Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1880 E. 2022/2077 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1880 – 2022/2077
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1880
KARAR NO : 2022/2077

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İflas
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/02/2022 tarih, 2021/894 Esas, 2022/148 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1411 E.sayılı dosyasından verilen 16.10.2020 tarihli kararında konkordato talebi kabul olunarak konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 122.718.248,25 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksitinin 14.09.2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garamaten alacaklılara ödenmesine ilişkin konkordato projesinin tasdik olunduğunu, müvekkili şirketin aktiflerin satış değeriyle ve alacaklarının gerçekleşebilme ihtimaline göre hazırlanan 30.09.2018 tarihli (borca batıklık) bilançosunda, 30.09.2018 tarihinde borçları aktifinden fazla olup, şirketin 87.069.820,39 TL borca batık olduğunu, 31.08.2021 tarihli (borca batıklık) bilançosunda ise, şirketin 88.722.536,06 TL borca batık durumunda olduğunu, ayrıca konkordato dosyasında kayyım tarafından düzenli olarak iki ayda bir rapor verildiğini, 22.09.2021 tarihli son raporunda, tasdik edilen konkordato projesine göre 14.09.2021 tarihinde yapılması gereken ilk ödemenin yapılamadığının, firmanın üretim makinelerini satmış olması nedeniyle bundan sonraki süreçte ödemelerini yapabilme ve yeni bir kaynak yaratmak için üretim potansiyelinin kalmadığının, proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edemediği sonuç ve kanaatine varıldığının belirtildiğini, şirketin öz sermayesinin yitirildiği ve borca batık olduğu açıkça görülmekte olup şirketin faaliyetine devam etmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek TTK.nın 376/3. Madde hükmüne göre şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince toplanan deliller doğrultusunda, eldeki davanın davacı şirketin borca batıklık nedeniyle doğrudan doğruya iflas istemine ilişkin olduğu, davacı hakkında daha önce mahkemenin 2018/1411 E sayılı dava dosyasında konkordato talibinin kabulü ile projenin tasdikine karar verildiği, karar sonrasında kayyımın düzenlediği raporlarda, tasdik sürecinden sonra davacının kayda dağer faaliyette bulunmadığının, tasdik edilen proje kapsamında taahhüt ettiği taksit ödemelerini gerçekleştirmediğinin belirlendiği, davacı taraf gelinen noktada konkordatoya tabi borçlarını ödeyemediği gerekçesiyle borca batık olan şirketin iflasını talep ettiği, konkordato şartlarına aykırılık İİK m. 308/e ve 308/f maddesinde düzenlendiği, ancak bu yasal düzenlemelerin konkordatosu tasdik edilen davacının projede taahhüt ettiği edimleri yerine getiremediği ve borca batık olduğu gerekçesiyle doğrudan doğruya kendi iflasını istemesine engel olmadığı, davacının konkordato tasdik kararı verilen 2018/1411 E sayılı dosyada malvarlığı unsurlarının kıymet takdiri yapılmış ve rayiç değer bilançosu çıkartılarak şirketin borca batık olduğu belirlenmişse de, eldeki dava dosyasında da, dava borca batıklığa dayalı iflas istemine ilişkin olduğundan, davacı şirketin güncel durumu itibariyle aktiflerinin pasiflerini karşılayıp karşılamadığı bakımından alınan bilirkişi raporunda şirketin kaydi özkaynağının -36.023.507,61 TL olduğu, yani kaydi bilançoya göre borca batık olduğu, rayiç bilançoya göre yapılan hesaplama neticesinde şirketin kaydi özkaynağının -63,912,140.77-TL olduğu yani rayiç bilançoya göre borca batık olduğunun tespit edildiği, bu nedenle borca batık olduğu tespit edilen davacının iflasına karar verildiği gerekçesiyle Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğünün 55419 sicil numarasında kayıtlı Elemeği İnşaat İç Mimarlık Mobilya San. Ve Tic. A.Ş. ‘ nin 16/02/2022 tarihi saat 17:15 itibariyle iflasına, iflasın gecikmeksizin Bursa ilgili iflas müdürlüğüne bildirilmesine ve yatırılan iflas avansının gecikmeksizin iflas dairesine aktarılmasına, iflas kararının Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, İİK ‘ nun 310/9. Maddesi uyarınca evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden iflasına hükmolunan ticaret şirketlerinin taksirli müflis sayılacağı yasal düzenleme altına alınmış olduğu bulunduğundan bu konuda gerekli tahkikat ve araştırmanın yapılması gerektiği tespit edilmekle iflas kararı kesinleşirse Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına bu hususta tahkikat başlatılması ve araştırma yapılabilmesi için bildirimde bulunulmasına, bir kısım müdahil alacaklılar vekilleri hileli iflasa ilişkin olarak şartların oluştuğunu ileri sürmekle bu konuda alacaklıların kendilerinin de suç duyurusunda bulunma muhtariyetlerinin bulunduğunun açıklanmasına karar verilmiştir.
