Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1721 E. 2023/631 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1721
KARAR NO : 2023/631
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2022
NUMARASI : 2022/192 Esas, 2022/620 Karar
TALEP EDEN
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 19/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 tarih, 2022/192 Esas, 2022/620 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ticari defter belge ve kayıtların yer aldığı Bursa ilinde bulunan deposunda 27/12/2021 – 04/02/2022 tarihleri arasında olmakla birlikte tam olarak bilinmeyen bir tarihte hırsızlık eyleminin gerçekleştiğini ve müvekkiline ait ticari belgelerin çalındığını, Tayyar Beler in, 27/12/2021 günü zikredilen ticari belgelerin bulunduğu depoyu kilitleyerek binadan ayrıldığını, 04/02/2022 tarihinde evrak almak için geldiği sırada deponun kapısının söküldüğü içeride yer alan evraklarla diğer bir takım eşyaların çalındığını gördüğünü hemen en yakın polis merkezine başvurduğunu, Anılan depoda baba- oğul, amca- oğul kardeşlere ait ve fiilen birlikte çalışan birden çok şirketlere ilişkin evrakların birlikte depolandığını, depoda birden çok şirkete ait evrak bulunmasının sebebinin bu olduğunu, firmanın deposunda gerçekleştirilen hırsızlık olayı nedeniyle 2016, 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 yıllarına ait, sevk irsaliyeleri, alış ve satış faturaları, makbuzlar dekontlar ( çek, senet, banka, tahsilat, tediye) kantar fişleri, defter tasdikleri, ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001 Belgeleri, TAT (Tehlikesiz Atık Toplama) belgesi, sicil tasdiknamesi gibi şirket evrakları, kalan irsaliye, fatura ve makbuz koçanlarının yer aldığı evrakların tamamının çalındığını tüm bu nedenlerle yasal süresi içinde çalınan evraklarla ilgili zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, Davacının saklama yükümlülüğüne uygun davranması ve bu hususta basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiğini, Bu yükümlülüğe aykırı davranılması durumunda zayi belgesi verilmesi istemini kabul etmenin mümkün olmadığı,(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2008/3544 E,2009/7573 K) Yargıtayın bu husustaki yerleşik kararlarına göre zayi belgesi verilmesi için tacirin kendisine kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların gerektiği, tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi, ayrıca defter ve belgelerini şirket merkezinde bulundurması ve koruması için gerekli tedbirleri alması gerektiğinin belirtildiği, somut olayda davacının defter ve belgeleri saklama konusunda gerekli özen ve dikkati göstermediği, zira dilekçesinde 27/12/2021 günü davaya konu belgelerin bulunduğu yeri kitleyip 04/02/2022 tahinde ise ilgili yere geldiğinde hırsızlık olayını öğrendiğini beyan ettiğini, 6102 sayılı TTK 82/7. maddesine göre, zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkça aykırı düşmemesi, davacının basiretli bir tacir gibi dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, defter ve kayıtlarının şirket merkezinde, muhasebecide veya uygun bir yerde bulunmasının mutad uygulama olduğu, dava konusu olayda defter ve koçanların depoda muhafaza altına alındığı ve aylarca kontrol edilmediğinin anlaşıldığı, yasal saklama yükümlülüğü olan belgelerin gereksiz eşya gibi değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğu, Tacir için önemli sayılacak kayıt ve belgelerin özensiz bir şekilde bahsedildiği gibi yaşanan bir hırsızlıktan dolayı kaybolması ve akıbetinin bilinmemesinin mücbir sebep kapsamında değerlendirilemeyeceği,bu anlamda davacının basiretli davranmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin gerekli özen ve dikkati göstererek depoyu kilitlediğini, tanık olarak dinlenmesini istediği muhasebe personeli Özlem ZEYBEK in dinlenilmediğini, hukuki dinlenilme hakkına uygun olarak savunma ve kanıtlar yönünden değerlendirme içeren, hukuki denetime elveren bir gerekçe oluşturulmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini, yerel mahkemenin soruşturma dosyasının akıbetini beklemeden davanın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin ileri sürülen kanıt ve belgeleri dosya kapsamına almadığı gibi; kurulan hükümde, savunma kapsamında ileri sürülen kanıtlar ve dayanılan vakıalar konusunda hiçbir değerlendirme yapmadığını, eksik inceleme yapılarak hüküm kurulmasının yasalara aykırı olduğunu,belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, TTK’nın 82/7 maddesi gereğince ticari kayıtların zayi olduğunun tespiti ve belge verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 82-(7) maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, ziya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır (Yargıtay 11. H.D. 10.05.2017 tarihli, 2016/4865 E., 2017/2800 K. sayılı ilamı).
Öte yandan, tacirin, anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan ticari defterlerin ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Mücbir nedenlerin ispatı, bunu iddia eden tacire aittir. İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür.
Davacının isteme konu ettiği defter ve fatura vs belgelerin TTK’nın 64/4 maddesine göre işletmenin muhasebesiyle ilgili ticari kayıtlardır. Bu nedenle, bir depoda muhafaza edilmiş olması dolayısı ile şirket merkezinde, muhasebecide veya uygun bir yerde muhafaza edilmemesi özen yükümlülüğüne uygun değildir. Kaldı ki iddia edilen hırsızlık olayının hangi tarihte gerçekleştiğinin tam olarak açıklanmadığı, deponun kilitlendikten aylar sonra kapısının sökülmüş olduğu ve yasal saklama yükümlülüğü olan belgelerin ne şekilde korunduğu ve muhafaza edildiği açıklanamamıştır. Bu kapsamda ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından ileri sürülen hırsızlık olgusu da tam olarak ispat edilememiş, sadece müşteki ifade tutanağı ve görgü ve tespit tutuanağı sunulmuş, olayla ilgili açılmış soruşmanın varlığından ve faillerden bahsedilmemiştir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince zayi belgesi verilmesi talebinin reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 19/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır