Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1444 E. 2022/1619 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1444 – 2022/1619
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1444
KARAR NO : 2022/1619
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

IN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2022
Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2022 tarih, 2022/126 Esas, 2022/139 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı ile davacı arasında 01.08.2018 tarihli sözleşme ile FOT dökme USD/mt 72,00 + KDV fiyat/tonaj bedeli üzerinden her 20.000 mt.luk partinin ödemesi (USD 1.699.200,00 ) her partinin sevkiyatına başlanmadan önce alıcı tarafından peşin olarak satıcının banka hesabına yatırılmak sureti ile 100.000 mt.luk Bagfaş üretimi kükürt bazlı sülfürik asit alım satımı hususunda anlaşmaya varıldığını ve sözleşme gereği 20.000 mt.luk sülfürik asidin alımına karşılık 10.04.2019 tarihinde 1.699.200,00 USD tediye edildiğini, 20.000 mt.luk parası ödenen partinin 5.238,76 ton sülfürik asidin davalıya teslim edildiğini ancak bakiye anılan miktarın teslim edilemeden tesiste oluşan arıza nedeniyle üretim ve sevkiyatın durduğunu, durumun Bandırma Ticaret Odasına bildirildiğini, davacının mücbir sebebin ortadan kaldırılması nedeniyle davalıya yeniden sevkiyatlara başlanacağının sözlü ve yazılı olarak bildirildiğini, davalının alması gereken asidi teslim almadığını, bu durumun 11.07.2019 tarihli belge ile davalıya bildirildiğini, 10.04.2019 tarihli ödemeye istinaden fabrikaya gidildiğinde 01.08.2018 tarihli sözleşmenin özel koşullar bölümünün son maddesine aykırı sevkiyat yapılması nedeniyle sözleşmenin fesih edileceğinin bildirildiğini ve asidin davalı tarafından alınmadığını, davalının 17.07.2019 tarihli 16132 yevmiye sayılı ihtarname ile sözleşmeyi fesih ettiklerini bildirdiği ve 445.020 USD’nin 3 gün içinde ödenmesini talep ettiğini, davalının bedelin ödenmemesi üzerine 26.08.2019 tarihinde Kepsut Asliye Hukuk Mahkemesinden ihtiyati haciz talep ettiğini, 2019/30 sayılı karar ile yetkisizlik kararı verildiğini, karar kesinleşmeden ve dosya yetkili mahkemeye gönderilmeden aynı gün Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinden ihtiyati haciz talebinde bulunduklarını ve 27.08.2019 tarihinde 2019/75 D.İş. Sayılı karar ile davalı lehine ihtiyati haciz kararı verildiğini, Erdek İcra Müdürlüğünün 2019/685 esas sayılı dosyası ile hacizlerin konulduğunu, davacının banka hesaplarına taşınmazlarına ve yakalamalı olarak araçlara ihtiyati haciz konulduğunu, taşkın ihtiyati haczin davacının piyasadaki itibarını zedelediğini, devamı halinde borsadaki hisse değerlerinin de alacak miktarı ile kıyaslanmayacak şekilde zedeleneceğini, konan haksız ve yersiz ve fevkalade taşkın ihtiyati haciz üzerine davacının maddi manevi zararın büyümemesi için bankalardaki parasını da kullanamadığından çok kısa zaman nedeni ile fevkalade zor koşullarla ve ihtirazi kaydı ile gerçekte muaccel ve muhtac-ı muhakeme olması nedeni ile kabil i icra borcu bulunmadığı meblağı sırf konmuş bulunan ihtiyati haczin yarattığı muzayaka ve şirketin borsada gördüğü ve görebileceği zararı azaltmak ve daha da büyümesini önlemek amacı ile 28.08.2019 tarih 1410134906 referans no.lu EFT ile 2.799.138,33 TL ödemede bulunduklarını, davalının alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olmadığından ve mahiyeti itibariyle muhtac-ı muhakeme olmakla icra takibine konu olamayacağından ihtiyati haciz ve icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, iki yanlı sözleşmenin tek yanlı fesih hükmünü doğurmayacağını, davalının sözleşmeyi fesihte haklı olmadığını, davalının talebinin rekabet ile ilgili yasalara aykırı olduğunu, davalının ödediği USD nin davacıya ödediği tarihteki TL karşılığının değil fiilen ödendiği tarihteki TL karşılığını talebe hakkı olmadığını,bu nedenle davalının davacıya ödediği 445.020 USD nin davacıya ödendiği 10.04.2019 tarihindeki TL karşılığı ile fiilen ödemenin yapıldığı 28.08.2019 tarihindeki TL karşılığı arasındaki farktan ötürü davacının davalıya borcu olmadığından bu farktan ötürü davalının davacıya borçlu olduğunu, bu nedenle anılan fark bedelin davalıdan ticari avans faizi ile birlikte istirdadı ile davacıya ödenmesi taleplerinin bulunduğunu, Nitekim davalının ödeme yaptığı 10.04.2019 tarihinde T.C. Merkez Bankasınca belirlenen efektif dolar alışlı 1 dolar karşılığı takriben ve en fazla 5,67 TL civarında olduğunu oysa 28.08.2019 tarihinde bu bedel 1 USD =5,83 TL den hesaplanıp tahsil edildiğini ve böylece sırf bu sebeple davacıdan en az 71.203,20 TL fark fazla bedel tahsil edildiğini, Davalının sözleşmenin tarafından feshi nedeni ile istirdadını talep ettiği 445.020 USD nin olsa olsa davacıya ödediği 10.04.2019 tarihindeki TL karşılığını talep edebilecek yerde haksız yersiz ve aşkın ihtiyati haczin yarattığı muzayaka nedeni ile davacının ihtirazi kayıtla fiilen ödeme günü olan 28.08.2019 tarihindeki TL karşılığını tahsil ettiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve gerçek farkın daha fazla olması halinde arttırılmasını talep etmek kaydı ile belirsiz alacak olarak şimdilik 71.203,20 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlayı talep etmek hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik davalının alacağı olmadığı halde davacıdan tahsil ettiği 71.203,20 TL meblağ için davalıya ödenen 6.136,74 TL fazla vekalet ücretinin ödendiği tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla alacağı talep hakkı saklı olarak şimdilik belirsiz alacak olarak 6.419,26 TL ödenmiş faizin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Neticeten fazlayı talep hakkı saklı kalmak ve gerçek alacağın tespitine müteakip arttırılmasını talep etmek kaydı ile şimdilik belirsiz alacak istekli olarak toplam 83.759,20 TL alacağın ödeme tarihi olan 28.08.2019 gününden itibaren ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının şartlarının oluşmadığını, ihtiyati haciz taleplerinin hukuka uygun olduğunu, yargılama süreçlerinde hukuka aykırılık tespit edilmediğini, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde fesih iradesinin taraflara ait olduğunu, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, anlaşmanın sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca imzalandığını, faiz taleplerinin iddia edildiği gibi fatura tarihi olmadığını, keza taraflar ticari şirket olmalarından kaynaklı ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davalının sözleşme gereği davacıya ödeme yaptığı tarih ve bu tarihteki döviz kuru ve faiz oranlarının, davacının davalıya ihtirazi kayıtla yaptığı ödemelerin (anapara + faiz +vekalet ücreti) miktarı, ödendiği tarih ve bu tarihteki döviz kuru ve faiz oranlarının, davacının istirdadını talep ettiği fark bedeli, faiz ve vekalet ücretinin davalıya ödendiği tarih ve bu tarihteki döviz kuru ve faiz oranlarının, davacı tarafça belirlenmesinin objektif olarak mümkün olmadığı, dava dilekçesinde tüm bu hususların davacı tarafça ifade edildiği, bu hususların davacı tarafça belirlenebilirken belirsiz alacak davası açmasında yasal düzenleme ve emsal olarak alınan Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; BAM hukuk dairelerinin kesin kararları arasındaki yargı yerinin belirlenmesine yönelik uyuşmazlığı kesin olarak gideren Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 21.02.2022 T. 2022/1760 Es.- 2022/2689 K. sayılı kararı da nazara alınarak iş bu dava tarihi itibariyle Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesinin davada görevli olmadığı, vekil eden aleyhine vermiş olduğu istinaf konusu kararın bu nedenle hukuka aykırı olduğu, açılan davanın belirsiz alacak davası değil, kısmi alacak davası olduğu, yine kabule göre davalı lehine nispi vekalet ücreti hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen 01.08.2018 tarihli sözleşmeye dayalı olarak açılan alacak (istirdat) davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davanın açıldığı Erdek Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesi tarafından Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli ve 608 sayılı kararı dayanak gösterilerek davanın Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın hukuki yarar noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Görev kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece re’sen yargılamanın her aşamasında göz önüne alınması gerekir.
HSK Genel Kurulunca alınan 608 sayılı kararda Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş, yargı çevresi olarak Balıkesir İli mülki sınırları belirlenmiştir. Bu kararın 01/09/2021 tarihinde yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Kararda daha önce açılmış davalar için bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle önceden açılmış davalara açılan mahkemeler de bakılmaya devam edilecektir.
Bu nedenle istinafa konu davada; dava tarihi 26/08/2020 tarihi olup Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesince, Erdek Asliye (Ticaret) Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönünde karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Bu sebeple, davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı 353/1-a-3 madde gereğince kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2022 tarih, 2022/126 Esas, 2022/139 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-3 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 24/11/2022

M