Bu karara davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK Mad. 310/9 şartlarının gerçekleşmediğini, çünkü müvekkili şirketin zaten konkordato müracaatı yapıldığı esnada borca batık olan diğer bir anlatımla iflas durumunda olan ancak hakkında her hangi bir iflas hükmü verilmeyen bir şirket olduğunu, borca batık hale gelmesinin sebebinin konkordato şartlarını ifa etmemesi olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin İİK Mad. 310/9 hükmünü ihlal ettiğine yönelik ön tespit ve değerlendirmenin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
İstem, TTK’nin 376/3.m. uyarınca borca batıklık bildirimine dayalı iflas istemine ilişkindir.
Davacı, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1411 E. sayılı dosyasında davacı şirketin konkordato talebi kabul olunarak konkordatoya tabi borcun ilk taksidi 14.09.2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garamaten alacaklılara ödenmesine ilişkin konkordato projesinin tasdik edildiğini, ancak yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ilk ödemenin yapılamadığını, üretim potansiyeli kalmayan şirketin bundan sonraki süreçte ödemelerini yapabilme ve yeni bir kaynak yaratmak imkanının da bulunmadığını, şirketin borca batık olduğunu belirterek doğrudan iflasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK.’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1411 Esas, 2020/596 Karar ve 16/10/2020 tarihli kararıyla davacı şirketin konkordato talebinin kabulü ile konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen 122.718.248,25 TL asıl alacağa ilişkin borcunun ilk taksiti 14/09/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde garameten alacaklılara ödenmesine ilişkin projenin tasdikine karar verilmiş olup, dosya kapsamına sunulan kayyım raporunda, konkordato projesi kapsamında 14.09.2021 tarihinde ilk taksit ödemesinin yapılmadığı, kayyım bilgi ve onayı olmaksızın şirketin envanterinde yer alan makinalarının büyük oranda borca karşılık olmak üzere çıkışlarının yapılmış olduğu, alacaklılar arasında eşitlik ilkesine bağlı hareket edilmediği, şirket gayri faal duruma geçmiş olduğu, leasing firmaları tarafından mahkeme kararı ile firmada kalan makinalarının büyük bir kısmının teslim alınması ile birlikte firmanın çalışma koşullarının tamamen ortadan kalktığı, gayri faal duruma düşürülmüş olan şirketin elinde iş kapasitesinin kalmamış olması nedenleri ile bundan sonraki süreçte ödemelerini yapabilme ve yeni bir kaynak yaratmak için üretim potansiyelinin kalmadığı, proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edemediği belirtilmiştir.
İİK’nın 179. maddesi ve TTK’nın 376/3.maddesi borca batıklık halini özel bir iflâs nedeni olarak düzenlemiştir. Borca batıklık durumunda, şirket iflâsını talep etmek zorundadır. Bu durum borca batıklığın en önemli sonucunu teşkil eder. Somut olayda, borca batık durumda olan davacı tarafın konkordato talebi mahkemece kabul edilerek borçlarının tasdik edilen konkordato projesinde belirtilen süre ve vadelerde ödenmesi öngörülmüşse de, ilk ödemenin yapılmadığı ve gelinen bu noktada konkordato projesinin gerçekleştirilemeyeceği dosya kapsamından anlaşılmakla; konkordato tasdik kararı iflası önleyen bir kurum ise de tasdik edilen konkordatonun akamete uğradığı ihtilafsızdır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, konkordatosu tasdik edilen davacının projede taahhüt ettiği edimleri yerine getiremediği ve borca batık olduğu gerekçesiyle doğrudan doğruya kendi iflasını istemesine yasal bir engel bulunmamaktadır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına ve özellikle, somut olayda: borca batıklığın, TTK’nin 376. maddesinde gösterilen şekilde, varlıkların rayiç değerine ve İİK’nin 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmiş bulunmasına, borca batıklığın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde gerçekleşmiş bulunmasına, İİK’nun 310/9. madde hükmüne dayalı olarak davacının taksirli müflis olup olmadığının ceza yargılmasının konusunu teşkil etmesine göre, istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf kanonu yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından alınması gereken harç peşin alındığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022

M