Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1372 E. 2022/1631 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1372
KARAR NO : 2022/1631

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2022
NUMARASI : 2021/985 Esas, 2022/622 Karar

DAVACI : … – -… …
VEKİLİ : Av. … [16738-37684-37379] UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … [16727-27466-77497] UETS
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/05/2022 tarih, 2021/985 Esas, 2022/622 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından girişilen icra takibinin kesinleştiğini, taşınmazın icra yolu ile satıldığını, icra dosyasında işlemiş faiz alacağının 41.080,74 TL olması gerekirken 254.142,77 TL olarak gösterildiğini, takipte işlemiş faiz alacağının hatalı olarak belirlendiğini, dolayısıyla davalının fazladan 213.062,03 TL tahsil ettiğini ileri sürerek 213.062,03 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu icra dosyasındaki alacağın Yapı ve Kredi Bankası AŞ’den temlik alındığını, icra takibinin kesinleştiğini, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, davacı ile dava dışı temlik eden Yapı Kredi Bankası arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine istinaden yapılan Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2019/479 Esas sayılı icra takibinde davacı tarafından fazla ödenen 213.062,03 TL’nin tarafına iadesi için davalıya karşı istirdat davası açılmış olup istirdat davasının konusunun bir miktar para alacağına ilişkin bulunduğu, buna bağlı olarak istirdat davasının açılmasından önce TTK’nın 5/A maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu ancak davacı tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı gerekçesiyle dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın Bursa 5. Tüketici Mahkemesinde 22.01.2020 tarihinde açıldığını, davanın açılmış olduğu tarihte tüketici mahkemelerinde arabuluculuk şartının mevcut olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, hakkında kesinleşen icra takibinde talep olunan işlemiş faizin hatalı olduğunu iddia ederek icra dosyasından fazladan tahsil olunan işlemiş faiz alacak tutarının davalıdan istirdatını istemiş, ilk derece mahkemesince arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davanın ilk olarak açıldığı Bursa 5. Tüketici Mahkemesinin 08.03.2021 tarihli ve 2020/25 E- 2021/124 K sayılı kararı ile davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, kesinleşen görevsizlik kararı uyarınca dava dosyasının Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi olunduğu, bu mahkemece de 17.05.2022 tarihli, 2021/985 E- 2022/622 K sayılı karar ile davanın TTK’nın 5/A, 6326 sayılı Kanun’un 18/A-2 ve HMK’nın 115/2. maddeleri gereğince arabuluculuk dava şartı eksiği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası ile “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
Yine aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen ‘Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde “(1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almıştır.
İlk derece mahkemesi gerekçesinde de işaret edildiği üzere, uyuşmazlığın ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve davanın ticari dava olması nedeniyle ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davanın açılış tarihi olan 22.01.2020 tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK’nın 5/A maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, ancak davacı tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı sabit olmakla ilk derece mahkemesi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022


Başkan

e-imza

Üye*

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza