Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1841 E. 2022/2065 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1841 – 2022/2065
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1841
KARAR NO : 2022/2065
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde … Yatçılık İmalat İhracat Sanayi ve Ticaret AŞ adına tekne inşaat sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan, Küçükköy Mah. Telli Kavak KM Evler Kuzey Ege Yatçılık No: 6/1 Ayvalık Balıkesir adresindeki tekne inşaat imalathanesinde 27/01/2021 tarihinde çıkan yangın sonucu maddi zarar meydana geldiğini, yangın raporunda imalathane dahili orta kısmında bulunan demir taşıma kolonundaki elektrik tesisatının herhangi bir nedenle kısa devre yapması ile oluşan şase şerarenin hemen yakınında bulunan yanıcı ve parlayıcı maddelere sirayet etmesi ile yangının çıktığının tespit edildiğini, yangının meydana geldiği müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan tekne inşasının gerçekleştirildiği imalathanenin davalı ait olduğu ve taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğunu, yangının meydana geldiği imalathanenin maliki olan davalının yangın nedeniyle yapı malikinin kusursuz sorumluluğu hükümleri çerçevesinde meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, uyuşmazlığa konu yangının davalının maliki olduğu binanın elektrik tesisatından kaynaklandığını, bu bağlamda davalının yangın nedeniyle meydana gelen zarardan kusura dayanan sorumlu olduğunu, ekspertiz raporunda söz konusu yangın sebebiyle tekne kalıplarında 330.916,60 TL maddi zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan ve yangın sebebiyle hasara uğrayan emtea için sigortalıya 25/03/2021 tarihinde 330.916,60 TL tazminat ödendiğini, müvekkili şirketin yapılan bu ödeme ile TTK’nın 1472. maddesinde yer alan halefiyet hükmü uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu ileri sürerek 330.916,60 TL’nin davalıdan sigortalıya ödemenin yapıldığı 25/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin Turgutlu Manisa’da mukim olduğunu ve davanın Manisa Asliye Ticaret mahkemeleri önünde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin bina maliki olmadığını ve davanın kendisine yöneltilemeyeceğini, rücu talebinde haksız fiile değil kira sözleşmesine dayanıldığını, sigortalı kiracının yangında kusurunun bulunduğunu belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı sigorta şirketinin halefi olduğu dava dışı (sigortalı) … Yatçılık İmalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti.nin mezkur taşınmazda kiracı konumunda olduğu, sigortalı işyerinde meydana gelen zararın rücen tazmini için yapı malikinin sorumluluğu dolayısıyla davalı yana husumet yöneltildiği, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, kira ilişkisi ve sözleşmesi temelinde uyuşmazlığın görülüp çözümlenebileceği, HMK m. 4/1-a uyarınca kira ilişkisi kaynaklı her türlü uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, her ne kadar davalı şirket vekili taşınmazın maliki olmadıklarını savunarak husumet ve yetki itirazında bulunmuş ise de, husumet ve yetki itirazının görevli mahkemece incelenmesi gerektiği değerlendirilerek eldeki uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Balıkesir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davalı vekili, uyuşmazlığın bir ticari işletmede meydana gelen yangın hadisesine ilişkin olup, davanın taraflarının tacir olduğundan görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, sigortalıya ödenen sigorta tazminatının hasar sorumlusundan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, sigortalı ile davalı arasındaki temel ilişkinin kira ilişkisinden kaynaklandığı, bu nedenle davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dosya kapsamından; 17/07/2020 başlangıç, 17/07/2021 bitiş tarihli işyeri sigorta poliçesi ile davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı işyerinde, 27/01/2021 tarihinde meydana gelen yangın hadisesi sonucunda hasar oluştuğu, davacının dava dışı sigortalısına 330.916,60 TL ödediği, ödenen bedelin rücuen tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İstinafa gelen uyuşmazlık görevli mahkemenin tespiti noktasında olup, davalı vekili, uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek hükmü istinaf etmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/3/1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4/1-a hükmü uyarınca, sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlık, sigorta poliçesinden kaynaklanmayıp, aralarındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde bina malikinin sorumluluğuna da atıf yapılmış ise de kira ilişkisine dair uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak kabul edildiğinden ve bu şekilde açılan davalarda uyuşmazlık çözümünde ihtisas mahkemelerinin görevli olması isabetli olacağından mahkemece uyuşmazlıkta Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-) İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-g hükmü uyarınca kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 29/12/2022

ır