu ile davalının araçları üzerindeki tedbire yönelik başvurusunun usulden reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacının kayyım atanma talebinin reddi ile araçlar üzerindeki tedbire yönelik teminat alınması nedenli istinaf başvurularının esastan reddine, davacının bir kısım tedbir talepleri hakkında mahkemece verilen kararın istinafı kabil olmaması sebebiyle usulden reddine, davalının 31/10/2022 tarihli istinaf başvurusu hakkında daha önce dairemizce karar verildiğinden usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacının kayyım atanma talebinin reddi ile teminat alınması kararlarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-Davacının şirket araçları dışındaki tedbir talepleri hakkındaki istinaf başvurusunun HMK’nın 341 ve 352 maddeleri gereği USULDEN REDDİNE,
2-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352 maddesi gereği USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

……..
Başkan
……..
e-imza
……….
Üye
………
e-imza
…………
Üye
…………
e-imza
………..
Katip
……….
e-imza