Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1964 E. 2022/1710 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1964 – 2022/1710
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1964
KARAR NO : 2022/1710

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
DAVANIN KONUSU : Konkordatonun Feshi

KARAR TARİHİ : 30.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.12.2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/02/2021 tarihli ve 2018/577 E., 2021/103 K. sayılı ilam ile davalının konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, müvekkili bankanın konkordato projesi tasdik edilen davalı firmanın adi alacaklıları arasında yer almakta olup tasdik kararı uyarınca “Konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağına ilişkin borcunun her yıl aylık 12 eşit taksitte olacak şekilde 2021 yılının Ekim ayından itibaren başlayarak alacaklılara alacaklarının ilk yıl %15, ikinci yıl %17, üçüncü yıl %20, dördüncü yıl %22, beşinci yıl %26 sının 60 taksitte taksitler halinde ödenmesine” şeklinde hüküm tesis edildiğini, ancak firmanın söz konusu konkordato tasdik kararında yer alan müvekkili bankaya karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve hiç bir ödeme yapılmadığını, müvekkili banka tarafından Komiser Heyetine 14/11/2018 konkordato geçici mühlet tarihi itibariyle 518.936,16 TL alacak kaydında bulunulduğunu, konkordato komiserinin 302.271,76 TL anapara alacağının firmanın defter kayıtlarında bulunduğunu bildirilmiş olduğundan aradaki fark içerisinden 38.979,40 TL üzerinden Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/184 E. sayılı dosyasından İİK m. 308/b uyarınca çekişmeli alacak davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, konkordato kayyımı tarafından konkordato dava dosyasına sunulan 30/11/2021 tarihli kayyım raporunun 3. sayfasında “Rapor dönemi içerisinde 3. kişi kefiller tarafından yapılan ödemeler haricinde borçlu tarafından alacaklılara konkordatoya tabi borç ödemesi yapılmamıştır.” tespitinin yer aldığını, davalı firma tarafından konkordato tasdik kararına aykırı hareket edildiğini ve tasdik kararı gereğince müvekkili bankaya ödenmesi gereken taksit tutarlarının ödenmemiş olduğunu ileri sürerek İİK’nın 308/e maddesi uyarınca tasdik kararının müvekkili banka yönünden sonuç doğuracak şekilde kısmen feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın tasdik edilen konkordato projesindeki vaat edilen vadelerde ilgili taksitlerin ödenmemesine dayalı konkordatonun kısmen feshi davası olduğu, feshe konu olan olgunun projede belirtilen taksit tutarları olup davanın konusunu da bu taksitlerin teşkil ettiği, davadan sonra fesih davasının konusu olan taksitler ödemiş olduğundan fesih isteminin konusuz kaldığını, fesih gerekçesinin ödenmeyen tutarlar olup bu tutarlar ödendiğine göre fesih kararı verilmesini gerektirecek bir konu kalmadığını gerekçesiyle, konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, davalı hakkında Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/577 E. sayılı dosyası ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, ancak davalı tarafça tasdik kararından sonra müvekkili bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava tarihinden sonra ve son celseden hemen önce davalı tarafça eksik taksitler -herhangi bir gecikme faizi işletilmeksizin- müvekkili bankanın ihtirazi kayıdına rağmen, bankanın hesaplarına değil davalının müvekkili banka nezdinde bulunan vadesiz hesabına yatırıldığını ve mahkemece bu ödeme gerekçe gösterilerek hukuka aykırı olarak davanın konusuz kaldığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, konkordato kurumunu başından beri istismar eden davacı tarafından dava tarihine kadar hiç bir konkordato alacaklısına herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu hususun kayyım raporu ile de sabit olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, müvekkilinin konkordatonun kısmen feshi davasına konu olan tutarları davacı tarafa ödediğini ve konkordato kapsamında ödemelerine de devam ettiğini, yerel mahkeme kararı öncesinde ödeme yapıldığının davacının da kabulünde olduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Uyuşmazlık konkordatonun feshi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
2004 sayılı İİK’nın 308/e maddesine göre; “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir”.
