Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1940 E. 2022/1724 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1940
KARAR NO : 2022/1724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2022
NUMARASI : 2022/567 Esas, 2022/878 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ
Av. …
DAVANIN KONUSU : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2022
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2022 tarih, 2022/567 Esas, 2022/878 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilinin ortağı olduğu … Turizm Tekstil İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin % 20 pay sahibi olduğunu, % 80 hisse sahibi Hüseyin İsmet Aslıkara ‘nın vefat ettiğini, mirasçılar arasında tereke davasının devam ettiğini, bu nedenle şirketin yönetim organının belirlenemediğini, sunulan ödeme dekontları ve muavin defteri ile müvekkili şirketin davalıya bir borcu bulunmadığının anlaşılacağını, müvekkili şirkete karşı haksız olarak takip başlatılması nedeniyle borçlu olmadığınını tespitini ve icra dosyasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını ve takibin iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dava dışı şirketin tüzel kişiliğinin mevcut olup, menfi tespit istenen icra dosyasındaki borcun şirket nezdinde doğmuş olduğu iddiasının mevcut olduğu, dolayısıyla bu borca yönelik menfi tespit davasının şirket tüzel kişiliğinin nezdinde açılması gerektiği, davacının ortağı olduğu şirketin borcu için menfi tespit davasını açma hakkı olmadığı, gerekçeleriyle davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davacının , davalının icra takibi başlatmış olduğu şirketin %20 pay sahibi olduğu, şirketin %80 pay sahibi ve müdür ortağı olan ayrıca müvekkilin de eşi olan Hüseyin İsmet ASLIKARA vefat etmiş olduğu, müteveffanın mirasçıları arasından tereke davasının devam etmesi nedeni ile işbu huzurdaki davanın ikame edildiği tarihte şirketin yönetim organının belirlenemediği, aleyhine icra takibi başlatılan şirketin müdür ortağının vefat etmesi nedeni ile davayı açtığı, davacının pay ve hak sahibi olması nedeni ile işbu davayı açmakta yararı olduğunu, zira yargılamaya konu icra takibinin hem terekeye, hem de müvekkilinin pay sahibi olduğu şirkete zarar verdiğini, davalı şirkete yapılan ödemeler nedeni ile borçlu olmadıkları gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişikindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, %20 paya sahibi olduğu şirket aleyhine başlatılan Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2022/3914 Es.sayılı takip dosyasında şirketin borçlu olmadığının tespiti talebi ile menfi tespit davası açmış olup yerel mahkemece davacının ortağı olduğu şirketin borcu için menfi tespit davası açma hakkı olmadığından bahisle aktif husumet yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar verilmiş, mezkur karar davacı tarafça yukarıdaki gerekçelerle istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının şirketin ortağı olduğu, şirket ortağının şirket adına menfi tespit davası açamayacağı, yöneticiler tarafından bu davanın açılması gerektiği, ortak sıfatıyla TTK. hükümlerine göre dava açmasının da mümkün bulunmadığı, bu sebeplerle mahkemece tesis edilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı,
Ancak yerel mahkemece davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de;
Taraf sıfatı veya husumet, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkı davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK’nın 51. md). Fiil ehiyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usul işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir.
Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hakim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Somut olayda davacının aktif husumeti (taraf sıfatı) bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının aktif husumetinin bulunmadığı tespiti yerinde olmakla birlikte, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aktif husumetin bir dava şartı olduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi ise yerinde olmadığından mahkeme gerekçesinin bu yönden düzeltilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi ile kamu düzeni yönünden gözetilen sebeplerle 6100 sayılı HMK. 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden re’sen kaldırılarak, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile;
2-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2022 tarih, 2022/567 Esas, 2022/878 sayılı kararının KALDIRILMASINA, kaldırılan karar yerine geçmek üzere yeniden HÜKÜM TESİSİ İLE,
3-Davacı tarafından açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin yatırılan 80,70.-TL ve 1.655,24.-TL tamamlama harcı olmak üzere toplamda 1.735,94.-TL’den mahsubu ile bakiye 1.655,24.-TL’nin istemi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2 uyarınca uyarınca taktir ve tayin olunan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kararın kesinleşmesi halinde artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-İstinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf aşaması sırasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 sayılı HMK. 359/4. maddesine göre karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 01/12/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır