Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1286 E. 2022/1109 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……………..
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …..
KARAR NO : ………….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …………..
ÜYE : ……..
ÜYE : …………
KATİP :…………..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : ………. D.İş, …………… Karar
TARİHİ : 27/05/2022

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN : …….
VEKİLİ : Av………..
KARŞI TARAF : 1 -B…………
2 -………….

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ :16/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :16/09/2022

İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkili banka ile………..l arasında imzalanan 25/03/2021 tarihli kredi sözleşmesi ile adı geçen borçluya kredi kullandırıldığını………l’un ise söz konusu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu tarafından kullanılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle 03/03/2022 tarihinde toplam 28.300 TL üzerinden Bursa 30. Noterliğinin 4014 yevmiye nolu kat ihtarnamesinin borçlulara 15/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğini ancak borcun ödenmediğini, borçlular aleyhine başka icra takibi başlatıldığı ve hatta taşınmazlarını başkalarına devrettiklerine dair istihbarat elde edildiğini ileri sürerek 28.300 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, somut olayda İİK’nın 257. ve devamı maddelerinde belirtilen ihtiyati haciz isteme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan İhtiyati haciz talep eden vekili, talep dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, gayrinakti kredi yönünden alacağın hesap kat ihtarnamesinin tebliği ile muaccel hale geldiğini, hesap kat ihtarnamesinin borçlulara tebliğ edildiğini, mahkemenin vermiş olduğu ret kararını hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Talep, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak 2004 sayılı İİK. 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkin olup uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
2004 sayılı İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır.
Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden tarafından talep dilekçesi ekinde Genel Kredi Sözleşmesinin sadece 1, 35 ve 36. sayfaları, müşteri bilgilendirme formu ile kat ihtarnamesinin ve tebliğ belgesinin fotokopilerinin sunulduğu, hesap kat ihtarından, kredi hesabının kat tarihi itibariyle nakdi alacağın 3.200,00 TL, gayrinakdi risk tutarı toplamının ise 25.100,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Konuya ilişkin Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27/12/2018 tarih 2016/1 Esas, 2017/6 Karar sayılı ilamında; “Bankanın teminat mektubu verilmesini sağlamak amacıyla yapılan gayri nakdi kredi sözleşmesinden doğan borcunun doğrudan nakit çıkışı yapılması değil, bir riskin üstlenilmesi niteliğinde olduğu; risk gerçekleşip bankaca muhataba ödeme yapılmadıkça, diğer deyişle mektup bedeli tazmin edilmedikçe bankanın müşterisine rücu etmesinin de söz konusu olamayacağı anlaşılmaktadır. Mektup bedeli tazmin edilmeden ve rücu hakkı doğmadan takip yapılamaz (Bank. K. m.48).
İhtiyati haciz talep edilebilmesi için kural olarak borcun vadesinin gelmiş/istenebilir/muaccel olması gerekir (İİK.m.257/1). O hâlde asıl sorun: henüz tazmin edilmemiş teminat mektubu veya karşılıksız kalıp kalmayacağı henüz belli olmayan çeklerin kanuni karşılıkları olan bedellerin banka tarafından istenip istenemeyeceği konusudur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez. Zira “depo etmek” ifa etmek değildir. Sözleşmede anılan şekilde hüküm olsa bile, banka sadece “depo edilmesini” isteyebilir. Kendisine ödeme yapılmasını (ifa) talep edemez….
….Zira şüpheli ve müstakbel olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, şarta bağlı borcun talep ve takip edilebilir bir alacak doğurup doğurmayacağı, ancak şart gerçekleştiğinde belli olacaktır. Henüz tazmin edilmeyen teminat mektubu bedelinin veya karşılıksız çıkabileceği ihtimaline binaen bankanın ödemek zorunda kalacağı kanuni karşılık bedelinin, henüz risk gerçekleşmeden önce, mevcut ve muaccel bir alacak niteliğinde olduğu söylenemeyecektir. Nitekim İİK’nun 257’nci maddesi karşısında şarta bağlanmış bir alacak için ihtiyati haciz istenmesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
İİK’nın 257’nci maddesinde 17/07/2003 gün ve 4949 sayılı Kanunun 59’uncu maddesiyle yapılan değişiklikte, madde başlığı “İhtiyatî haciz” iken “İhtiyatî haciz şartları”; birinci fıkrasında yer alan “borcun” ibaresi, “para borcunun” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik göstermektedir ki, teminat alacakları için İcra ve İflas Kanunu’nun 42’nci maddesi gereğince genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılabilir ise de ihtiyati haciz kararı verilemez. Çünkü İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesinde ihtiyati haciz, sadece “para alacakları” için öngörülmüştür. İhtiyati haciz; “icra işlemi” değil, özel geçici hukuki koruma müessesesi olduğundan, ancak İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesindeki şartlar çerçevesinde karar verilebilir. O hâlde, teminatın “depo edilmesi” için ihtiyati haciz kararı verilemez.” denilmiştir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince gayrinakdi alacak için gerekçesi yukarıda yazılı bağlayıcı bulunan içtihadı birleştirme kararı uyarınca ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, öte yandan dosya kapsamı uyarınca ihtiyati haciz talep eden vekilince, kredi sözleşmesinin tüm şartlarını gösterir şekilde tamamının ibraz edilmediği, hesap hareketlerinin sunulmadığı, bu suretle karar tarihi itibariyle yaklaşık ispat koşulunun da sağlanmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup ilk derece mahkemesince ihtiyatî haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ihtiyatî haciz talep vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) İhtiyati haciz talep eden vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-) Tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-f hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/09/2022

……..
Başkan
……….
¸e-imzalıdır
……
Üye
………
¸e-imzalıdır
…….
Üye
………
¸e-imzalıdır
………
Katip
………
¸e-imzalıdır