Dosya kapsamı uyarınca, Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/02/2021 tarihli ve 2018/577 E., 2021/103 K. sayılı ilam ile İsmail Alper’in konkordato talebinin kabulü ile projenin tasdikine, konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağına ilişkin borcunun her yıl aylık 12 eşit taksitte olacak şekilde 2021 yılının Ekim ayından itibaren başlayarak alacaklılara alacaklarının ilk yıl %15, ikinci yıl %17, üçüncü yıl %20, dördüncü yıl %22, beşinci yıl %26 sının 60 taksitte taksitler halinde ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yargılama aşamasında Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/577 Esas sayılı dosyasında kayyımdan davalının kayıtları tetkik edilerek ve 2 ayda bir düzenlediği raporlara göre davacının feshe dayanak yaptığı konkordato taksitlerinde ödeme yapılıp yapılmadığı, ne miktarda ödeme yapıldığı hususunda bilgi sorulmuş olup borçlu tarafından konkordato taksit ödemelerinin vadesinde yapılmadığı, 24/05/2022 tarihinde alacaklı Türkiye İş Bankası AŞ hesabına 7 taksit toplamı 26.448,80 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödeme tutarının Ekim 2021-Nisan 2022 dönemi taksitlerini içerdiği, 25/05/2022 tarihinde de Mayıs 2022 taksit ödemesi olan 3.778,40 TL’nin alacaklı banka hesabına yatırıldığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan dekontlardan da ödemenin davacı banka hesabına değil, borçlu İsmail Alper’in davacı bankadaki vadesiz hesabına dava dışı üçüncü kişi tarafından EFT yoluyla para gönderimi şeklinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, davalının konkordato tasdik projesine uygun olarak davacıya ödeme yapmadığı, eldeki davanın açılmasından sonra davalının, davacı banka nezdinde bulunan vadesiz hesabına taksit bedellerinin yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Konkordatonun feshi davası belirli bir tutarın ödenmesine ilişkin eda davası değil, konkordatonun feshini sağlayan inşai bir davadır. Somut olayda borçlunun davanın açıldığı tarihe kadar oluşan taksit borçlarını gününde ödememesi konkordatonun davacı açısından feshi için yeterli bir nedendir. Borcun sonradan ödenmiş olması davacının fesih isteme hakkını ortadan kaldırmadığı gibi mahkemeyi de bağlamaz. Tutarın sonradan ödenmesi de zaten doğmuş bulunan fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken konusuz kaldığına hükmedilmesi doğru değildir.
Ancak Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/577 E., 2021/103 K. Sayılı dosyasında verilen karara karşı istinafa kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2021/2093E., 2022/79K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunda bulunan alacaklıların başvuruların esastan reddine karar verildiği, temyiz aşamasında Yargıtay 6. HD.nin 2022/1669 E., 2022/4781 K. sayılı ilamı ile “Konkordato sürecinde, dava teorisinin aksine yargılama sırasında değişen sermaye artırımı, iş ortaklığı yapılması vs. gibi durumların da nazara alınması, değişen hususların projenin uygulanabilirliğine etkisinin tartışılması gerekmektedir. Somut olaya bakıldığında, hükümden sonra sunulan kayyım raporları uyarınca davacının, konkordato projesinde öngörülen ödeme planına uymaya muktedir olamadığı anlaşılmaktadır. Öyle ki davacı borçlu 2022 yılına ilişkin projede öngörülen taksitlerin hiçbirini ödememiştir. Bu durumda, mahkemece gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılıp, davacının güncel durumu ve borç ödeme kabiliyetini yitirmiş olduğu karşısındaki kayyım raporları da değerlendirilerek bir karar verilmesi, şartların mevcut olması halinde iflas hususunun değerlendirilmesi gerekirken somut ve uygulanabilir olmayan konkordato projesinin tasdikine karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verildiği görülmektedir.
Yine Uyap üzerinden yapılan incelemede, Yargıtay’ın bozma ilamı sonrasında dosyanın Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/733 Esas numarasını aldığı ve fakat henüz duruşmasının yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece, Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/733 Esas sayılı dosyasında, HMK’nın 373. maddesi kapsamında ilk derece mahkemesince bozma kararına karşı verilecek olan kararın bekletici mesele yapılarak, ilk derece mahkemesince bozmaya uyulması halinde Yargıtayın bozma kararının içeriği de nazara alındığında işbu konkordatonun feshi davasında feshine karar verilecek bir konkordatonun tasdik kararı kalmayacağı nazara alınarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi, ilk derece mahkemesince bozmaya direnilmesi halinde ise somut olayda davacı açısından konkordatonun feshi koşullarının oluştuğu nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

M